Başbakan manşete böyle müdahale etti

Başbakan manşete böyle müdahale etti

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Manşetine karıştığımız gazete var mı?' sorusu üzerine Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Erdoğan'ın eski danışmanı Akif Beki'nin Sabah'ın haberine nasıl müdahale ettiğini yazdı. Beki 'Evet oldu' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sekiz yıldır hangi gazetenin manşetine karıştık" sözlerine Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, başından geçen bir olayı yazarak yanıt verdi.

Taraf gazetesinin haberine göre, Altaylı dönemin Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki'nin kendisiin arayarak gazetenin manşetine müdahale etmek istediğini yazdı.

Fatih Altaylı, Habertürk'te yayımlanan dünkü köşesinde şunları anlattı: "Başbakan Erdoğan, 'Manşetine karıştığımız gazete var mı?' dedi, gazetelerin manşetlerine karışmadıklarını söylemek için.

Kemal Kılıçdaroğlu, benim bir yazımla yanıt verdi dün. 'Fatih Altaylı yazdı, 21 Nisan 2007'de. Okuyun' diyerek.

Hiç sevmem böyle malzeme olmayı ama olduk bir kere. Kemal Bey'in bahsettiği dönemden bahsetmem farz oldu.

1 Nisan 2007'de TMSF Sabah'a el koydu. Ben de yargı sürecinin sonuna kadar çalışma arkadaşlarımdan ayrılmamak için istifa etmedim.

Ancak 17 gün dayanabildim ve 17 Nisan günü istifamı verdim TMSF yönetimine, hatırladığım kadarıyla da son yazımı 19 Nisan'da yazdım.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği olay işte bu 17 günlük sürecin son günlerinde meydana geldi.

Hatırlayan hatırlar, o günlerde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Harp Akademileri'nde iktidarı hedef alan çok ağır bir konuşma yaptı.

Bu konuşmadan birkaç gün sonra da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Sezer'e ağır bir yanıt verdi.

Yazı işleri toplantısında gazeteyi yapıyoruz. Masanın etrafında 10 kişi falan varız, hepsi şahit.

Arayan dönemin Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki.

Selam sabahtan sonra Beki ricasını iletti. 'Abi' dedi, 'Bir ricam olacak. Cumhurbaşkanı'nın sözleriin fazla büyütmezseniz memnuz oluruz.'

'Akif Cumhurbaşkanı bu kadar sert konuşmuş. Nasıl büyütmeyiz? Manşet yapıyoruz' dedim.

'Anlıyorum abi, tabi ki haberi vereceksiniz. Ama Abdullah Bey'i büyük verip Cumhurbaşkanı'nı daha küçük vermenizi rica etsem' dedi.

'Akifcim öyle şey olmaz. Ben büyütmesem bütün gazeteler büyük verecek. Olmaz, yapamam' dedim.

Bunun üzerine Akif Beki, 'Ertuğrul'la konuştum. Onlar çok büyütmeyecek. Yandan 3 sütun verecekler. Siz de öyle yapsanız' dedi. Telefonu kapattık. Haberi 9 sütun manşet yaptık.

Baskıyı durdurdular

Akşam yemekteyim. Matbaa Müdürü Selim aradı. 'Fatih Bey, Yavuz Onursal aradı. Baskıyı durdurttu. Bu manşeti değiştirmenizi istiyor' dedi.

Yavuz Onursal dediği, TMSF'nin atadığı Medya Grup Başkanı.

'Yavuz'a söyle, bir derdi varsa beni arasın' dedim. Aramadı. Matbaa durmuş, gazete dönmüyor.

Ben, Yavuz Onursal'ı aradım.

'O manşeti değiştireceksiniz' dedi.

Ben de buraya yazamayacağım bir yanıt verdim. Sabah, ertesi gün o manşetle çıktı.

Ama Akif Beki haklıydı. Hürriyet'te haber aynen Akif Beki'nin söylediği gibi küçük çıkmıştı.

Bir yıl iki ay Sabah'ı yönettim. İki yıl bir aydır da Habertürk'ün başındayım. Başımdan geçen tek olay budur."

Beki: Onlar da beni arardı

Fatih Altaylı'nın yazısındaki iddialara ilişkin Taraf'a konuşan Akif Beki ise şunları söyledi:

"Buna benzer çok olay yaşandı benim görev dönemimde. Ama şöyle olurdu: Memlekette önemli bir siyasi gelişme yaşandığında Başbakanlık'ın perspektifini almak için yazılmak veya yazılmamak kaydıyla çoğu zaman yayın yönetmenleri beni arardı. Benim aradığım da olurdu.

Fatih Altaylı da buna dahildir. Ben onlara Başbakanlık'ın bakış açısını aktarırdım. Gerisi onların takdirine ve tasarrufuna ait kalırdı.

Ne ben manşetlere müdahale anlamına gelecek buyurgan bir dil kullandım ne de onlardan biri Fatih'in aktardığı şekilde posta koydu.

Dolayısıyla Fatih Altaylı'nın kendisine fazladan şahsi paye çıkardığı yazısını fazla ciddiye almamanızı öneririm."

Görevden alınmasını durdurdum

Altaylı'nın TMSF'nin Sabah gazetesine el koymasından 17 gün sonra görevinden istifa ettiğini anlatmasına ilişkin de konuşan Beki, "O istifa etmedi benim bildiğim kadarıyla. TMSF yönetimi onu görevinden alırdı, o da müdahale etmem için beni arardı. Ben de devreye girer durdururdum. Son görevden alam gerçekleşinceye kadar böyle oldu" dedi.