Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın memleketi Siirt’te konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Siirt işi bitirmiş, enişteyi Cumhurbaşkanı yapmaya karar vermiş. Ama bizi unutmayın; Ak Parti güçlü olacak, Meclis güçlü olacak" dedi.
Siirt 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitinge, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve milletvekili adayları ile katılan Yıldırım, "Biz 16 yıl boyunca 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' dedik, hizmet ve kalkınma siyasetini benimsedik. Halkı, vatandaşları isyana, ayaklandırmaya, çukur siyaseti ile şehirleri yakıp yıkmadık. 16 yaşındaki Yasin Börü gibi vatandaşları ve acı ile gözyaşı bırakmadık. Ak Parti iktidarı Siirt'e 15 yılda 6 milyar yatırım yaptı, helali hoş olsun. Ak Parti sorunları torunlara havale etmeyen partidir, laf değil, icraat yapan partidir. Muhalefet adayları ne diyor, boş konuşuyor, laf üstüne laf ama Siirtli kimin icraat yaptığını 15 yıldır biliyor. Siirt işi bitirmiş, enişteyi Cumhurbaşkanı yapmaya karar vermiş. Ama bizi unutmayın, Ak Parti güçlü olacak Meclis güçlü olacak. Cumhurbaşkanı daha güzel hizmetler yapacaktır" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
-Siirt, bizim kutlu yolculuğumuzun başladığı şehir. Hatırlayın; 'Muhtar bile olamaz' diyenlere karşı Recep Tayyip Erdoğan'ı 2003 Mart'ında yüzde 85 ile milletvekili seçerek bu kutlu yolculuğa seçen ilin adı Siirt. Siirt, Cumhurbaşkanımız ile beraber yürüdü bu yolları. Değerli kardeşlerim, Siirt bugün hiçbir söze hacet bırakmadı. Siirt milletin adamı, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan'ı bağrına bastı. Siirt 16 yıldır kendisi ile aynı dili konuşan Ak Parti'ye, milletin partisine bir kez daha sahip çıktı.
-Kardeşliğimizi hedef alanları hezimete uğratmaya var mısınız? Siirt işi bitirmiş, işte Siirt, Siirt'e yakışan budur. Vakit Siirt vaktidir. Biriz, beraberiz, diriyiz, iriyiz biz birlikte Türkiye'yiz. Ak Parti olarak başından beri bölücülüğe, kardeş kavgasına asla müsaade etmedik. Türkiye'nin batısı ile doğu arasında hiç fark gözetmedik. Her bölgesinde hizmet götürdük, teşvikler yaptık, yıllarca ihmal edilen konuları ele aldık, hepsini çözdük. Ret politikasını, inkar politikasını kullanmadık. Biz anamızın, babamızın kim olduğunu seçmiyoruz. Bizi yaratan Rabbimiz bir, Peygamberimiz, Kitabımız birdir. Fakrlılıklarımız her zaman bizim zenliğimizdir. Farklılıklarımız olabilir ama unutmayalım gözlerimizden akan yaşın rengi aynıdır, acımız sevincimiz ortaktır. Üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü her zaman muhafaza edeceğiz. Güvenlik esastır ama güvenlik uğruna özgürlüklerden vazgeçmek yoktur. Kürtlüğünüz ile iftihar edin, Arap iseniz övünün ama bir şeyi unutmayalım; ay yıldızlı bayrağımız aynıdır, tek vatan gerisi bizim zenginliğimizdir.
-Ak Parti iktidara gelince birçok el atılmayan konulara el atıldı. 35 yıldır bu terörden çok çekiyoruz; 1984'ten bu tarafa ne kadar büyük kayıplarımız oldu. Bölgenin kalkınması, gelişmesi gecikti, Şırnak'tan Van’a Siirt üzerinde Bestler Deresi'nden geçecek yola ancak yeni başlayabildik. Niye? Terör yüzünden. Terör kalkınmamızı geciktirdi. Kürtlerin sorunları ile bunların alakası yok, Kürtlerin damlarını başına yıkıyorlar hatırlayın. Diyarbakır’da İdil'de, Şırnak'ta sizlerin evlerinizi yıkan bu alçaklar değil miydi? Değerli kardeşlerim, PKK denilen proje örgütün, bölücü örgütün Kürtler diye bir sorunu yoktur. Terör sorununu ele alırken, sivil vatandaşları ve teröristleri birbirinden tamamen ayırıyoruz. Ak Parti, devlet ile millet arasındaki mesafeyi kaldırdı, vatandaş ile devleti kucaklaştırdık. Dünya âlem bilsin, Kürt de bizim, Zaza da bizim, Van da bizim, Sinop da bizim. Bizler, Alparslan'ın ve Selahaddin Eyyubi'nin torunlarıyız, bizler aynı kıbleye yönelen, aynı camide saf tutanlarız. Yeter ki kardeşlerim oynanan oyunların farkında olalım.
-Dağa çıkışlar bitti. Yavrularımız yönünü dağa değil, geleceğe bakıyor. Çünkü, dağda gözyaşı, zulüm var. Bu bölgenin çocukları okumasın diye, geri kalsın, cahil kalsın diye okulları yakan kim; bu alçaklar değil mi? Yolları, tünelleri bombalayanlar, iş makinelerini yakanlar, işçileri, çalışanları kaçıranlar bunlar değil mi? Bu alçak bölücü örgüt, en büyük zararı kime verdi? Evladı dağa çıkarılmış ananın çocuğuna hasretini kim dindirebilir? Kalem tutması gerek ellere silah verenlerden hesap sorma vakti geldi, bunlara hak ettikleri dersi vereceğiz. Terörün can evinden vurduğu analarımızın acıları dinsin istiyorum. Bu terör Türkiye'nin gündeminden çıkmıştır, Siirt'in gündeminden çıkmıştır. Bunun için ne gerekiyorsa yaptık, daha fazlasını da inşallah yapacağız. Artık evlatlarımızı kandıramıyorlar, dağa çıkaramıyorlar, çıkaramayacaklar. Devlet ve millet arasına fitne tohumları bundan sonra ekemeyecekler. Kürt kardeşlerimizin gönlüne sevgi, samimiyet ekiyoruz ve kardeşliğin filizlendiğini de burada görüyorum. Bunların ipi dışardakilerin elindedir. Bunlarda vatan, millet, bayrak sevgisi yok. Bunlar öldürmekten, zulümden başka hiçbir şey yapmazlar. Varsa sorunumuz, yine kendimiz çözeceğiz, birlikte çözeceğiz.
-Bölge terörden çok çekti. Dağlarımızda eskiden davarımızı yayamıyorduk, dağlar ıssızlaşmıştı, terör örgütü geçit vermiyordu. Elhamdülillah dağımız da bizim, ülkemizin her tarafı da bizimdir, bizim olmaya devam edecektir. Çocuklarımızı dağa çıkaranlar, ellerine silah verenler, en çok bu memleketin, siz asil evlatlarına, Kürt kardeşlerime zarar verdiler. Çocuklar okumasın, cahil kalsınlar diye okulları yaktılar, yolları ve tünelleri bombaladılar. İşçileri kaçırdılar, iş makineleri yaktılar. Kime zarar verdiler? Size zarar verdiler. Evladı dağa çıkan annenin, babanın acısını kim anlayabilir? Bu memleketin evladının kalem tutması gereken ellerine silah tutuşturan alçak terör örgütünden hesap sorma vakti gelmiştir.