T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Haziran seçimleri öncesi Hopa mitinginde çıkan eylemde ölen Metin öğretmenin ölümünü protesto yürüyüşünde gözaltına alınan 100'e yakın göstericinin 35'i "terör örgütüne katkı" suçlamasıyla tutuklu, bunların 10'u da üniveriste öğrencilerinden oluşuyor. Öğrenci Kolektifleri, bugün arkadaşlarının tutukluluğunun 50. günü nedeniyle Galatasaray Lisesi önünde, “Sokağı Özgür Bırak” adıyla dayanışma eylemi düzenliyor. Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, "Başbakan, bir dönem kendisinin yürüdüğü sokakları gençlere kapatmaya, yürüyenleri cezalandırmaya çalışıyor" dedi.
Can Dündar'ın "Sokağı özgür bırak!" başlığıyla yayımlanan (6 Ağustos 2011) yazısı şöyle:
Sokağı özgür bırak!
Tayyip Erdoğan, sıkıyönetim döneminde arkadaşlarıyla korsan yürüyüş yaparken yakalanıp gözaltına alındığında 25 yaşındaydı.
Delikanlılık çağının isyan duygusunu bilen, bürokrasiden değil, sokaktan gelen bir siyasetçiden ne beklersiniz?
İktidara geldiğinde gençlere daha anlayışla yaklaşmasını, sokağı özgür bırakmasını değil mi?
Tersine...
Siyaset, “Güç bende artık” mantığıyla işliyor.
* * *
Hatırlayacaksınız; seçim öncesi Başbakan’ın Hopa gezisindeki protestolar, Metin öğretmenin ölümüyle sonuçlanmıştı.
Ölen öğretmenin akrabası olan Ruşen Çakır, NTV’de bu konuyu sorduğunda Başbakan, bir rahmet dileğini bile esirgemiş, elinde bantlar, fotoğraflar olduğunu belirtip “Hak etti” demeye getirmişti.
Hopa muhalefetinin yarattığı tepki, orada anlaşılmıştı.
Metin öğretmenin ölümünü protesto eylemlerinde 100’e yakın gösterici gözaltına alındı.
35’i “terör örgütüne katkı” suçlamasıyla tutuklandı.
İçlerinden 10’u, Öğrenci Kolektifleri’nden üniversitelilerdi.
* * *
Ozan, 21 yaşında... Mülkiye’de okuyor. Yazları Mamak’ta yoksul öğrencilere bedava ders veriyor.
ODTÜ Metalürji’den Çağdaş da “Okumuş insan, halkın yanındadır” diye gecekondularda ücretsiz ders verenlerden...
O da tutuklu...
Bir “örgüt” içinde oldukları belli(!)
Dikmen’de yıkıma direnen mahalleliye amfi tiyatro yapımında çalışmış ikisi de...
Mülkiye’de Kuzu’ya yumurta eyleminde de beraberlermiş.
İntikam kokusu geldi mi burnunuza?..
Hazır tutuklanmışken Öğrenci Kolektifleri’nin diğer eylemleri de üzerlerine yıkılır şimdi:
Ulaşıma zam yapıldığında otobüslere kart basmadan binenleri kışkırtmış olabilirler mesela...
Belki, “YÖK varsa biz yokuz” diye kendini zincire vuranlar, “Paralı eğitime hayır” diye yürüyenler de onlardır.
Muhtemelen Erdoğan’ın rektörlerle yaptığı toplantıya ya da Karadeniz’de doğayı tahrip edecek santrallere karşı çıkarken yakalanıp coplanmışlardır.
Ozan’ı, Çağdaş’ı ve diğer muhalifleri içerde tutacak yafta hazır zaten:
“Örgüt üyeliği...”
* * *
20’li yaşların başında bu gençler...
Başbakan’ın izinsiz yürüyüş yaparken gözaltına alındığı çağdan birkaç yaş küçükler...
Hep yakındığımız, günümüz gençlerinin duyarsızlık perdesini yırtıp sokağa çıkmış, doğayı, insanı sahiplenmişler.
Şimdi Başbakan, bir dönem kendisinin yürüdüğü sokakları gençlere kapatmaya, yürüyenleri cezalandırmaya çalışıyor.
Oysa siyasetin bilinen kuralıdır:
Ülkede yasal hak arama ve itiraz kanallarını, derneği, meclisi, üniversiteyi, sendikayı, yargıyı, medyayı kapatırsan tepki sokağa akar.
Sokak da tıkanırsa çıngar çıkar.
* * *
Öğrenci Kolektifleri, bugün arkadaşlarının tutukluluğunun 50. günü nedeniyle Galatasaray Lisesi önünde, “Sokağı Özgür Bırak” adıyla dayanışma eylemi düzenliyor.Geçen hafta orada, Asmalımescit’in, Cihangir’in sokaktan “içeri alınan” masaları için özgürlük yürüyüşü vardı.
Aslında masaların da insanların da tutukluluk nedeni aynı...
Serbest kalma çaresi de...
Hayatı ve özgürlükleri savunmak, sindirmelere, haksızlıklara karşı çıkmak, karşı çıkanlara da sahip çıkmak gerekiyor.