'Başbakan son padişah gibi'

'Başbakan son padişah gibi'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin, AKP yönetimi ile cephelere, kamplara, çatışma, kavga ve kaos ortamına sürüklenmek istendiğini iddia etti. Bahçeli, Adana'da, Uğur Mumcu Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. AKP hükümetinin 6 yıl 4 aydan bu yana ülkeyi yönettiğini söyleyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Devletin iki uçacağı biri Ata biri Ana. Hangisi müsaitse sayın başbakan ona binip, miting yapacağı ile doğru Ankara'dan hareket ediyor, orada bir helikopter bekliyor, bu arada kara yoluyla başbakanlıkta ne kadar makam aracı varsa orada Sübhaneke boncuğu gibi diziliyor. Sonra cumhuriyet otobüsü geliyor başbakanlığa ait, ona biniyor, şehre bir Davos fatihi gibi bir Ortadoğu eşbaşkanı gibi, bir son padişah gibi, son iki günde de son halife olarak giriyor." ‘TOKİ binaları dökülüyor’ Konuşmasında TOKİ'yi de eleştiren Devlet Bahçeli, TOKİ'nin yaptığı binaların parça parça döküldüğünü, müteahhitlerin de parasını alamadığını savundu. "Ama TOKİ konut yapma aracıyla başbakanlıkta oluşturulmuş bir kurum olmakla da yetmiyor, bu seçim dönemlerinde sayın başbakanın açık hava toplantılarında kürsü yapma görevini üstleniyor" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Başbakan siyaseti çirkefleştiriyor'"İşte o gördüğünüz kırmızı halıları, arkadan kapılı girişleri hazırlayan, ev yapacak olan TOKİ kürsü yapıyor. Kırmızı halıya Sayın Başbakan çıkıyor, bir bu tarafa bir bu tarafa volta atıyor. Sol tarafa volta atarsa CHP'ye çarpıyor, sağ tarafa volta atarsa MHP'ye saldırıyor, Sayın Başbakan bunu yaparken gerçekleri konuşmuyor, iftira ediyor, hakaret ediyor, bazı davranışlarıyla herkesi küçümsüyor, dün çiftçiye 'al ananı git diyen' Başbakan, memurunu azarlayan Başbakan, birçok kurum arasında sinsice gerilim yaratan Başbakan, kürsüde konuşurken siyaseti kirlettiğinin farkında değil, siyaseti çirkefleştirdiğinin farkında değil, ya 'lan'lı ya 'be'li konuşuyor. Bir siyasi başkana, başbakana yakışmayan üslupla konuşuyor." MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ekonomik krizin halkın, yoksulun yüreğini deldiğini belirterek, "Kriz, yandaşlarınla hanedanlarının olduğu yerde teğet geçiyor" dedi. Bahçeli, Erdoğan'ın iktidar olan bir partinin genel başkanı iken milletvekili olma yeterliliğinde olmadığı için seçimlere katılamadığını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bunun üzerine bugünkü sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hükümeti kuruyor ve 58. hükümet faaliyetlerine başlıyor. Aradan zaman geçiyor, bir Anayasa değişikliğine gidiliyor, bir alaca karanlıkta, karanlık odalarda, karanlık ilişkilerle Siirt'te kazanan milletvekili istifa ettiriyor. Yasal olmayan bir ara seçimle Recep Tayyip Erdoğan Bey Ankara'ya geliyor. Aradan tam 116 gün geçmiş, en yakın arkadaşını başbakanlıktan ayırıyor, kendisi 59. hükümeti kuruyor. Bu gelişmeyi hatırlıyor musunuz? Peki Başbakana ben soruyorum, MHP'ye dil uzatacağına, 116 günde alaca karanlıkta nasıl başbakan oldun, gel bana anlat." Başbakan Erdoğan'ın, 2003 yılından bu yana Türkiye'nin birçok yerine gittiğini, ancak hiçbirisinde kara yolunu kullandığını hatırlamadığını ifade eden Devlet Bahçeli, şöyle konuştu: "Bir de yurt dışı gezileri var. Hangi ülkeye niçin gider, hangi milli çıkarlarımız peşinde koşar? Dışışleri Bakanlığında kaydı da yok. Sayın Başbakan asgari ücretin çok düşük seviyede olduğu millete cevap ver. Bize saldıracağına, de ki 'Ben Sayın Bahçeli'nin sorusu üzerine şu günden şu güne şu ülkeye gittim, şu milli menfaatleri sağladım, ülkeme fayda getirdim, ama bunun karşılığında şu kadar Başbakan yolluğu aldım.' Senede aldığın yollukla kaç yoksul geçinebiliyor, anlat bakalım.Bunlara sayın Başbakan hiç cevap vermiyor, hep kaçamak kalıyor, saklanıyor. Sonra da televizyon ve medya gücüyle yalan ve iftiralarla üstünlük sağlaya çalışıyor." MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Elazığ'da "57. Hükümet döneminde IMF'den 30 milyar dolar kredi aldılar ama açıklayamıyorlar" dediğini belirterek, 'Geçmişten bu yana devam eden stand-by anlaşmalarının 17'ncisini gerçekleştirerek kredi aldık, bununla Türkiye'deki banka, finans ve reel sektörünün sıkıntılarının aşılması için gerekli kaynak sağlandı ve 1999'dan 2002 yıllarında kadar alınan kredi miktarı 28,5 milyar dolar oldu" dedi. Söz konusu kredinin bir kısmını 2003 yılında AKP hükümetinin kullandığını bildiren Devlet Bahçeli, şunları söyledi: "İki tane büyük krizin ve depremin gerçekleştiği bir ülkede birçok acı tedbirler alınırken, IMF'de 28,5 milyar dolar kredi alınmış, yarısını biz ödedik diyorsun. Madem borç ödeyecek haldesin de 2005 yılında IMF ile anlaşma yaparak 13 milyar dolar krediyi niçin aldın? Hani Türkiye toz pembeydi, huzur içerisindeydi. Sen gereksiz bir ortamdayken 13 milyar dolarlık IMF kredisini niçin aldığını söylemiyorsun da neden 57. hükümeti suçlamaya çalışıyorsun? Ya doğru konuşmuyorsun, ya bilgisizsin, ya da danışmanların yalan konuşarak seni halkın gözünden düşürmeye çalışıyor." ‘İşsizlik ve yoksulluk arttı’ Yaşanan krizle işsizlik ve yoksulluğun arttığını kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti: "Türkiye'de 5 milyon 680 bin işsiz var. İş bulanlar da işten çıkarmalarla karşı karşıya, neredeyse 500 bin kişi işinden oldu. Böyle bir ortamda Türkiye'de işsizliği yok farz eden bir anlayışla hareket etmek doğru değil. ABD'de, Avrupa'da var diyerek, Türkiye'deki işsizliği görmemezlikten gelmeyin. Her ülkede olabilir, ama bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sosyal patlamanın işaretidir" dedi. Bahçeli, AKP iktidarında kişi başına gelirin 10 bin dolara çıktığının bildirilmesine rağmen çiftçinin, esnafın gelirinin artmadığını belirterek, "Bu iktidar döneminde yandaşlar ve hanedanlar zenginleşti, vatandaş ise fukaralaştı" dedi. Türkiye'nin durumu gittikçe perişanlaşırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz 6 yılda milli geliri 520 milyar dolar artırdık" dediğini kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu: "Sayın Başbakan eğer bu dediğin doğruysa kişi başına gelir ortalama 10 bin dolara çıktı diye iddian varsa, o zaman soruyorum. Çiftçi ve esnaf kardeşimin geliri ne kadar arttı? Emekli, dul ve yetimler düne göre daha mı iyi? Öyleyse bu para nereye gitti Sayın Başbakan? Gel bu millete bunu anlat. Bu iktidar döneminde yandaşlar ve hanedanlar zenginleşti, vatandaş ise fukaralaştı. Şimdi Sayın Başbakanı mahalli idareler seçimlerinde önemli bir oy kaybedeceği endişesi taşımaktadır ve o sebepten dolayı da hırçınlaşmaktadır, hakaretlerle dolu ve argo ifadelerle siyaseti ve ülkeyi çok büyük bir kültür ve siyaset yozlaşmasına doğru sürüklemektedir." Bahçeli, 20 yıldan bu yana Adana'ya hizmet sunan Aytaç Durak'ın bir tercihte bulunup, MHP'yi şereflendirdiğini belirterek, "Şimdi Adana'da hizmette durak tanımamak için, Adana'da hizmette durmayı temin etmemek için bir tek yol kalıyor. Kendilerinin sloganıyla söylüyorum, Adana yola devam, ama Aytaç Durak ile yola devam" dedi. ‘Bindirme kıtalar’ Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve MHP adayı Aytaç Durak ise konuşmasında AKP'nin Adana'da yaptığı mitingi hatırlatarak, mitinge katılan bazı kişilerin "bindirme kıtalar gibi getirilmiş, devşirme bir kalabalık" olduğunu, ancak o kişilerin de kendine oy vereceğini iddia etti. AKP mitinginde Uğur Mumcu Meydanı'nda bulunan TCDD binasının üzerinden basın mensuplarının görüntü almasına izin verilmediğini ileri süren Durak, şunları söyledi: "O binada şu anda iktidarın piyonu olmuş bir televizyonun kameramanın konuşlandığını biliyorum. 15 gün evvel AKP'nin mitinginde oradan çekim yapmak isteyen basın mensuplarının çıkması polis gücüyle engellendi. Şimdi neden engellenmiyor. Çünkü bu kalabalığın arka tarafındaki seyrek yerleri çekecek, 'Bu meydanda kalabalık yoktu' diyecek. Bu meydanın tamamı dolu ama o orada tenha yerleri çekiyor." Durak, "rakiplerinin seçimi kaybedeceklerini anladıklarını" savunarak, bu nedenle karalama kampanyaları başlattıklarını ileri sürdü.