Başbakan: Türk varlığı Başika'da kalmaya devam edecek, ileri geri konuşmak Irak'ın haddine değil!

Başbakan: Türk varlığı Başika'da kalmaya devam edecek, ileri geri konuşmak Irak'ın haddine değil!

Başbakan Binali Yıldırım, Irak'la Türkiye arasında krize dönen Türk askerinin Başika'daki varlığına ilişkin olarak, "Irak hükümeti ne söylerse söylesin, bölgedeki DEAŞ ile mücadele için bölge yapısının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir" dedi. Yıldırım, "Birçok ülke orada dolaşırken tarihi derinliğiyle bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında böyle ileri geri laflar etmek Irak hükümetinin haddi değildir" ifadesini kullandı.

Irak Parlamentosu, Türkiye'yi 'işgalci güçler' olarak nitelerken, Türk askerlerinin Irak'tan çıkarılması için karar almıştı.

Başbakan Yıldırım, 'FETÖ' soruşturmalarındaki usulsüzlük ve mağduriyet iddialarına dair, "Eğer FETÖ ile mücadelede esas ve usullerin dışında, keyfi karar verenler varsa bunları da tek tek ele alıp gereğini yapacağız" diye konuştu.

Türkiye'nin 'yatırım yapılabilir' seviyesindeki notunu 'durağan'a çeken uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'e değinen Yıldırım, "Arkadaşlar hayat devam ediyor, bakın not düşürenlerin bilmesini istiyorum Japonlar notumuzu yükseltiyor. Bir tanesi düşürüyor, bir tanesi yükseltiyor. Bundan güzel cevap olur mu?" dedi. "İhracat artıyor, sanayide güven endeksi artıyor, daha ne istiyoruz" ifadesini kullanan Yıldrım, "Dünyada, gelişmekte olan ülkelerde Çin, Hindistan'ı çıkarın bu haliyle Türkiye bir numara" görüşünü savundu.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde düzenlenen 9. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda konuşan Yıldırım'ın açıklamlarından satır başları şöyle:

Bu operasyonun yaklaştığı bugünlerde Irak hükümetinden anlaşılmaz bir tepki geldiğini görüyoruz. 63 ülkeden askeri unsur var Yeni Zelanda'dan bile var. Şimdi Türkiye ile 350 km'den fazla hududu olan, 30-35 senedir ülkemizin başını ağrıtan PKK terör örgütünün barındığı Irak'ta bugüne kadar hiçbir tedbir alınmazken ve 63 ülkeden burada terörle mücadele adı altında askeri unsurlar bulunurken bunları bir kenara bırakıp Türkiye'nin buradaki varlığına takılması abesle iştigaldir. Bunun hiçbir şekilde iyi niyetle izahı yoktur. Irak hükümeti ne söylerse söylesin, bölgedeki DEAŞ ile mücadele için bölge yapısının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir. 

"İleri geri konuşmak Irak'ın haddine değil!"

Birçok ülke orada dolaşırken tarihi derinliğiyle bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında böyle ileri geri laflar etmek Irak hükümetinin haddi değildir. Değerli arkadaşlar ülkemiz sınırları içerisinde de bölücü terörle amansız bir mücadelemiz var. Geçtiğimiz temmuz ayından itibaren yeni bir safhaya geçtik. Önce çukur siyasetiyle şehirlerimiz işgal edildi, bölücü terör örgütü büyük tahribatlar yaptı. Çok sayıda insan zarar gördü, şehirler, binalar yıkıldı. Şehit olan güvenlik güçlerimiz oldu ama bütün bunlar geride kaldı. Bu illerde muazzam bir yeniden imar faaliyetine başladık. Yaralar süratle sarılıyor, hayat normale dönüyor. Esnafların gecikmiş borçları tekrar yapılandırıldı, yeniden işletme ihtiyacı olan krediler temin edildi. Bir yıl içerisinde en az 15 bin konut yapılacak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki cazibe merkezlerindeki yatırımları 140 milyar doları bulacak.

2002 yılında bugün cazibe merkezi yapmaya karar verdiğimiz yatırım ve destek hamlesini açıkladığımız 23 ilin ortalama kişi başı milli geliri 750-800 dolardır. 2016 başına geldiğimizde bu illerin ortalaması 5 bin 500 doları buldu. Türkiye ile 3 bin 200 dolardan 9 bin 10 bin dolarlara yaklaşık 3 kat büyümesiyle kıyaslandığında burada 8 9 kat oranında bir büyüme görüyoruz. Buradaki refahtaki farklılığı ortadan kaldıracak büyük bir pozitif ayrımcılık yaptık. Biliyorsunuz yatırım güven ister, istikrar ister. Bir yandan güvenliği sağlamak için mücadele ettik, bir yandan bölgeyi geleceğe hazırladık. Ama bütün bunları terör örgütü bir ayda tarumar etti. Hani terör örgütünün Kürtler diye bir sorunu vardı? Kürtlerin sorunu Kürtlerin evlerini başlarına yıkmak mıdır? Hepiniz bilin, bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımız da bilsin. Kürt sorunu yok, Kürtlerin PKK sorunu var. Bu sorunu bütün bu terör unsurlarının kökenini kazıyarak çözeceğiz. Bunlar ne Kürtleri temsil ediyor, ne Türkleri temsil ediyor. Bunlar bu milletin, bu ülkenin ilerlemesini geciktiriyor. FETO da BTO da aynı merkezden kumanda ediliyor. 15 Temmuz'da bunu gördük. Bunların iplerinin aynı yerde olduğunu gördük, maksat Türkiye'yi oyalamak, hedeflerini geciktirmek. 15 Temmuz'da FETO'cular dersini aldı, şimdi de BTO dersini alıyor. Güvenlik güçlerimiz ensesinde. Şimdi hedef Türkiye'yi artık terörle anılan bir ülke olmaktan çıkarmak. Yeter, terör mutlaka gündemden düşecek. Başarılı bir operasyon yürüyor, hudut boylarında bunların yuvalandığı yerleri yıllardır biliyoruz. Can siperane bir şekilde polisimiz, askerimiz, korucularımız, hepsi müthiş bir mücadele içerisinde. Şu anda bölgede Allah'a şükür terörle mücadeledeki destek yüzde 90'lara ulaşmış durumda. Bu ne demektir? "Biz artık bunlardan bıktık, temizleyin" diyor millet. Biz de milletin dediğini yapmak mecburiyetindeyiz. Milletin dediğinin tersini yapanların nerede olduğunu görüyoruz. İstikrar olan yerde her şey olur. Her şeyden önce istikrar lazım. Türkiye bir koalisyonla, zayıf bir hükümetle 15 Temmuz'u yaşasaydı bugün bunları konuşamazdık. Ancak kuvvetli bir iktidarla, milletimizin baş tacı ettiği cumhurbaşkanıyla, milli iradenin seçtiği güçlü iktidarla, 79 milyon halkıyla o gece destan yazdık, bütün dünyayı ters köşe yaptık. Gün ağırdığında sevinenler mosmor oldular. Onlar bir şeyi hesap edemediler. Halkı ve Hakk'ı hesaba katmayan hiçbir işin başarılı olma şansı yok. O gece halkın gücü tankın üstüne çıkmıştır. Onun için böyle bir milletin ferdi olmaktan hepimiz ne kadar gurur duysak azdır. 

Ticaretin canlanması, talebin artması için tedbirler almamız gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde bazı tedbirleri aldık. Tüketici kredilerinin taksitlendirilmesi konusunda bazı kararlar aldık. 15 milyarlık ilave canlanmayı sağlayacak tedbirler paketini yürürlüğe koyduk, efendim tüketici kredilerinde taksit sayısının 36 aydan 48 aya çıkarılması, bankalarda tüketici kartlarının 72 aya kadar yeniden yapılandırılması konularını karara bağladık.