Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Filistin davasında yeni bir safhaya geçildi

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Filistin davasında yeni bir safhaya geçildi

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT), İstanbul'daki zirvesinde aldığı Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıma kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Zirvenin, İslam dünyasının, Kudüs'ün, Filistin'in sahipsiz olmadığının bütün dünyaya ilanı anlamını taşıdığını vurgulayan Bozdağ, zirvede ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararının yok hükmünde olduğunun yüksek sesle bütün dünyaya duyurulduğunu belirtti.

"Zirve, Cumhurbaşkanımızın her zaman ifade ettiği gibi dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeğinin farklı bir şekilde ifadesi olmuştur." diyen Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendinin çağrısı üzerine Türkiye'nin öncülüğünde tarihi bir zirve, olağanüstü bir toplantı yapıldı. Toplantıda tarihi kararlar alındı. Bu kararlar, İslam dünyası bakımından son derece önemli olduğu gibi dünya bakımından da son derece önemli kararlardır. Kararlara baktığımızda bu zirvenin başarıyla tamamlandığını göstermesi bakımından son derece önemli olduğunu görürüz. Tarihi bir zirvedir, İslam dünyası bakımından milat niteliğindedir. Filistin davası bakımından da son derece önemli bir dönüm noktası olmuştur." 

"Tarihi bir karardır"

Bölgede oldubittilerle yol alınmasının, statülerde değişiklik yapılmasının kabul edilemeyeceğinin bir kez daha dile getirildiğini aktaran Bozdağ, "Zirvenin en önemli sonuçlarından bir tanesi, Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin resmen başkenti olarak kabulü ve ilanıdır. Artık Doğu Kudüs, Filistin devletinin başkentidir ve bu zirveye katılıp, bildiriye imza atan ülkelerin tamamı Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğunu kabul ve ilan etmişlerdir. Bu, Filistin meselesinde, Filistin davasında, İsrail-Filistin arasındaki anlaşmazlıklarda tarihi bir dönüm noktasıdır, tarihi bir karardır. Yeni bir aşamaya başlandığının ifadesidir. Bütün dünya devletlerinin, Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olduğunu kabul etmeye davet edilmesi de son derece önemlidir." diye konuştu.

Bildirinin, Kudüs'ün manevi statüsüne de vurgu yaptığını belirten Bozdağ, Kudüs'ün hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar bakımından önemli olduğunu ifade etti.

 

"Yeni bir safhaya geçilmiştir"

 

"Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olduğu ve bundan sonra da başkenti olarak kalacağının altı da bir kez daha kalın çizgilerle çizilmiştir." diyen Bozdağ, şu görüşlerini paylaştı:

"ABD'nin, Filistin-İsrail arasındaki görüşmelerde barış sürecini ilerletirken arabulucu bir rolü vardı ve ABD, bölgede taraf olması, İsrail'den yana tutum takınması, kendi imzası bulunan kararlara karşı da tavır takınması nedeniyle arabuluculuk vasfını kaybetmiştir. Bu da buradan yüksek sesle ilan edilmiştir. Dün İstanbul'da tarihi bir zirve yapılmıştır. Filistin davasında bir dönüm noktası yaşanmıştır, yeni bir safhaya geçilmiştir. Bugüne kadar olandan başka, farklı bir durum ortaya çıkmıştır. Artık başkenti tanınan bir Filistin devleti vardır, bu devletin ve başkentinin tanınması çağrısı net şekilde ortaya konmuştur. Bu tarihi değişimin, dönüşümün, miladın Ortadoğu ve dünya barışı bakımından önemli olduğuna inanıyorum. Bu toplantı, bundan sonra Filistin konusunda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının da çok net bir şekilde ifadesidir. Bunu bütün dünyaya gösteren önemli bir adımdır, karardır."

Ortadoğu'da Müslüman ülkelerin birlik, beraberlik içerisinde olduğu zaman Müslümanların yaşadığı sorunlara çözüm üretebileceklerinin de gösterildiğine işaret eden Bozdağ, İslam dünyasının ortak iradesinin ortaya çıktığını bildirdi.

Bozdağ, "İslam İşbirliği Teşkilatı, bu zirveyle kuruluş gayesine uygun tarihi bir adım atmıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 1969'dan bu yana birkaç tarihi kararı var. Onlardan en sonuncusu ve belki de en önemlisi İstanbul Zirvesi'den alınan karardır. İstanbul Zirvesi, Türkiye Cumhurbaşkanı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi'nin çağrısı ve Türkiye'nin öncülüğünde İstanbul'da toplandı. Bu toplantıya katılan ülkeler de çağrıyı yapan Türkiye kadar son derece önemli bir başarının altına imza atmıştır." ifadesini kullandı. 

 

"Sorunların çözülmeyeceği aşikardır"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Türkiye'nin öncülüğünde ortaya çıkan başarının, zirveye katılan Müslüman ülkelerin ve liderlerin ortak başarısı olduğunu kaydeden Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Kudüs meselesi çözülmedikçe Ortadoğu'daki sorunların çözülmeyeceği de çok aşikardır. Onun için Kudüs'e dönük hesap yapanlar, Kudüs'ün tarihi, uluslararası hukuk ve anlaşmalarla tayin edilmiş statüsünü değiştirmeye kalkanlar, oldubittilerle bunu değiştiremeyeceklerini umarım anlamışlardır. Anlamadılarsa, onlara anlatacak usuller neyse elbette onu da İslam dünyası gerektiği zaman yapacaktır. Birleşmiş Milletler'in bundan önce aldığı kararlara sahip çıkması son derece önemlidir. Oraya taşındıktan sonra BM'nin aldığı kararlara sahip çıkması istenecektir, bu sahip çıkması üzerine de Kudüs konusu, Filistin davası konusu o zaman yeni bir evreye daha girmiş olacaktır. Umarım BM üyesi ülkeler daha önce verdikleri taahhütlerin arkasında dururlar. Zirveye katılan ülkeler BM'nin saygın birer üyesi, onlar iradelerini ortaya koydular. Onların dışında şu anda ABD yönetiminin attığı tek taraflı, oldu bitti adımına karşı çıkan diğer, ABD dışındaki dünya ülkeleri de var. Bunlar bir olduğunda ben eminim ki BM'den de olumlu bir karar çıkacaktır. Bu karar, bundan sonraki sürecin tayini bakımından da önem arz edecektir."

Türkiye'nin, Filistin, Kudüs meselesinde taraf olduğunu kaydeden Bozdağ, "Bütün dünya farklı bir noktaya gitse dahi Türkiye, Kudüs'ün kutsiyetini savunmaya, tarihi statüsünü, uluslararası hukuktan kaynaklı mümtaz durumunu korumaya devam edecektir. Türkiye, bu noktada yalnız da değildir. Dünkü zirvede İslam ülkelerinin aldığı karar ve o kararın ortaya çıkardığı ruh bunu çok açık bir şekilde göstermektedir. Müslüman ülkeler bu noktada birlik içindedir. Sadece Müslüman ülkeler değil, Sayın Papa da pek çok başka dinleri benimsemiş ülkeler de bu kararın karşısındadır. Bunu çok net görüyoruz." değerlendirmesini yaptı.