BaşbakanYardımcısı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği gerekçesiyle verdiği tahliye kararı ile ilgili olarak “Anayasa Mahkemesi vaka değerlendirmesi yapıyor ve Anayasa'nın çizdiği sınırları tek tek aşıyor. Bu hak ihlali değil, beraat kararıdır. Anayasa Mahkemesi'nin beraat kararı verme yetkisi yoktur” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, partisinin Boğazlıyan ilçesinde Kadın Kolları 5’inci Olağan Kongresi'ne katıldı. Bekir Bozdağ, devletin FETÖ ile mücadelede kılı 40 yararcasına mücadele ettiğini belirterek, örgütün geliştirdiği ‘Mor Beyin’ yazılımına değindi. Mor Beyin tuzağıyla sitelere giren kişilerin FETÖ’nün haberleşme sistemi olan ByLock’a yönlendirildiğini kaydeden Bozdağ şöyle devam etti: “Bunlar o kadar vicdansız. Kendilerini kurtarmak için FETÖ ile ilgili olmayan insanları örgüt içine yönlendirerek onlara en büyük kötülüğü, zulmü yapıyorlar. Devlet FETÖ ile kılı 40 yararcasına dikkat ve itinayla mücadele diyor. Suçlu ile suçsuzun karışmasını, yaş ile kurunun bir arada yanmasını engellemek için büyük bir dikkat ile çalıştığını herkesin bilmesinde fayda var. Mor Beyin'le ilgili ihraçlar yapıldığında eldeki belgeler, veriler bunun ByLock olduğunu gösterdi. Daha sonra devlet bunların tuzak olduğunu tespit etti. Devletimiz terör örgütü ve onun teröristleriyle mücadele etmektedir. Burada yapılan FETÖ’nün kurduğu tuzağa düşen vatandaşlarımızla ilgili adım atmaktır. Tutuklu olanlar tahliye oldular, kamudan ihraç edilenlerin de kamuya dönmelerinin önü son KHK ile açılmış oldu. Bilerek devletin bir yanlış yapması mümkün değil. Eldeki bilgi, veri net şeyleri gösteriyorsa onun aksini ispat edene kadar ona itibar etmek hukuk devletinin gereğidir. Aksini devlet ispat etmiş ortaya çıkarmış ve gereğini yapmıştır. FETÖ ile mücadele devam ederken öte yandan bu örgütün teröristleri yargıda hesabını vermektedir. “
Bekir Bozdağ, AYM’nin Şahin Altay ve Mehmet Altan’a tahliye kararını eleştirerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruyu AK Parti iktidarının getirdiğini söyledi. Bekir Bozdağ şöyle devam etti: “Bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum; AYM bireysel başvurular hakkında karar verme hakkına sahiptir. Ama AYM bu konuda karar verirken ilk derece mahkemesi, istinaf mahkemesi, temyiz ya da süper temyiz mahkemesi gibi hareket edemez. AYM bunlar değildir. Anayasa ile sınırları belirlenmiş yetki ve görev alanı vardır. Anayasa'nın 148’inci maddesi açıkça diyor ki bireysel başvuruda kanun yolunda gösterilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. AYM’nin Alpay ve Altan kararının açıklanan gerekçesini incelediğinizde kanun yollarında gözetilmesi gereken hususlarında fazlası gözetildiği gibi onunda ötesine geçilerek ilk derece mahkemesi gibi inceleme yapılmıştır. Pek çok hukukçu eleştiriyor. Hepsine söylüyorum. AYM bir davanın esasına girecek şekilde bireysel başvuru incelemesi yapabilir mi- yapamaz mı, vaka incelemesi yapabilir mi- yapamaz mı? AYM, bireysel başvuruyla kendine gelen bir konuda vaka incelemesi yapamaz. Delillerin yeterliliğini değerlendiremez. Böyle bir yetkisi yoktur. Can Dündar kararında delillerin yeterliliğini değerlendirdi, vaka incelemesi yaptı. Şimdi aynı kötü ve yanlış uygulamayı Altan ve Alpay kararında da verdi. Gerekçeyi okuduğunuz zaman insan diyor ki; ilk derece mahkemesine, istinafa ne gerek var? Yargıtaya ne gerek var ? AYM sadece hak ihlali olup olmadığını tespitle yetkilidir. Onun ötesine geçemez. Hak ihlali olduğuna dair karar verir. O zaman ilk derece mahkemesi yargılamanın yenilenmesi yoluna gidebilir ya da bu imkan yoksa tazminat istenir ya da genel mahkemelere müracaat yolunu gösterebilir. Ama şimdi bakın ben okuduğum zaman gerekçesiyi AYM’nin saygın hukukçularına soruyorum. Siz hak ihlali kararı mı verdiniz yoksa beraat kararı mı verdiniz? İlk derece mahkemesi bu sınırı aşan kararınız karşısında ne yapacak? AYM’nin bu kararı hak ihlali kararı değil berat kararıdır. AYM’nin beraat kararı verme hak ve yetkisi yoktur. Burada suç yok diyor. AYM burada suç yok diyemez. Hak ihlali var ya da yok diyebilir. Suçun varlığına ya da yokluğuna sadece ilk derece mahkemesi karar verebilir. İstinaf karar verebilir. AYM maalesef burada aynı şekilde vaka değerlendirmesi yapıyor, suç değerlendirmesi yapıyor, anayasa'nın çizdiği sınırları tek tek aşıyor.”