Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın İslamiyet’i korkutucu ve ayrıştırıcı bir dille anlatanlara yönelik yaptığı çıkış sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın harekete geçtiğini söyledi. Çevikcan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın Erdoğan'ın bu konularda konuşmak zorunda kalmasından rahatsız olduğunu söylediğini belirtti. Bozdağ'ın, "Erdoğan, 'Beni konuşturmayın, arkanızdayım' mesajı veriyor" dediğini aktardı. Çevikcan, Bozdağ'ın telefonla fetva döneminin bittiğini belirttiği konuşmasında, "Artık telefonla arayanlara telefonda fetva verilmesi dönemi kapanıyor. Diyanet, Alo-Fetva hattını arayanların sorularını alacak, ancak bu sorulara cevaplar yazılı olarak verilecek" dediğini kaydetti.
Çevikcan'ın "Diyanet’ten kadın ve fetva reformu" başlığıyla yayımlanan (16 Mart 2018) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İslamiyet’i korkutucu ve ayrıştırıcı bir dille anlatanlara yönelik yaptığı çıkış ve çağrının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı harekete geçti. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş ve Diyanet’in ilk kadın Başkan Yardımcısı Huriye Martı, dün gazetecilerin Ankara temsilcileriyle biraraya gelerek, yol haritalarını anlattılar. Bozdağ’ın, Diyanet’in “kadın seferberliği”ni de içeren planlamaları konusundaki sözlerini şöyle aktarabilirim:
Kadın başkan koordinesinde seferberlik: Esasında kadınlar üzerinden dinimizi yıpratma çalışmaları tam da böylesine önemli çalışmaların yapıldığı döneme rastladı. O yüzden çok üzüldük. Yaşanan tartışmaların niteliğine baktığımızda bu tartışmalar hükümetimizin aldığı kararlar veya yaptığı uygulamalar sonucu oluşan tartışmalar değildir. Bu tartışmalarda konu edilen hususlar, Diyanet İşleri Başkanlığımızın görevlileri tarafından dile getirilen konular da değildir. Yeni dönemde Diyanet, kadınlar konusuna daha görünür ve daha ayrıcalıklı bir yer verecektir. Kadınlarla ilgili çalışmalar Diyanet İşleri Başkanımızın riyasetinde Huriye Hanımın koordinatörlüğünde yapılacak. Bu konuda kitaplar, televizyon, radyo programları, seminerler, paneller ve pek çok konuda İslam’daki kadının şerefli yerini İslam’ın şerefine uygun şekilde bütün Türkiye ve dünyaya aktarma konusunda büyük bir seferberlik yapılacağını ifade etmek isterim. Kurumda 7 daireye kadın başkan atandı. Bütün illere en az bir tane müftü yardımcısı, ilk defa Diyanet’te kadın müfettiş, kadın murakıp alımı uygulaması başlatıldı. Şu anda murakıplardan 50 kadın alındı. Bunlar bir zaman sonra müfettişliğe geçecek. Diyanet’te kadınların istihdamı konusunda ve yetki ve sorumluluğun da artırılması konusunda bir çalışma var.
Çocuklar tehlike altında: Çocuklarımız çok büyük bir tehlike altında. Çocuklarımızın her türlü istismara karşı korunması, uyuşturucuya karşı, teknoloji ve benzeri şeylerin getirdiği bazı olumsuzluklara karşı, çocuklarımızın korunması ve onların geliştirilmesi konusunda da bundan sonraki dönemde çok yoğunluklu bir çalışmanın yürüyeceğini ifade etmek isterim.
Diyanet Kuran ve İslam'a göre yanıt verir: Diyanet bazı fetvaları nedeniyle haksızlığa uğruyor. Fetva verilirken pozitif hukuka göre fetva vermiyorlar. Kuran’a ve İslam’a göre yanıt veriliyor, yanıt hoşunuza gitmeyebilir, kanunla çelişebilir. Diyanet kanunla çelişiyor diye dinin kuralını açıklamamazlık edemez. Faizi sorsa ne diyecek Diyanet? Kuran ve sünnete göre yanıt verecek. Elma ile armutu birbirine karıştırdığımızda bu sefer Diyanet doğru konularda, kendi temel konularda bile ağzını açamaz hale geliyor.
Ulusal güvenlik sorunu: Son dönemde siyasal projelerden bir tanesi mezhepçilik ateşine odun atma olayı. Körüklemek, harlamak için küresel güçler gayret içinde. Hepimiz için tehlike, tehdit. Mezhepçilik ateşini körüklemek isteyenlere karşı hepimizin duyarlı olması lazım. Bazı devletlerin istihbarat örgütleri özel gayretler yapıyor, özel fonlar ayırıyorlar. Bu konularda oynanan oyunu hepimizin görmesi gerekiyor. Din konusu da ulusal güvenlik konusu, bunun son derece önemli olduğuna yürekten inanıyoruz. Diyanet, toplumun birliği bakımından ‘sigorta’ bir kuruluş. Bu kurumun yıpratılması herkese zarar verir. Din konusunu da ben bir ulusal güvenlik meselesi olarak görüyorum.
Diyanet akademisi: Diyanet Akademisi diye yeni bir yapı oluşturulacak. Bu akademide imam, müezzin, Kuran kursu öğreticisi, vaiz ve müftüler hizmete girmeden önce 1 yıl eğitimden geçirilecekler. Hangi işi yapacaksa o işin incelikleri konusunda, usul konusunda ciddi eğitim aldıktan sonra araziye gidecekler. Bundan sonraki dönemde direkt müftü alımı, vaiz alımı, Kuran kursu öğreticisi, imam ve müezzin alımı olmayacak. Adaylık sınavı yapılacak.
Cumhurbaşkanı’nın ‘Beni konuşturmayın, arkanızdayım’ mesajı: İlahiyat fakülteleri, bir tartışma olunca, mesela kadın konusu gündeme gelince çıkıp ‘Sen niye saçmalıyorsun’ demiyor, demesi lazım. Cumhurbaşkanımızın dediği şey; ‘Bu konularda beni konuşturmayın’ diyor. Ben bir korku olduğunu düşünmüyorum, cemaat ve tarikatlerden. Korku gibi algılanıyor, ama bu aslında bir alışkanlık. Cumhurbaşkanı’nın bu konularda konuşmak zorunda kalması... Bizim ya da ilahiyat fakültelerinin söylemesi gerekeni söylememesi ya da yeterince söylememesi nedeniyle topa girmek zorunda kalıyor. Cumhurbaşkanımız, burada çok net bir şekilde diyor ki, ‘eğer alışkanlıksa alışkanlığınızı değiştirin. Eğer bir korku üzerinizde hissediyorsanız o korkuyu kaldırın atın. Açık net olarak ortaya koyun, konuşun. Cumhurbaşkanımızın dediği odur; korkuyorsanız korkmayın. Ben cumhurbaşkanı olarak sizin arkanızda duruyorum.
Telefonla fetva verilmeyecek: Yeni bir genelge hazırlığımız var. Artık telefonla arayanlara telefonda fetva verilmesi dönemi kapanıyor. Diyanet, Alo-Fetva hattını arayanların sorularını alacak, ancak bu sorulara cevaplar yazılı olarak verilecek. Yazılı cevaplarda da ilçenin müftüsünün ilçedeyse, ildeyse il müftüsünün, Diyanet’te ise Din İşleri Yüksek Kurulu’nun onayı olacaktır. Sorular arşivlenecek, cevaplar da arşivlenecek ve iletişim bilgileri olacak. Alo Fetva sadece soru almak maksadıyla açık, cevap yazılı olacak.
Dinde reform diyen din düşmanıdır: Dinde reform olmaz, yapılamaz. Cumhurbaşkanı’nın hayatı bunu diyenlerle mücadele ile geçmiştir. Dinde reform kim diyorsa din düşmanıdır. Cumhurbaşkanımızın dediği kendimizi güncellemek. Kuran ve sünnete dayanan kaynaklarımızda sabit ve değişkenler var. Kuran ayeti güncellenmez. Ancak bunların dışında zamanın değişmesi ile hükümler de değişebilir. Buna fıkıh güncellemesi diyoruz. Bu tarih boyunca olmuştur.
Gözlerimizi güncelleyeceğiz: Cemaat, tarikat, bu bizim bir gerçeğimizdir. Tekke ve zaviye kanunu yasakladı ama hepsi yaşıyor. Bunu görerek yeni politikalar geliştirmemizde fayda vardır. İçtihat yapacağız. İslam alemi gelişme ve değişimlere cevap vermeli, veremezse kıyamete kadar nasıl varlığını sürdürecek. Kuran ve sünnete bakan gözlerimizi güncelleyeceğiz.
PKK Faaliyetleri: (Hutbelerle ilgili milliyetçilik eleştirileri) PKK’nın bazı faaliyetleri bunlar. Camilerdeki ibadeti provoke etmek, vatandaşları rahatsız etmek için örgüt yapıyor. Vatandaşlarımız da rahatsız. Vatandaşlarımız Afrin’de ordumuzun başarısı için dua etmektedir. Cami herkese açık, bunların dine saygısı yok, inancı yok. Dine saygısı olan Kuran’ın içine bomba koyar mı? Çanakkale şehitlerimizi anlatmanın neresi milliyetçilik, Mehmetçiğimizi anmanın nesi milliyetçilik?
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da Diyanet’in doğru bilgiyi topluma yaymak için daha iyi çalışması gerektiğini belirterek, “İmam ve vaizlerimizi nitelikli bir şekilde yetiştirirsek doğru dini bilgi oralarda yayılır ve yanlışlıklardan toplumumuzu engellemiş olur. 23 Mart’ta Malatya’da biraraya geleceğiz. Tarikat ve cemaatler düşüncelerini yaygınlaştırmak isterler. Bunları ikiye ayırmak lazım. İyi niyetli olanlar, Kuran ve sünnetle hareket edenleri değerli buluruz. Çizgiden sapanlar, yanlış bilgi veren, kim olursa olsun Diyanet İşleri Başkanlığı olarak karşı çıkmamız gerekiyor. Karşı çıkmadığımız zaman FETÖ gibi DEAŞ gibi terör örgütü oluşabiliyor. Baskı yapsalar da buna boyun eğecek değiliz” dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş de “Halkımız soruyor, biz günümüz şartlarına göre cevap veriyoruz. Verdiğimiz bir cevaptan bir cümle bağlamından koparılmak suretiyle manşete çekiliyor. Çocuk evlenme konusunda olduğu gibi. Kurul kararı alıyoruz; ‘Çocuklar evlendirilmesin’ diyoruz, ikna edemiyoruz. ‘Resmi nikahı yapmadan dini nikah yapmayın’ diyoruz, boşanma için de aynı şekilde. Ötenazi, beyin ölümü gibi konularda doktorları davet ediyoruz, hem de kaynaklarımızla yanıtları oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.