Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Halep’te yaşanan insanlık dramı ve tahliyeler hakkında, “Büyük çaplı göç beklemiyoruz. Göç olmasın diye de çalışıyoruz. Halep’te rakamlar muhtelif. 80 bin ile 100 bin arası olduğu söyleniyor. Bölgeden aldığım sıcak bilgi, 30 bini geçmeyeceği yönünde” dedi.
Kahramanmaraş’ta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kaynak, “Öyle bir yer seçmeliyiz ki kurduğumuz yerin Suriye uçakları tarafından bombalanma riski olmasın. Türkiye’ye sirayet edecek bir tehlike de olmasın” ifadesini kullandı.
Habertürk'ten Bülent Aydemir'in haberine göre İdlib’de kamp yeri baktıklarını anlatan Kaynak, “Türkiye’nin yakınındaki bu yerler çok kıymetlenmiş vaziyette. Sebebi için diyorlar ki: ‘Buralara Suriye savaş uçakları gelemiyor.’ O tarafa yaklaştığında bizim hava savunma sistemimiz uçaklara kilitleniyor. Arazi, Suriye’nin pahalı toprakları haline gelmiş. İHH’nin hazırladığı 12 dönüm bir yer var, ‘Orayı 50 dönüme çıkaralım, ilk gelenleri alalım’ diyoruz” ifadesini kullandı.
Kaynak, Halep tahliyelerine ilişkin şunları söyledi: “Dışişleri Bakanı’mızın ifadesine göre sanki İran bu hususta ilk defa ağırlığını koyacak. Varılan bu ateşkes mutabakatı çerçevesinde Rusya ile tam bir işbirliği var. Gerçekten büyük vahşet var. Enkazların altında ‘Beni kurtarın’ diye bağıran bir sürü insan var. Çocuk var, kadın var. Her türlü riske rağmen muhalif unsurlar enkazı elleriyle kaldırıp kurtarmaya çalışıyorlar, izin verilmiyor. Müthiş bir vahşet var. Soykırımı aşmıştır yaşananlar. Bu, aynı soyun birbirini kırması.”
Muhaliflerin batıya açıldıklarını ve Ramusen denilen kritik bir boğazdan geçmeleri gerektiğini belirten Kaynak, “Halep’in doğu ve kuzey sınırları maalesef PYD’nin kontrolünde. Burası Afrin merkezli ve Türkiye sınırına kadar dayanıyor. Bizim bu insanları TSK’nın başarıyla yürüttüğü Fırat Kalkan’ı operasyonu ile arındırdığı 2 bin 200 kilometrekarelik alanda, Elbeyli ve Cerablus alanına götürmemiz için ya Türkiye’nin içinden geçirmemiz gerekiyor ya PYD bölgesinden koridor açmamız gerekiyor. Bu, şu anda mümkün değil” dedi.
Cerablus’un nüfusunun 45 bine ulaştığını dile getiren Kaynak, “Kilis Elbeyli’nin aşağısında El Rai, yani Çobanbey var. Burayı da Cerablus gibi oturulabilir hale getirmek istiyoruz. 72 bin kamplarda sığınmacı var. 100-110 bin açık alanda olanlar var. Zeytinlik denilen bölge burası. Burada 20 bin kişilik 3 kamp yeri oluşturalım istiyoruz. Burası güvenli bölge oldu. Küçük küçük köyler kuralım. Kendi yerlerinde kalsınlar. AB’nin itirazı: ‘Bunların güvenliğini kim sağlayacak?’ yönünde. O hususta eğitdonat ile kendi yerel güvenlik güçlerini oluşturalım; kendi bölgelerini korusunlar istiyoruz” bilgisini verdi.
Türkiye’deki insanları ülkelerine döndürmenin yolunun, topraklarının güvenli olduğuna inandırmak ve bunu gerçekleştirmek olduğunu belirten Kaynak, “İdlib’e o yüzden doluşuyorlar. Türkiye’nin oluşturduğu kamplara o yüzden gitmek istiyorlar. Kapıyı açarsak hemen tamamına yakını gelir. O zaman da rejimin amaçlarına hizmet etmiş oluruz. Demografik yapı değişmiş, saha boşaltılmış olur. O yüzden ‘Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, yaralılar gelsin’ diyoruz” diye konuştu.
Rejim güçlerinin Halep’i aldıktan sonra İdlib’e yönelmesi senaryosunu da değerlendiren Kaynak, şunları söyledi: “Muhalefetin korkusu bu. Yaklaşık 1.5 milyon nüfusu İdlib’e doğru tahliye koridorunun zorlanmasının sebebinin bu olduğu söyleniyor. Allah korusun, Rusların Grozni’de yaptığı gibi toplu katliam olur endişesi var. Benim umudum, Kazakistan’da gayriresmi formatta tarafların bir araya getiriliyor olması. Rus tarafı şu anda verdiği sözlerde duruyor. Bu olumlu gösterge. Ruslardan bağımsız hareket eden Şii grupların ne yapacağını kestirmek mümkün değil. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz gerekli çalışmayı yapıyorlar.”