Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği'nin (ASKON) düzenlediği "Türkiye Ekonomisi ve Güncel Gelişmeler" konulu toplantının basına kapalı bölümünde ASKON üyesi işadamlarının da sorularını yanıtladı. Şimşek’in özellikle Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye ilişkileri üzerine önemli açıklamalar yaptığı öğrenildi. Hürriyet'ten Ceyhan Kuburlu'nun haberine göre, Şimşek’in AB ile ilgili olarak, “Bana ister katılın ister katılmayın, AB’den kopmuş bir Türkiye’nin dünya algısı 3’üncü dünya ülkesidir. Eğer AB ile müzakerelerde ilerleme sağlarsak İslam dünyası nezdinde de daha cazip daha güçlü bir ülke oluruz. Bugün Avrupa’dan kopmak demek FETÖ’nün başarılı olması demek” dediği belirtildi.
Mehmet Şimşek’in toplantıda şu konuşmayı yaptığı öğrenildi:
* Dünyada siyasi zemin uçlara doğru kayıyor. Bu iyi bir gelişme değil. İslam ve yabancı karşıtı olanlar var. Malesef bu ciddi bir sorun. Bu alanlar üzerinden siyaset yapılıyor. Avrupa’daki gelişmeler ortada. Bugün aşırı sağ İngiltere’yi AB’den çıkardı. Böyle olunca rasyonel politikalar geliştirmek kolay olmuyor.
* Bana ister katılın ister katılmayın AB ile müzakerelerde ilerleme sağlarsak İslam dünyası nezdinde daha cazip daha güçlü bir ülke oluruz. Japonya’ya gittim en çok gelen soru, ‘Türkiye, AB’den kopacak mı? Koparsanız biz uğramayız’ diyorlar. Japonlar şimdi İngilizlere de aynısını yapıyor. ‘AB’den çıktınız biz yatırımları burada devam ettiremeyiz’ diyorlar. ‘Hemen AB ile anlaşma yapın ticareti koparmayın’ diyorlar. Çünkü burası büyük bir pazar.
* Demokrasi burada ortaya çıkıyor. Rusya ile uçak krizi yaşadık her şey dondu. AB ile her gün atışıyoruz. İşler devam ediyor. AB konusu çok net. Kendi menfaatlerimiz gereği AB ile ilişkileri götürmemiz lazım. Avrupalılara da söylüyorum, ‘Bir birimiz hakkında atıp tutacağımıza, gelin konuşun diyalog kurun.’
* Bugün Avrupa’dan kopmak demek FETÖ’nün başarılı olması demek.
* 15 Temmuz diri tutalım ama normal işlerimizi engelemeyelim. 15 Temmuz’da hepimiz sahadaydık. Gaziantep’te binlerce kardeşimizle ne gerekiyorsa yaptık. Ama 15 Temmuz’u da atlatmamız lazım. Önümüze bakmamız lazım. Adalet ve İçişleri ne gerekiyorsa yapsın.
* Türkiye güçlü bir ülke. 2002’de biz gerçekten çok güçlü bir reform hamlesi yaptık ve uyguladık. Türkiye başarılı oldu. 2002-2007 döneminde büyüdük. Bizim şimdi güven ortamını pekiştirmeye ihtiyacımız var. Bunun için de başkanlık sistemini bir an önce hızlıca aradan çıkarmalıyız. Evet likidite problemleri var. Ticarette tıkanma var. Ama çok büyük bir travma atlattık. 15 Temmuz kolay bir travma değil. Ama bizim bunları aşacak kapasitemiz var. Biz başarabiliriz. Güçlü bir halk desteği var. Başkanlık sistemi de en önemli reformdur. 7 Haziran gibi süreçleri yaşamamak için sigortadır.
* Bugün bana vatandaş olarak, ‘Bir miktar param var. Ev mi alayım? Kalıcı gelir mi yaratayım’ diye sorsanız, ‘Kaynaklar önce gitmeli.’ Kaynaklar önce üretime gitse istihdam artarsa zaten konut alınır. Ben kalıcı refah artışının inşaatla olmayacağını düşünüyorum. Ama inşaata karşı olduğum anlaşılmasın.
* Tasarruflarımız düşük. Türkiye’nin aslında kısa vadeli çerçevede uzun vadede tasarruflarını arttırmalı. Neredeyse ekmeği de 12 ay taksitle alma çabaları var. Dünyanın hiç bir yerinde yok taksit. Amerika, İngiltere, Avrupa... Böyle bir şey yok bize özgü bir şey.
* Vatandaşın dövizle borçlanmasını yasakladık. Şirketler ise belli şartlarda borçlanıyorlar. Şirketler de basiretli kuruluşlardır. Neyle borçlanacağını kendisi bilir. Döviz geliriniz yoksa dövizle borçlanılmaz. Bu ticaretin A, B, C’sidir.