Başbakan Binali Yıldırım, esnafa bir yıl ödemesiz olmak üzere üç yıllık destek verileceğini belirterek "50 bin liralık kredi şartlarını karşılayan herkese destek verilecek" dedi. Yıldırım, esnafın 253 milyon liralık borcunun da yapılandırıldığını söyledi. Başbakan, sicil affı düzenlenmesinin bu hafta Meclis'te görüşüleceğini de ifade etti.
Ankara'da Esnaf Temsilcileri Buluşması'nda konuşan Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
Acıların sona erdiği, güzelliklerin daha da arttığı bir yıla beraber idrak ederiz. Ancak yılbaşının henüz ilk saatlerinde alçak terör, o kanlı yüzünü bir kez daha gösterdi ve savunmasız, sivil insanları katletti. Değerli esnaf kardeşlerim, terör "Biz sizi rahatsız edeceğiz, biz Türkiye'nin istikrarına karşı aldığımız emirler doğrultusunda kurşun atacağız. İstikrarı yok etmek için her türlü alçaklığı yapacağız" mesajı vermeye çalışıyor. Biz diyoruz ki "farklılıklarımızı zenginlik olarak gördük, birlikte yaşadık. Bizi birbirimize düşürmeye kimsenin gücünü yetmez". Bunu 15 Temmuz'a bakanlar çok iyi görebilir. 15 Temmuz bu ülkede istiklal mücadelesinin başarıyla, zaferle sonuçlandırı bir gündür. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Terör olaylarında hayatını kaybeden tüm sivilleri de aynı şekilde rahmetle anıyoruz.
Değerli kardeşlerim bizim esnafımız dünyada benzeri görülmemiş köklü bir tarihe sahiptir. Arkadaşlar şunu kapatın bak... Bizim esnafımız ekonomimizin, ticari hayatımızın bel kemiği olmuştur. Sosyal hayatta, siyasette, ülkenin geleceğinde belirleyici esnaf. Esnafın kanaat kültürü, yardımlaşma ve dayanışma ruhu medeniyetimizin en temel dayanağıdır. sabahleyin dükkanına gelen müşteriye "Komşum henüz siftah etmedi, oradan alışveriş yapın" tavsiyesinde bulunan bir gelenekten geliyoruz. Bizim esnafımız sabah kepenkini açarken besmele çeker, akşam da şükürle kapatır ve evine gider. Mütevekkil insandır. Bizim esnafımız hırsı, tamahı, sınırsız kar etme arzusunu yenmiş, iş ahlakından zerre kadar taviz vermeyen esnaftır. Türkiye eğer yaşadığı onca sıkıntıyı, badireyi en ağır ekonomik krizleri bütünlük içerisinde aşabildiyse inanın ki burada, sizin sağlam duruşunuzun çok katkısı var.
Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 70'ini, Türkiye'deki tüccari hayatın yüzde 90'ını, ihracatın yüzde 502'sine yakın kısmını üreten ve Türkiye'nin geleceğini inşa eden, sesi fazla çıkmayan ama sessiz ve derinden ülkenin ekonomik hayatını ayakta tutan vefakar, cefakar bir toplulukla karşı karşıyayım. Esnafımız da, sanatkarımız da, sizlerle her zaman gurur duyduk, gurur duymaya da devam edeceğiz.
Osmanlı'nın kurucusu Şeyh Edebali diyor ki "insanı yaşat ki devlet yaşasın". Bundan asırlar önce konmuş bu ilke o günden bugüne bizim devlet geleneğimiz olmuştur. AK Parti iktidarı olarak cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yola çıkarken ne dedik; insanı yücelt ki devlet yücelsin. Yaptığımız tüm düzenlemelerde insanın merkeze alınması vardır. İnsanın olmadığı yerde ne yaparsanız yapın kıymeti yoktur. Bugün dünyada yaşanan krizlerin ana sebebi yıllarca insanı üreten bir makine olarak görmek ve insanın ihmal edilmesinden kaynaklanıyor.
Eğer yöneticilerinize inanamazsanız, eğer güvenemezsiniz o ülkede yaşayan insanları mutlu edemezsiniz. Üstüne üstlük o ülkede ne güven olur ne istikrar olur ne de gelecek umudu olur. Biz bu millete efendilik yapmaya değil hizmetkarlık yapmaya geldik, 14 yıldır da bunu yapıyoruz. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Doğu ile Batı'yı, kuzeyle güneyi bir araya getirdik. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik. Havayolunu halkın alanı yaptık, hızlı tren özlemini gerçeğe dönüştürdük. Eğitimde çok büyük adımlar attık, tarımda, ekonomide, ticarette, hayatın tüm alanlarında sosyal devlet.
Bakın 2002 öncesi Türkiye vatandaşlarına, yani engelli vatandaşlarına fırsat eşitsizliği oluşturan şartları dikkate alarak verdiği destek sadece 3 milyar. Bugün 45 milyara çıktı. 15 kat artıştan bahsediyoruz. Sosyal devlet bu demektir, vatandaşının sesine kulak veren, sesini duyuramayanları da bulup onlara da destek olan devlet, sosyal devlettir. Sosyal devlet vatandaşın rahat uyuması için uykusundan, rahatından fedakarlıklar yapan yöneticilerin olduğu devlettir. Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu taşıdığımız her dakikanın hakkını vermenin gayreti içerisinde olduk.
Her zaman yanınızda olduk, sizlere destek olmaya gayret ettik. Bundan sonra da yanınızda olmaya devam edeceğiz. Bu bilinçle hareket ettiğimiz için ekonominin çarkları döndü. 14 yıl boyunca esnaf ve sanatkarımızı ilgilendiren birçok adım attık. Ana başlıklarla bazı konulara değinmek istiyorum. Bakın bütün esnaf camiasının konuştuğu bir şey vardı; eğer emekli olup dükkan açarsanız yüzde 15'lik primi kaldırdık. Sessiz sedasız, çok da reklamını yapmadık.
Geç de olsa kaldırdık. Kredi kullanabilen kooperatif sayısını 402'den 894'e yükselttik. 2 katına çıkarmışız. Kredi kullanan esnaf sayısı 63 binden 430 bine çıkmış. Kadın kooperatifleri projesini başlattık. Değerli kardeşlerim, şimdi bir milyonun üzerinde 60 milyar lira kredi kullandırdık.
Eskiden bu rakam neydi, 2 milyar bile yoktu. Nereden nereye, bunun da yarı faizini devlet olarak biz karşılıyoruz. Bir konu var, esnafa bir yıl ödemesiz üç yıllık bilim, sanayi, teknoloji bakanlığımız bir destek veriyor. Bir kaynağı var, 2016 yılı için 15 bin esnafımız yararlanacak. Ancak müracat 250 bine dayandı. Ne yapmamız lazım? Vta şunu bilmez, 15 bin kişiye verilecek, niye bu kadar müracat ettiniz diyemez. O şartları sağlayan kim olursa olsun bunu vereceğiz, böyle bir sınırlama olmaz. Şartlara bakacağız, tutturan kim varsa vereceğiz. 15 binin üzerine o kaynak çıkacak, gerekirse başka kaynaklardan bulacağız. Esnafımızın bu konudaki beklentisi karşılanacak. Biliyorsunuz genç girişimcilere, kadınlara desteklerimiz var. Daha önce açıkladık, bunların uygulaması devam ediyor. Sıfır faizli kredi uygulama kapsamında bugüne kadar az önce bahsettiğim program dahilinde 48 bin 355 esnafa 1.5 lira dağıtmışız. Esnaflarımızın kamu kurumlarına olan borçlarında ödeme kolaylığı getirdik. Emekli olduktan sonra esnaflık yapmaya devam edenlerin aylığından kesilen yüzde 15'i kaldırdık.
Sur'da terör olayları nedeniyle zarar gören esnafa 50 bin liralık sıfır faizli kredi veriliyor. Bunu TESKOM verecek. Burada TESKON'a da teşekkür ediyoruz. Sizden aldığı kaynaklarla da onlar da elini taşın altına koyuyor ve darda olan esnafımıza destek oluyorlar. Şimdi hem bankaların vereceği krediler, hem devletin vereceği krediler, düşük faizli desteklerin sağlıklı çalışması için esnafın sicilinin düzgün olması lazım. Sicili bozulmuş olan esnafa sicil affı getiriyoruz. Çeki yahut senedi dönen, sicili bozulmuş bu nedenle verdiğimiz kredilere erişmekte zorlananlar için bir kolaylık. Bu hafta sicil affı düzenlemesi Meclis'te görüşülecek ve yürürlüğe girmiş olacak. Esnaf şimdi geldik, esnaf ve sanatkarlar için yeni bir imkan daha getiriyoruz.
Bugünkü toplantımızın konusu da bu, ahilik fonu. Ahilik geleneği var esnafımızda, "ben değil biz demek" diyen bir kültür. Şimdi, bu işi sizler adına yapıyoruz, ahilik ve esnaf fonu kuruyoruz. Ne olacak? Bunun amacı ne* Oluyor ya işler her zaman düzgün gitmez, iyi günler de var, zor günler de var. Günün birinde dara düştünüz ne yapacağım diye düşünüyorsunuz, işte orada sizin yardımınıza koşacak bir mekanizma var. Esnaf ve Ahilik Fonu. Esnafı bu fonla güvence altına alıyoruz. Bu fon, devletle milletin birlikte elini taşın altına koymasıyla oluşuyor. Sorumluluğu birlikte üstleniyoruz. Yani diyoruz ki siz iki koyun bir de bizden. Böylece bu paralar biriksin, günü geldiğinde imdada yetişsin.
Attığımız bu adımlar,yeni uygulamalar bütün esnafımıza hayırlı olsun. Değerli kardeşlerim burada 18 lira devlet veriyor, 35 lira ayda esnaf veriyor. Bu para bir yandan da işletilecek. Daha sonra kullanım esasları falan detaylarıyla var. İşte 720 gün ödeyen 180 günlük primden yararlanacak, efendim 2 yıl bir kere bu katkının devam etmesi lazım. Sisteme girdim, 3 gün sonra vazgeçtim olmuyor. Kimse kimseyi kandırmasın, 2 yıl para vereceksin, prim düzenli ödenecek. Burada usulü esası belli. Nasıl olacak? Allah tabii böyle duruma düşürmesin, amacımız buna muhtaç hale gelmek değil ama bir yerde de bir güvence şart. Bunu onun için yapıyoruz. İhtiyaç olduğunda kullanacağınız bir kaynak olsun. İşsizlik fonunun benzeri esnaf kendi arasında bir fon oluşturuyor devlet de buna katkı sağlıyor işin özeti bu.
Yardım sandığı gibi düşünebilirsiniz. değerli kardeşlerim, Türkiye geleceğini güven ve istikrarla inşa edecek. 14 yıllık güven ve istikrar Türkiye'yi 3'e katladı. Türkiye bütün yıllardan beri vatandaşın özlem içinde beklediği projeleri birer birer hayata geçirdi. Bakın dünyada ekonomik kriz var, yaprak kımıldamıyor. Ama biz dünyanın en büyük projelerini yapıyoruz. Bakın bir darbe geçirdik, başka ülkelerin başına gelseydi yerle yeksan olurlardı. Ama biz bu alçaklara bu bayrağı çiğnetmedik, bu vatanı teslim etmedik. Şimdi belli ki bunlar ders almamış, şimdi 3'ü 5'i birden geliyor ama alayı gelsin. Hepsinin canına okuruz. Çünkü bizim arkamızda millet var, milletin desteğini, duasını kaybetmektir bizi korkutan. Onun dışında bizi hiçbir şey korkutamaz.
Terör çetelerinin bu ülkeye ne kadar büyük zarar vereceğini gördük. Bu acımasız alçak bütün insani değerlerden yoksun olarak karanlık zihniyetlere hizmet ediyor. Bu insanlık dışı örgütlerin Türkiye'nin ilerlemesine nasıl engel olmaya çalıştıklarına hep beraber şahit oluyoruz. Bu terör çeteleri sadece bugünü tehdit etmiyor, geleceğimizi de elimizden almak istiyor. Hedefleri budur ancak bunun farkında olan 80 milyon vatan evladı var. Hiçbir zaman bu terör örgütlerini geleceğimizi karartmasına, birliğimizi beraberliğimizi yok etmesine izin vermeyeceğiz. Zaten bu alanda ciddi anlamda mesafe aldığımız için bunların artık asimetrik, gelişigüzel, hiçbir kural tanımayan, kendilerini öldürmeyi bile göze alarak giriştikleri bu fedai eylemler bundandır. ama bunların ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar bunların geleceği yoktur, bu ülkenin istiklal, istikbal yürüyüşünü, muhasır medeniyetler seviyesine gidişini durduramayacaklardır.
Geleceğimizi teminat altına alınmasının önemli bir dönemecindeyiz. Şimdi bir anayasa değişikliği gündemde var. "Ne gerek vardı" diyorlar, şimdi bakın bunların hepsi tuzaktır. Tam da bugün anayasa değişikliği en büyük ihtiyaçtır. Bunu neden söylüyorum? Eğer 15 Temmuz'da bir koalisyon hükümeti olsaydı ne olurdu bu ülkenin hali. Yeniden bir darbe, yeniden kaybedilen yıllar... Onun için Türkiye güçlü olmak zorunda. Türkiye'nin etrafı ateş çemberi. Bir yandan oradaki ateşi söndüreceksiniz, bir yandan ayakta kalacaksınız. Bunu kalıcı hale getirmenin yolu daima güçlü iktidardır. İşte bu anayasa onu sağlıyor. İşte yüzde 51 alamazsan iktidar olamazsın. Kafa karıştırmaya lüzum yok. Milli iradenin en fazla Meclis'e yansıdığı sistem.
7 Haziran'dan sonra bakın kaos oluştu. Birden bire istikrar kayboldu, millet ne yapacağını şaşırdı. Allah'tan 5.5 ay sürdü. Millet gördü gerçeği. Bu topraklarda kalıcı olmanın şartı güçlü olmak, istikrarı sürekli sağlamak. Başkanlık sistemi kimin sistemi, hiç kimsenin sistemi değil. Geleneğimiz vardır, hepsi vardır. Biz her sistemi inceledik, iyi olan tarafları aldık, çalışmayan taraflarını da düzenledik böyle bir şeye getirdik. Bakın başka sistemlerde olmayan bir şey söyleyeyim. ABD mesela Meclis'te iki kanat, bizde tek. Onlarda eyalet sistemi var, bizde olamaz. Misak-ı Milli dedik, tek vatan, bayrak tektir, millet tektir dedik. Rabia, işte bu esastan hareketle ne yapıyoruz? Cumhurbaşkanı seçiliyor, Meclis de seçiliyor.
Diyelim ki Cumhurbaşkanlığına ait parti, çoğunluğa sahip. İşler yürüyor 5 yıl. Millet beğenmezse değiştirin diyor. Peki diyelim ki tersi oldu, cumhurbaşkanı ola ki kişiliğinden kaynaklı seçilir ama partisi daha düşük oy alır. Demirel-Özal durumunu hatırlayın, her gün cumhurbaşkanı in aşağı, senin temsil kabiliyetin kalmadı gibi rahatsız ediliyordu. İşte bu sistem ona çare getiriyor diyor ki; eğer bir anlaşmazlık olursa iki tane yetki veriyor. Meclis senin de seçime götürme yetkin var, cumhurbaşkanı senin de götürmeye yetkin var. Ama meclis sen gidersen cumhurbaşkanı da gidiyor, cumhurbaşkanı sen seçim kararı alırsa meclis de gidecek. E ne yapacaklar? Oturup anlaşacaklar. Durup dururken niye seçime gidesin? E illa ısrar etti biri seçime götürdü. Vatandaş ne diyecek?
"Ne gereği var kardeşim, neden geldiniz" Kim mızıkçılık yaptı, o zaman vatandaş ona noktayı koyacak değiştirecek, olacak, bitecek. Vatandaşın basiretinin üzerinde hiçbir doğru tercih görmedim. Siyasette başarılı olamayınların en büyük problemi budur zaten. İtaat et rahat et, vatandaş ne diyorsa tabi olacaksınız. Yanlış bir iş olmaz. Bakın 7 Haziran'ı düzelten vatandaştır. O sonucu verip iktidara bir mesaj veren, sen de kendini bir kontrol et şu kadar sene geçti öyle meydan boş değil diyen de vatandaştı, kanaati değişen de vatandaştı. Ülkeyi bekleyen tehlikeleri gördü. Dünya siyaset tarihinde bu kadar kısa sürede kanaat değiştiren seçmen yok. Türk insanını farklı kılan o, basiretli davranması ve olaya el koyması. "