Başbakan'dan ABD'ye: 11 Eylül'de ikiz kuleler aşağı indirildiğinde teröristleri isterken kanıt mı sordunuz?

Başbakan'dan ABD'ye: 11 Eylül'de ikiz kuleler aşağı indirildiğinde teröristleri isterken kanıt mı sordunuz?

Başbakan Binali Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup cuntanın darbe girişimi sonrası ilk kez AKP grup toplantısında partililere seslendi. "Hiçbir darbe 15 Temmuz'daki kadar alçak olmamıştır" diyen Yıldırım, "Kendilerine çok güvendiler, birkaç saat içinde ülkeyi ele geçireceklerdi. Tanklarıyla, tüfekleriyle bu aziz milleti sindireceklerini zannettiler" ifadesini kullandı. "Ancak bir hesap hatası yaptılar. Öncelikle karşılarında bu yola beyaz kefeniyle çıkmış bir dünya lideri, ülkesinin yoluna başını koymuş Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hesap edemediler" diyen Yıldırım, "O, geleceklerden korkmadı, jetlerden korkmadı, havalimanı üzerinde uçan uçaklardan, yaklaşan uçaklardan korkmadı. 'Kefenimi giydim geliyorum' dedi. Karşılarında, zoru görünce ceketini alıp gidecek, sinecek bir Başbakan da yoktu, bunu da atladılar" diye konuştu. "Eyyy, FETÖ'nün hainleri, siz bizi ne sandınız?" diye soran Yıldırım, "Siz bizi korkar, siner, kaçar mı sandınız? Bizim Allah'a can borcumuz var, o borcu ödemeye hazırız. Biz ölümü içimizde öldürmüş insanlarız" dedi.

Başbakan Yıldırım, darbe darbe girişimini planlamakla suçlanan Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in iadesi için delil isteyen ABD'ye bir kez daha seslenerek, "11 Eylül'de ikiz kuleler aşağı indirildiğinde teröristleri isterken kanıt mı sordunuz? Guantanamo'da olaylar olurken kanıt mı istediniz? Olay çok açıkken, kanıtlar zaten ortadayken neden ısrarla kanıt istiyorsunuz?" diye sordu. Yıldırım, "Teröristbaşının iadesi için ABD'ye dört dosya gönderdik" diye de ekledi.

Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:

(Başbakan burada darbeciler nerede sloganları)

Esirgen ve bağışlayan Allah'ın adıyla...

Alemlerin Rabb'ına hamd olsun. Bu toprakları vatan kılan Rabbi'me selam olsun. Bizi, bu milletin bir ferdi olarak yaratan Allah2a sonsuz şükürler olsun. Allah'ım sen bu aziz milleti ebediyete kadar koru. Düşmanlara karşı hainlere karşı, bölücülere karşı, haşhaşi çetelerine karşı bize güç ver. Bizim birliğimizi, dayanışmamızı daim eyle. Biz kısık sesleriz, minareleri ezansız bırakma Allah'ım. Müslümanlıkla yoğurulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım bize güç ver. Cihad meydanını pehlivansız bırakma Allah'ım. Yarının yollarında, yılları da Ramazansız bırakma Allah'ım. Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, ya da çobansız bırakma Allah'ım. Bizi sevgisiz, susuz, vatansız bırakma Allah'ım. Amin...

Bizleri televizyonları başında izleyen aziz milletim. Bugün grup toplantısında, grubumuzla birlikte sizlere seslenmek istiyorum. Sizin dedeleriniz Malazgirt'te, Kosova'da destenlar yazdılar. Sizin dedeleriniz Kut'ül Ammare'de, Kurtuluş Savaşı'nda destanlar yazdılar. 15 Temmuz zaferi, en az bu zaferler kadar büyük zaferdir. Siz de dedelerinize layık oldunuz, siz de büyük bir destan yazdınız. Siz, ecdadınızın kahramanlık ruhunu yeniden ayağa kaldırdınız. Sizleri yürekten, kalpten selamlıyorum. Aziz milletim, size İstiklal Şairimizin dizeleriyle seslenmek istiyorum.

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Bu vesileyle bir kez daha demokrasi şehitlerimizi, ve bugün Maçka Emniyet Müdürlüğü'ne saldırarak üç polisimizi şehit ettiler. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Görüyorsunuz kardeşlerim, Türkiye hangi badirelerden geçiyor. Bir yandan Paralel Terör Örgütü, bir yandan bölücü terör örgütü. Bu millete acı çektirebilirler ama bu millete diz çöktüremezler. Tankın gücü, halkın gücünü yenememiştir. Bu millet gücünü tanktan değil, halktan almaktadır. Şehit anne ve babalarının alınlarından öpüyorum. Bugün, eğer bu kürsüden sizlere hitap edebiliyorsam, sizler bu salon içinde toplanabiliyorsanız bu hiç kuşkusuz aziz şehitlerimizin ve yaralılarımızın sayesindedir. Eğer bugün Meclis'in kapıları açıksa, dimdik ayaktaysa, işte aziz milletimizin sokağa çıkan, tankların önünde duran, kurşunlara karşı kafa atan bu aziz milletin sayesindedir. İnanın değerli kardeşlerim, bu aziz milleti dünya hayranlıkla izledi. Bütün dünya bu aziz milleti alkışlıyor. Bir kez daha gönülden söylüyorum; böyle cesur, kahraman bir milletin bir evladı, ferdi olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Sevgili kardeşlerim;

Hiç kuşkusuz milletimiz asırlardır devam eden kutlu yürüyüşü sırasında defalarca ihanetlere uğradı. Sadık görünümlü hainler, itaatkar görünümlü isyancılar bu milleti arkasından hançerlemek istediler. 15 Temmuz'da bu büyük ihanetlerden birinin emri verildi. İstisnasız her darbe kötüdür, her darbe milli iradeye karşı ihanettir ancak siyasi tarihimizde hiçbir darbe girişimi 15 Temmuz'daki kadar kötü ve alçakça olmamıştır. Hiçbir darbe kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain tarafından yönetilmemiştir. Hiçbir darbe halkına karşı silah çekmemiştir. Hiçbir darbe, havadan halkını bombalamamıştır, tanklarla insanını ezmemiştir. Hiçbir darbe TBMM'ye bomba yağdırmamıştır. Bu Meclis, birçok darbeye şahit olmuş, hiçbirisinde de bu Meclis'in iradesine karşı bir taarruz olmamıştır. Ancak bu darbeciler bunu da yaptılar. Bunların hiçbir kutsalı yok, bunlar hiçbir durakta beklemezler. Bunlar için hedefe ulaşmak için her şey mübahtır. 

Kendilerine çok güvendiler, birkaç saat içinde ülkeyi ele geçireceklerdi. Tanklarıyla, tüfekleriyle bu aziz milleti sindireceklerini zannettiler. Ancak bir hesap hatası yaptılar. Öncelikle karşılarında bu yola beyaz kefeniyle çıkmış bir dünya lideri, ülkesinin yoluna başını koymuş Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hesap edemediler. O, geleceklerden korkmadı, jetlerden korkmadı, havalimanı üzerinde uçan uçaklardan, yaklaşan uçaklardan korkmadı. "Kefenimi giydim geliyorum" dedi. Karşılarında, zoru görünce ceketini alıp gidecek, sinecek bir Başbakan da yoktu, bunu da atladılar. Eyyy, FETÖ'nun hainleri, siz bizi ne sandınız? Siz bizi korkar, siner, kaçar mı sandınız? Bizim Allah'a can borcumuz var, o borcu ödemeye hazırız. Biz ölümü içimizde öldürmüş insanlarız, bizi tanklarınızla, uçaklarınızla mı korkutacaksınız? Dün korkmadık, yarın da öbür gün de, can borcunu ödeyene kadar korkmayacağız.

15 Temmuz darbecilerinin hesap edemedikleri bir husus da TBMM idi. Meclis'i bombalayınca, o meclisin aziz üyeleri korkar, siner, kaçar diye düşündüler. Siz dışarıda direnirken, meclisi vermediniz, milli iradeyi teslim etmediniz. Milletvekillerimiz, siyasi başkanlarımız yerlerinden ayrılmadılar. Milli iradenin sesini tüm dünyaya haykırdılar. Ben bu asil direnişte milli egemenliğe, millet iradesine sahip çıkan bütün milletvekillerimize, hayatlarını ortaya koyarak bu gazi meclise layık olan şekilde sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum. Bombalar altında meclisi çalıştırdığınız için sizi tebrik ediyorum, sizlerle gurur duyuyorum arkadaşlar. Bütün meclis grubumuzla birlikte darbeye karşı çıkan, CHP, MHP vekillerini de kutluyorum. Darbe bildirisine, darbe karşı bildiriye imza atan HDP'ye de teşşekür ediyorum. Ana muhalefet partisi genel başkanıyla bir görüşme yaptık. Kendisine bu süreçte verdiği destek ve dayanışmadan dolayı teşekkür ettim. Grup toplantımızdan sonra da MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bir araya gelerek teşekkürlerimi ileteceğim. Dayanışma içinde olmanın ne kadar önemli olduğunu bütün milletimiz biliyor. Milli irade konu olunca, devletimizin bekası konu olunca nasıl kenetlendiğimizi bütün dünya gördü. Paylaşacak, birleşecek, ülkemizin geleceği için bizi bir araya getirecek çok nedenimiz var. İnşallah bundan böyle terör ve ekonomi başta olmak üzere birlikte hareket etmek için AKP grubu olarak kapılarımızı sonuna kadar açık tutacağız. Bu alçakça darbe girişiminin kaynağı konusunda zerrekadar tereddütümüz yok. Kimin yaptığını, kimin yönettiğini ayrıntılarıyla biliyoruz. Paralel terör örgütünün 17-25 Aralık'ta başlayan süreçte her türlü kanun dışı yolları kullanarak hükümeti nasıl devirmeye çalıştığını gördük. TSK içinde yapılanma başlattığını da biliyoruz. Yargı da, emniyette, diğer kurumlarda olduğu gibi silahlı kuvvetler içinde de bu yapının önemli bir konuma geldiğini biliyoruz. Bize diyorlar ki "Neden önlem almadınız?" ben de şunu diyorum, "Yıllardır verdiğimiz mücadelede neden bizi yalnız bıraktınız? Bugün ki desteğiniz o gün de olsaydı belki de bunları yaşamayacaktık". 17-25 Aralık bir darbe girişimi dediğimizde burun kıvırıyorlardı. Bu kadroları temizlemek istediğimizde önümüze bin bir türlü engel çıkarıyorlardı. Ne diyelim, bir musibet, bin nasihatten evveldir. Tüm dünya, istisnasız herkes bunların ne kadar tehlikeli, silahlı bir örgüt olduğunu bir kez daha görmüştür.

Cumhurbaşkanımız da, bizzat ben de terörist başının iadesi için ABD'ye çağrımızı yaptık, dosyamızı gönderdik. Adalet Bakanı dosyayı gönderdi. Bize diyorlar ki "Kanıtla şunu" Görünen şey kılavuz ister mi kardeşlerim? Ama biz, yine de istemedikleri kadar kanıtı önlerine koyacağız. 11 Eylül'de ikiz kuleler aşağı indirildiğinde teröristleri isterken kanıt mı sordunuz? Guantanamo'da olaylar olurken kanıt mı istediniz? Olay çok açıkken, kanıtlar zaten ortadayken neden ısrarla kanıt istiyorsunuz? 

Bunların kökünü öyle bir kazıyacağız ki, değil paralel terör örgütünün haşhaşileri, hiçbir terör örgütü, hiçbir bölücü terör örgütü bir daha bu aziz millete, bu büyükl devlete, Türkiye'ye ihanet etme cesareti gösteremeyecek.

Değerli kardeşlerim, buradan Avrupalı dostlarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Ancak darbeyi kınadıktan sonra kullandıkları "Ama" ile başlayan cümlelerden hiç de hoşlanmadım. Biz 30 canımızı verdik, 2 bine yakın yaralımız var. Halk sokaklarda bombalandı, kurşunlandı.

 

Yüreğimiz yanıyor. Halk sokakta bombalandı. Terörle mücadelemizi aşağı çekecek hiçbir yaklaşımı asla iyi niyetli göremeyiz. Terörle mücadeleyi gevşetin, daha müşfik davranın, kurşun atıyorsa siz gül uzatın. Bunu mu istiyorsunuz bizden? Darbeden medet uman, sonrasını hayal eden kim varsa, gereken cevabı alacaktır. Bütün dünya bilsin, gözaltılar, sorgulamalar, tutuklamalar, yargılamalar noktasında Türkiye bir hukuk devletidir, yaraşır şekilde bütün bu çalışmalar yapılacak, doğruyla yanlış birbirine karıştırılmayacak. Duygularımızla, heyecanımızla değil, aklımızla hareket edeceğiz, adaletin, hukukun kurallarıyla hareket edeceğiz.

Bir takım hukuksuz davranışlara tevessül edenler de bizi karşılarında bulurlar. Darbeye karşı geleceğim diye, emiri yerine getirmekten başka hiçbir şey yapmayan o Mehmetçiklere yanlış hareketler içinde bulunanlar varsa onun da gereği yerine getirilecek. Kimden gelirse gelsin, yanlış yanlıştır. Biz buna iman etmişiz. 

Provokasyonlara dikkat edelim. Akşam demokrasi nöbetleri tutuyoruz. Bu çok güzel bir şey ama provokasyon riskine karşı bütün vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Bir olacağız, beraber olacağız, göz rengimize bakmayacağız, saç rengimize bakmayacağız. Bunların hepsi farklı olabilir, bu doğaldır. Ama gözyaşımızın rengi aynıdır. Acıda da, sevgide de bir olacağız. 15 Temmuz darbesi onlar adına başarıyla bitseydi Türkiye bugün karanlık bir dikta ülkesi olacaktı.

Darbecilerin yargılanması konusunda da vatandaşlarım rahat olsun. Bu canice girişime, mevcut olan en ağır ceza verilecektir. Mevcut yetmiyorsa, milletim rahat olsun, gerekli düzenlemeyi yapmaktan da imtina etmeyeceğiz. Milletin mesajı başımızın üstündedir. Bağımsız mahkemelerimiz adaletin tecellisini mutlaka sağlayacaktır. Her darbe millete ve milli iradeye olduğu kadar sosyal hayata da darbedir. 

Piyasalar, bankalar açıktır. İşlerini özgürce yapmaktadır. Türkiye normal bir ülke değildir diye, para göndermeyin diye propaganda yapmaya başladılar. Türk milleti dinlemedi, gitti dolar bozdurdu, para yatırdı. İşte bu insanların önünde şapka çıkarılır. Vatanseverlik budur. 

Büyük badire atlattık. İlk andan itibaren 78 milyon kenetlendi. Korumak için elimizden geleni yapacağız. Medya kuruluşlarımız çok güzel bir sınav verdi. Bütün yazılı, görsel medya kuruluşlarımıza, basın emekçilerimize çok teşekkür ediyorum.

Dostlukları artıracağız. Değerli kardeşlerim, o kadar çok kişi teşekkürü hakkediyor ki. Saymak bile başlı başına zaman alıyor. Kahraman polisimizi, her bir polisimizin alnından öpüyorum. Onlar bu ülkenin darbeyi önleyen yiğitleridir. Vatanını, milletini seven, bayrağını seven subayımızı da gönülden tebrik ediyorum. Meydanlara, sivil topluma, sağlık çalışanlarına, valilerimize, belediye başkanımıza, teşekkür ediyorum.

 Bu çete bozuntuları ordu içinden tek tek ayıklanacak. Ordumuz daha da güçlenerek ülkesiin, milletinin güvenliği için hizmette olmaya devam edecek. Aziz milletimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Kalkışmayı önleyen gücümüz millettir. Vatan toprağının her köşesinde destan yazdık. Sokakları demokrasi bayramına dönüştürdük. Şehitleri bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.

İnsanların şehit edildiği külliyenin karşısındaki ormanı Şehitler Ormanı ilan ediyoruz. 15 Temmuz orada kutlanacak. Yarın MGK’yı topluyoruz, sonra yine Cumhurbaşkanımız başkanlığında Bakanlar Kurulu’nu topluyoruz. Yarını bekleyelim, yüzde 1 bile risk alma imkanımız yok. Bütün alanları emniyete almamız gerek.