Başbakan Yıldırım: Ey Kılıçdaroğlu, rejim tartışması 1923'te bitti

Başbakan Yıldırım: Ey Kılıçdaroğlu, rejim tartışması 1923'te bitti

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık tartışmaları üzerinden "Rejim değiştirilmek isteniyor" eleştirisine "Ey Kılıçdaroğlu, rejim tartışması 1923'te bitti. Cumhuriyeti tartışan kimse yok, olsa da önce karşısına çıkan AK Parti olur bunu da bil. Biz rejimi değil, anayasayı değiştirmek istiyoruz" yanıtını verdi.

Yıldırım, AB ile bitme noktasına gelen müzakere sürecine ilişkin olarak, "PKK'ya, FETÖ'ye kucak açanlar Türkiye'ye ayar vermeye çalışamazlar. AB, önce şu teröristlerin ağzından konuşmayı bıraksın" dedi.

Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Kıbrıs'ta iki taraflı, dönüşümlü başkanlığı içeren bir başkanlık düşünüyorlar. Kıbrıs'ta geçmişte yaşanan olayların bir daha olmaması için garantimiz devam edecek. Bu konuda farklı alternatifler düşünenler asla ve asla yanılgı içerisinde olmasınlar. Ümit ederiz ki, bu görüşmeler iki tarafı da memnun edecek şekilde bir sonuca bağlanır. Değerli kardeşlerim, geçtiğimiz haftayı dopdolu bir gündemle tamamladık. İlk olarak Ankara'da Büyükşehir Belediyemizin toplu açılış törenine katıldık. Keçiören trafiğini neredeyse rahatlatacak Yavuz Sultan Selim Bulvarı le 88 farklı projeyi hizmete sunduk. Ankaralılara bir müjdemiz daha var. Önümüzdeki yıl başından itibaren yaklaşık 10 kilometrelik Keçiören metrosu da hizmete girecek.

Ankara'da teröre bulaşmış belediyelere atadığımız kayyumlarla bir araya geldik. Örgütün bölgeye, orada yaşayan halka verdiği zararların başkanlarımızın fedakar çalışmalarıyla giderildiğini ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızla ilişkileri ne kadar kısa sürede düzeltildiğini öğrenme fırsatı buldum. Yine Ankara'da Sivil Dayanışma Platformu'nun hizmet binasının açılışını yaptık. Bundan önce olduğu gibi bundan böyle de faaliyetlerine hız kesmeden devam etmelerini diliyorum.

Bildiğiniz gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anma gününü idrak ettik. Geniş bir katılımla ilk defa milletin evinde bu anma toplantısını gerçekleştirdik. Bu vesileyle şehit ve gazilerimizi minnetle anıyoruz. Ardından il ziyaretlerimize geçtik. İlk olarak Trabzon'daki hemşehrilerimizle bir araya geldik, daha sonra bölgeye çok büyük değişiklik getirecek, dünyanın çift tüplü ikinci büyük tüneli ilk ışığını görmeye şahitlik ettik. Bu proje, Ovit tüneli 136 yıllık bir hayaldi. AKP hükümetleri hayalleri gerçeğe dönüştüren hükümetler olmuştur.

Yaşadığımız zorluklar bize bir şey öğretti. Ne kadar zor olursa olsun, ne kadar çetin olursa olsun mutlaka her şeyin bir çözümü vardır. Zor olan hemen yapılır, imkânsız biraz zaman alır. AKP iktidarının en önemli özelliği budur. 

17 senede 3 bin 200 kilometrelik tünel yapamayan bir Türkiye'den, artık yılda 80 bin kilometre tünel yapan bir Türkiye haline geldik. 2017 sonunda inşallah Ovit Tüneli'nin açılışını gerçekleştireceğiz. Daha sonra STK'lar ile Rize'de bir araya geldik, beklentilerini öğrenme fırsatını bulduk. Oradan İstanbul'a geçerek MÜSİAD'ın kapanış toplantılarına katıldık. Ekonomiyi konuştuk, geleceği konuştuk. Ankara- Trabzon-Ovit- Rize-İstanbul. Trafiğe bakar mısınız? Neler neler yapmışız.

14 yıllık AKP iktidarında enerjideki kapasitemizi tam 2.5 kat artırdık. Deniz taşımacılığındaki iç hatlardaki yolcu sayımızı 90 milyondan 165 milyona çıkardık. Deniz ticaret filomuzu, dünyanın yükünü taşıyan 30 ülkesi arasında 14'üncü sıraya yükselttik. 185 bin gemi adamımız var, Çin'den sonra denizci üreten ülke Türkiye. Nüfusları karşılaştırdığımızda Çin ile yarışacak halimiz yok. Ama Çin'den sonra ikinci olmak da az iş değil. Yardım alan değil, artık yardım eden bir Türkiye'yiz.

14 yıl önce kimin aklına gelirdi ki Türk mühendislerin yaptığı dev gemiler gidecek, karanlığa gömülü ülkelerin kıyılarına demir atacak, oralara ışık olacak. Eskilerin hayalleri AKP ile birer birer gerçeğe dönüştürülüyor. Vaktiyle onlar konuşur AK Parti yapar diyorduk. Bugün hala onlar konuşuyor, AK Parti yapmaya devam ediyor.

Son olarak, dün çiftçi kardeşlerimiz milletin evinde Cumhurbaşkanımızın misafiri oldular. Toprağımızı hepimiz için işleyen çiftçi kardeşlerimizin, tüm imkanlarımızı seferber ederek dertlerini çözmeye devam edeceğiz. Anadolu topraklarının tarımda ve hayvancılıkta desteklemek vazgeçilmez ilkemizdir. Kafana göre değil, artık havzana göre ekim yapacaksın. Türkiye'yi 941 havzaya böldük, nereye ne ekileceğine bir bir uzmanlar çalıştı. Destekler de bu ürünlere göre verilecek, böylece belirli bir ürünün belirli noktalar üzerinde yoğunlaşmasının önüne geçilecek. Ayrıca tarımdaki destekte bir farklı uygulamayı da mazotta yapıyoruz. Bildiğiniz gibi, tarımda iki tane önemli girdi var. Birisi mazot, birisi gübre. Gübre ile ilgili bir süre önce KDV'yi kaldırdık aynı zamanda ucuzlaştırdık. Gübredeki politikamız önümüzdeki yıllarda daha az kimyasal daha fazla organik gübre hedefliyoruz. Çünkü kimyasal gübrenin yarıdan fazlası toprağa geçiyor ve verimi ortadan kaldırıyor. O nedenle biyolojik gübreyi o nedenle teşvik edeceğiz.

Bizim bu milletin yüzünü güldürmekten, hayatını kolaylaştırmaktan başka derdimiz yok. Bizim davası millet davasıdır, Türkiye'ye hizmet davasıdır. Değerli yol arkadaşlarım, bu hafta kobilerimize müjdeler verdik. Bildiğiniz gibi KOBİ'ler ekonominin omurgasıdır. Bu sebepten kobilerin güçlendirilmesi için kredi garanti fonunu kullanarak ilave 17 milyar liralık yeni bir kredi imkanı getiriyoruz. Hayırlı olsun 2016 yılı için bilindiği gibi asgari ücreti 1300 lira yaptık. Bu artıştan doğan sigorta priminin işveren payının, işverenlerimizin yükünü azaltmak adına biz yüklenmiştik. Bu uygulamayı, yani asgari ücretin işveren payına düşen prim desteğine 2017'de de devam ediyoruz. 2017 yılı boyunca kobilerimize, girişimcilerimize 7.5 milyar liralık destek sağlıyoruz. Piyasadaki hareketlilik daha da artacak, ekonominin çarkı daha hızlı dönecek.

Yurt dışı alıcılara, Türkiye'de yatırım ve sermaye malı ithalatlarında EXIMBANK faaliyetiyle kredi sağlanacaktır. Türk EXIMBANK'a destek verecek, küresel tedarik zincirinde yer alma potansiyeli olan firmaların işlerinin kolaylaştırılması için proje başına 1 milyon dolara kadar destek vereceğiz. Fuarcılık sektöründeki varlığımızı artırmak amacıyla yurt içi ve yurt dışında fuarlara katılan katılımcıları masrafları karşılanacak.

 

"PKK'ya kucak açanlar Türkiye'ye ayar vermeye kalkamaz"

 

Terörle mücadelede kararlılığımız devam ediyor. Özellikle kış aylarında, kış demeden kar demeden, terör yuvalarını dağıtmaya devam edeceğiz. Ülkemizin, milletimizin başını ağrıtan bu şer odaklarına göz açtırmayacağız. Irak ve Suriye üzerinden ülkemize yönelik oradaki iç karışıklıklardan dolayı terör tehditi hala devam ediyor. Türkiye'yi tehdit eden terör bitinceye kadar, hem içeride hem dışarıda mücadeleyi sürdüreceğiz. Bildiğiniz gibi Fırat Kalkanı ile Suriye'de terörün durdurulması için halen yoğun bir ÖSO ve silahlı kuvvetlerimizin desteğiyle devam ediyoruz. Aynı şekilde Irak'ta muhtemel gelişmeleri dikkate alarak gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu hem ülke güvenliğimiz hem de sınır boylarındaki kardeşlerimizin güvenliği için önemlidir. Suriye'de birliklerimizle ÖSO El Bab'a doğru ilerliyor. 2 kilometre yakınına kadar gelmiş bulunuyoruz. Buraları da DEAŞ unsurlarından kısa sürede temizlemiş olacağız. Ayrıca PYD, YPG, PKK örgütlerine karşı operasyonlarımız da devam ediyor. Irak ve Suriye'de demokratik yapının değiştirilmesine asla rıza gösteremeyiz. Aksi durum, yıllarca devam eden bir iç çatışmanın başlaması anlamına geliyor. Türkiye olarak kardeşlerimizin can güvenliklerinin sağlanması, hayatın normale dönmesi için uğraşıyoruz.

Amerika'da bir seçim yapıldı, nihayet bitti. Sayın Trump, ABD'nin yeni seçilmiş başkanı oldu. Hayırlı uğurlu olsun. Kendisini telefonla arayıp tebrik ettim. ABD kararını vermiştir, bu süreci tüm ülkelerin iyi okuması, değişen dinamikleri anlamaya gayret etmesi gerekiyor. Sandıktan çıkan sonucu, sokak şiddetiyle yok saymaya çalışmak demokrasiye karşı kabul edilemez bir tutumdur. Seçme ve seçilme hakkının anlamı kalmaz. Türkiye olarak aB çevrelerinde uzun zamandır olumsuz beyanatlar birbiri ardına devam ediyor. Bunlar bilgiye dayanmayan yaklaşımlardır. AB'deki dostlarımız maalesef 15 Temmuz'da ülke olarak uğradığımız alçak saldırı karşısında beklediğimiz tavrı ortaya koyamadılar. Bir milletin canı pahasına tanklar karşısında dikilerek ülkesini, demokrasisini savunması tüm dünyanın gözü önünde yaşandı. Demokrasi ve özgürlüklere inanıyorsanız bu destansı mücadeleyi ancak ayakta alkışlarsınız. Ve çoluk çocuk demeden bir milletin üzerine ateş açanları açıkça lanetlersiniz. Bu tavrı güçlü bir şekilde ortaya koyamıyorsanız kusura bakmayın sizin samimiyetinizi sorgularız. PKK'ya, FETÖ'ye kucak açanlar Türkiye'ye ayar vermeye çalışamazlar. AB, önce şu teröristlerin ağzından konuşmayı bıraksın. Önce, terör grupları ve onların siyasi uzantılarına destek olmaktan vazgeçsin. Tercihini yapsın. Türkiye ile mi, yoksa düşmanlarıyla mı el ele kol kola hareket edecek. Önce buna karar versin, sonra Türkiye'ye ayar vermeye çalışsın. Bu ülke, ne Avrupa ne bir başka millet. Hiçbir ülkeden talimat almaz, hiçbir ülkenin yönlendirmesiyle hareket etmez. Talimat alacağımız tek kaynağımız milletimizdir.

 

"Türkiye'de ne demokrasi ne de özgürlükler tehlike altında"

 

Bugün, Türkiye'de ne demokrasi ne hukukun üstünlüğü ne de özgürlükler hiçbir şeyler tehlike altında değildir.15 Temmuz'da milletimiz hiçbir gücün Türkiye üzerinde bir vesayet kuramayacağını tüm dünyaya gösterdi. O zaman AB'li dostlarımızın güçlü desteğini göremedik, bugün görüyoruz ki terör çevrelerinin algı operasyonlarında kullandığı iddiaları gündeme getiriyorlar. Birden fazla terör örgütüyle mücadele halinde olan Türkiye, mücadelesine devam edecektir. İnsanımızın can güvenliğine kast edenler kim olursa olsun, mesnetsiz yaklaşımları kabul etmeyiz.

Tutturmuşlar terör yasasını değiştirin. Nereden çıktı kardeşim? Terör örgütleriyle mücadele veriyoruz, darbe girişimi atlatmışız bunlar devam ederken terör yasasını değiştirmek ne demektir. Terör örgütlerinin telkinleriyle konuşuyorlar. Kusura bakmasınlar milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili eleştirilerini ard arda sıralıyorlar halbuki milletvekili dokunulmazlıkları AB ülkeleri dahil zaman zaman kaldırılmıştır. Almanya, Fransa, İzlanda, İsviçre, Portekiz, Yunanistan'da sayısız örnekleri var. Suç üstü yakalanan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmıştır bu ülkelerde.

Biz AB'yi terörle mücadelede hep yanımızda görmek istedik, teröristlerin arkasında değil. AB'nin ilerleme raporu bizi hem üzmüş, hem rahatsız etmiştir. Bir kez daha altını çiziyorum, bazı milletvekillerinin yargı kararıyla ifade vermeye getirilip bir kısmının tutuklanması tamamen hukukun işidir. Yapılan işlemler de hukuk çerçevesinde yürümektedir. Haklarında teröre destek vermek, terör örgütü üyesi olmak gibi ağır iddialar vardı. Milletten aldığı yetkiyi hiçbir vekil halka düşmanlık etmek için kullanamaz. Bunlar yargının önünde ya aklanacaklar ya da yaptıklarının hesabını verecek. Başka bir üçüncü yol yok. Türkiye'de hukukun işleyişine AB büyükelçileri karar veremez. Milletimiz AB büyükelçilerinin HDP grubunda verdikleri o trajikomik fotoğrafı asla unutmaz. HDP tüm çağrılara rağmen terör örgütüyle arasına mesafe koyamayan bir parti olmuştur. Bu partiye destek olmak herhalde AB'nin büyükelçilerinin işi olmamalıdır. Bu milletin beraberliğine kast edenler her yerde hak ettikleri cezayı görecek. Bu milletin huzuru olan PKK'ya, DEAŞ'a yurt dışında yurt içinde operasyonlarımız sürecek. Askerimiz, polisimiz canla başla mücadele ediyor. Hepsini tebrik ediyorum, bölücü terör örgütü alçakça bir saldırıyla Ankara'daki program dönüşü Mardin Derik kaymakamımız Muhammet Fatih Safitürk'ü şehit etti. Bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, yakınlarına, milletimize sabır diliyorum. Baş sağlığı diliyorum. Şehidimizin kanı yerde kalmamıştır, katil zanlıları hesaplarını veriyorlar.

 

"Ey Kılıçdaroğlu, rejim tartışması 1923'te bitti"

 

Belediyeler halka hizmet yerleridir. Devletin imkanlarını terör örgütlerine peşkeş çekilmesi belediyecilik değildir. Yeni başkan olarak atadığımız arkadaşlar işlerini en güzel şekilde yapma gayreti içerisindeler. Terör örgütlerinden gelen tehditlere kulak asmadan bölgedeki vatandaşlarımızla kaynaşarak kısa sürede gönüllerini yapmayı başarmışlardır. Bölgedeki vatandaşlarımızı hak ettikleri ortama kavuşturmak için canla başla çalışıyoruz. bizim için önemli olan vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermektir. Hiç kimse bizim vatandaşlarımızla aramıza giremeyecek. Bu ülkenin insanları arasına nifak sokamayacak. Biz AK Parti olarak siyasetin belirli düzeyde olmasını bekliyoruz. Türkiye'nin yapay gerilimlerle, çamur at izi kalsın anlayışıyla bir yere gidemeyeceğini öteden beri anlayamıyorlar. Defalarca Sayın Kılıçdaroğlu'na çağrıda bulundum. Gelin beraber hareket edelim, Türkiye'nin ihtiyacı olan adımları birlikte atalım. Ama Kılıçdaroğlu dediğim dedik, çaldığım düdük diyor başka bir şey demiyor. Yabancı medyaya hiçbir delili olmadan iktidar partisini şikayet ediyor. AK Partiyi kötülüyor. Hem sayın Cumhurbaşkanımız hem de hükümetimizle ilgili iddialarını delillendirdiğini görmedik. Şimdi rejimi değiştirecekler diyor, rejim tartışması ey Kılıçdaroğlu, rejim tartışması 1923'te bitti. Cumhuriyeti tartışan kimse yok, olsa da önce karşısına çıkan AK Parti olur bunu da bil. Biz rejimi değil, anayasayı değiştirmek istiyoruz. Bırakın da millet buna karar versin. Milletin kararına ipotek koymayın, engel olmak isteseniz de olamazsınız. Millete karşı konulmaz, tabi olunur tabi sayın Kılıçdaroğlu. Anayada değişikliğiyle ilgili çağrımızı CHP ve MHP'ye yaptık, bunun üzerinde çalıştık. Günün sonunda ana muhalefet partisi bu hükümet sistemi değişikliğine, yani Cumhurbaşkanlığı, yani başkanlık sistemine karşı olduğunu açıkça belirtti ve kenara çekildi. Şu anda içinde bulunduğumuz durumun sürdürülebilir olmadığını, MHP halkın seçtiği Cumhurbaşkanıyla mevcut anayasanın birbirine uyumlu hale getirilmesi hususunda bizimle mutabık olduğunu ifade etti. Bunun üzerine çalışmaları biraz daha ilerlettik, bu hükümet sistemi değişikliğiyle sınırlı bir anayasa değişikliğini meclise getirmeye karar verdik. Bundan sonra karar yüce milletindir. Millet meclisi, bu kararı milletin önüne gitmesine imkan verecek. Kararı da millet verecek. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diyor ki; kapımız açık. Bak, hala vaktin var. Tren kalkmadan inebilirsin. Gelin, hep beraber yapalım Yenikapı ruhunu yaşatalım ve vesayet kalıntısı bu anayasayı birlikte değiştirelim. İnşallah MHP ile bu değişiklikleri yüce meclisimizin takdirine sunacağız. Oturur, meseleyi müzakere ederiz. Gelin konuşalım, kafanıza yatmıyorsa yine hayır deyin. Kafadan "İstemezük" demenin demokrasiye yararı yok. 

Anayasa AKP, MHP ve CHP'nin meselesi değildir. Anayasa 79 milyonun anayasası olacaktır. Değerli arkadaşlar AK Parti milletin iradesiyle doğmuştur biz her zaman gücümüzü milletten aldık. "İşimiz hizmet, gücümüz millet" dedik. Milletimiz, bizim onlar için nasıl bir aşkla, şevkle çalıştığımızı iyi bilir. 79 milyonun nasıl hukukunu gözetmeye çalıştığımızı iyi bilir. Biz de milletimizin samimiyetine hep güvendik, hep inandık. Bu güvenimizde asla yanılmadık. Gereğini yapmak bizim asli işimiz olmuştur. Bizim için öteki yoktur, hep beraber bir bütünün parçalarıyız.