Başbakan Binali Yıldırım, 31 Mayıs 2010'da 9 Türk'ün hayatını kaybettiği Mavi Marmara baskınının ardından Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için yapılan diplomatik görüşmelerin ardından varılan mutabakatın detaylarını Çankaya Köşkü'nde düzenlenen basın toplantısında açıkladı. Türkiye'nin özür, tazminat ve Gazze ablukasının hafifletilmesi şartlarının yerine getirildiği mutabakat metninin yarın imzalanacağını duyuran Yıldırım, "Anlaşma kapsamında Mavi Marmara baskınında hayatını kaybedenler için 20 milyon dolar tutarında tazminat ödenecektir" dedi. Yıldırım, Gazze'ye uygulanan ambargoyla ilgili olarak, "Bu amaca yönelik olarak önümüzdeki cuma günü ilk gemimiz Aşdod Limanı’na 10 bin tonu aşkın insani yardım götürecektir" diye konuştu. Yıldırım, yardımın "AFAD koordinasyonunda yapılacağını" belirtti. "Bu mutabakatla birlikte İsrail’le ilişkiler normalleşmiş oluyor" diyen "Mavi Marmara’yla Gazze başta olmak üzere topyekun ambargo Türkiye’nin öncülüğünde büyük ölçüde kalkmış oluyor, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi şartı getiriliyor. En önemlisi de İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi sağlanmış oluyor" ifadelerini kullandı. Yıldırım, "Hamas ofisleri kapanacak mı?" sorusuna "Arkadaşlar, tabii ki Türkiye’de Filistin’in ilişkilerinin takip edilmesi gerekli diplomatik mekanizmalar eskiden olduğu gibi olmaya devam edecek" yanıtını verdi.
Başbakan Yıldırım, Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi yolunda atılan adımlara ilişkin olarak da, "Türk milleti de, Rus milleti de bu krizin artık ortadan kalkmasını istiyor. Bunun çok anlamlı olmadığını düşünüyor. Bize düşen de bir an önce milletimizin, vatandaşlarımızın bu beklentilerini karşılamak olmalıdır. Bu yönde de güzel gelişmeler var. Yakın zamanda ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında İsrail'le varılan anlaşmanın detaylarına ilişkin açıklama yaptı. Binali Yıldırım'la eş zamanlı olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu da ülkesinin kamuoyuna anlaşmanın detaylarını açıkladı.
Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
İlişkilerin normale döndürülmesiyle ilgili süreç başlamış oldu. Bu mutabakat metni yarın Dışişleri Müsteşarımız Türkiye tarafından ve İsrail tarafından da muhatabı ile imzalanacak. Bu imzadan sonra onay süreçleri var, İsrail’de onay kabinede, bizde ise Meclis’te tamamlanmış olacak. Akabinde de en kısa zamanda karşılıklı büyükelçilikler faal hale getirilecek.
Buraya nasıl geldik, nereden geldik, kısaca bilgiyi verelim. Hatırlatma yapmakta fayda var. 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara gemisine yapılan baskın sonucu diplomatik ilişkilerimizi askıya almış idik. Bilahare 2013 Mart ayında İsrail Başbakanı Netanyahu Cumhurbaşkanımızı arayarak bu olaydan dolayı özür dilemişti. Böylece bu anlaşmaya giden yolda ilk adımı atmış idik ancak Türkiye’nin şartları sadece özürle sınırlı değil, iki şartı daha vardı. Bir tanesi özellikle Filistin’e, Gazze’ye uygulanan ambargoların hafifletilmesi ve buraya insani yardımların, yatırımların önünün açılması, diğer konu da bu baskında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın tazminatının ödenmesi.
Bu iki husus da mutabakat metninde karar altına alınmıştır. Tazminat ödenecektir, 20 milyon dolar tutarındadır. Anlaşmanın, daha doğrusu mutabakatın bu kadar uzun sürmesinin asıl maddesi ise Filistin’de, Gazze’de yaşayan Filistinlilerin günlük yaşamında karşı karşıya kaldıkları zorluklardır, izolasyondur ve dış dünyadan gerekli yardımları, desteği İsrail’in engellemesinden dolayı elde edememelidir. Uzun uzun görüşmeler yapıldı ve nihayet burada bir karara varılmış durumda. Bu amaca yönelik olarak önümüzdeki cuma günü ilk gemimiz Aşdod Limanı’na 10 bin tonu aşkın insani yardım götürecektir.
Gazze bölgesi başta elektrik, su başta çalışmalara başlanacak. Ayrıca Gazze’de kaba inşaatı tamamlanan 200 yataklı hastanenin iç donanımlarının yapılarak hizmete alınması, bu mutabakatta anlaşılan diğer bir husus. Ayrıca TOKİ’nin Gazze’de konut projesi var, bunun da önünü açmış oluyoruz.
Cenin Bölgesi’ndeki sanayi bölgesinin yapımına hız verilmesi de bu mutabakat çerçevesinde mümkün hale geliyor. Ülkemize, Filistinli kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Özellikle Gazze’de kardeşlerimiz çok çile çektiler. Böylece onlara bir nefes alma imkanını da bu mutabakatla sağlamış oluyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi Türkiye, Filistin’in haklı davasını sonuna kadar arkasında olacak ve her platformda Filistinlilerin devlet olma hakkı da dahil savunmaya devam edecek.
Dolayısıyla bu mutabakatla birlikte İsrail’le ilişkiler normalleşmiş oluyor. Mavi Marmara’yla Gazze başta olmak üzere topyekun ambargo Türkiye’nin öncülüğünde büyük ölçüde kalkmış oluyor, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi şartı getiriliyor. En önemlisi de İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi sağlanmış oluyor. Hayırlı olsun.
Bu görüşmelerde Dışişleri Bakanımıza da teşekkür ediyorum. Bunun yanında bu anlaşmanın bugünlere gelmesinde en büyük iradeyi ortaya koyan ve kararlılığımızdan asla geri adım atmayan Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
İnsani yardımı hangi kurum yollayacak, Meclis süreci ne zaman başlayacak?
Yardım AFAD koordinasyonunda olacak. Özel, kamu birçok kurum var. Meclis süreci, anlaşma yarın imzalanacak, Bakanlar Kurulu Meclis’e havale edecek ve hemen gerçekleşecek.
Bir önceliklendirme ya da yol haritası var mı?
Normalleşme her alanı kapsıyor ama öncelikli olarak ekonomik ilişkiler ve bölgesel işbirlikleri önde gidiyor.
Elçilerin atanmasına ilişkin takvimsel süreç var mı?
En kısa süre. En kısa süre demek, iki tarafın da onaylamasıyla takvim başlar ve süre haftalar anlamına gelir.
İsim?
Dur bakalım, isim. Dışişleri Bakanı atar. Sen mi talipsin, seni de düşünelim.
Sizce ilişkiler gerçekten normale dönecek mi? Son 10 yıl içinde olduğu gibi, işbirliği gerçekten sağlanacak mı? Siz Hamas’ı Gazze’de öldürülen İsrailli askerlerin teslimi için zorlayacak mısınız?
Anladığım kadarıyla sen bu mutabakattan tam emin değilsin. Bu mutabakat çalışmaz demek istiyorsun. Yıllar aldı bu noktaya gelmek için. Bu önemli bir adımdır. Bundan sonrası gelişmelere göre değerlendirilecek husustur. O bakımdan İsrail hükümetine de, Türk hükümetine de görevler düşmektedir. Hem Türk halkının, hem İsrail halkının yararınadır. Diğer konular karşılıklı görüşmelerle bir noktaya getirilebilir. Şimdi bütün bu detaylara girersek Filistin tarafının da talepleri var, hep birlikte konuşmak lazım. Münferit olayları değerlendirmek çok sağlıklı olmaz.
Türkiye’de Hamas ofisi var mı, anlaşmada yok deniyor ama.
Arkadaşlar, tabii ki Türkiye’de Filistin’in ilişkilerinin takip edilmesi gerekli diplomatik mekanizmalar eskiden olduğu gibi olmaya devam edecek.
Bu süreçte hayatını kaybeden ailelerle konuşuldu mu? 20 milyon dolar nasıl ulaştırılacak?
Tazminatı anlaşma yürürlüğe girdikten sonra İsrail tarafı toptan yatıracak ve hak sahiplerine ulaştırılması Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı altında olacak. Uluslararası ikili anlaşmadır, diğer anlaşmaların üzerinde bir statüsü vardır. Şehit olan vatandaşlarımızın yakınlarıyla da görüşmeler çok öncesinden yapılmıştır. Gerekirse tekrar yapılacaktır.
İsrail’dan sonra Ruslarla da normalleşme olur mu?
Niye olmasın. Türk milleti de, Rus milleti de bu krizin artık ortadan kalkmasını istiyor. Bunun çok anlamlı olmadığını düşünüyor. Bize düşen de bir an önce milletimizin, vatandaşlarımızın bu beklentilerini karşılamak olmalıdır. Bu yönde de güzel gelişmeler var. Yakın zamanda ortaya çıkacaktır.
6 yıl öncesinde meydana gelen davalar vardı. O davaların düşmesi söz konusu olacak mı? Elektrik ve su konusunda Türkiye ve Almanya’nın ortak çalışması olacağı söyleniyor.
Elektrik su konusu acil konu, her türlü çalışma yapılacak. Katılmak isteyenler varsa tabii ki memnuniyetle kabul edeceğiz. Anlaşmalar vefat edenlerin yakınlarıyla ilgili gerekli açıklamayı yaptım. Böyle değerlendirmekte fayda var.
Gazze’ye ambargonun hafifletilmesi, Türkiye’nin Gazze’ye ambargoyu kısmen de olsa tanıyor eleştirileri var. Alman bakanın İncirlik’e ziyareti söz konusuydu.
Türkiye izin verecek, Alman Savunma Bakanı İncirlik’i rahatlıkla ziyaret edebilir. İkinci konu, ben bu görüşe katılmıyorum. Orada fiili bir durum var, oradaki insanların dünyayla ilişkisi yok. Biz insani bir görev yapıyoruz. Bu insanları dünyaya açmak, en temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaktır.
Gazze’nin yeniden inşası için götürülecek malzemeler, insani yardımdan farklı bir yöntemle bir götürülecek mi?
Sizler ne çok detaylar biliyorsunuz, maşallah. Her şey Türkiye’nin denetiminde, insani yardımın ve tahrip olmuş altyapının yeniden yapılmasıdır.
İsrail hükümetiyle işbirliğiyle yapılacak.
Sayın Başbakan, doğalgaz anlaşması da var mı? Netanyahu’nun bir açıklaması var. “Bu denizden abluka devam edecek.”
Biz ilişkilerin normale döndürülmesini konuşuyoruz. Normalleşme başlasın, ondan sonra hangi konuda ne kadar işbirliği yapacağımız iki ülkenin gayretleriyle doğru orantılı. Söylenen ne olursa olsun, sonuç Filistin’de, Gazze’deki kardeşlerimize erişimin sağlanmasıdır.
Herhangi bir sınırlama var mı insani yardım olarak?
10 bin ton az bir miktar mı? İlk seferde 10 bin ton gidiyor. Mavi Marmara’nın kat kat fazlası.
İsrail’den yansıyan bir haber vardı. Hamas’ın İsrail’e saldırmayacağı yönünde taahhüt verdiği yönünde. İsrail’den de böyle bir husus istendi mi?
Biz ateşkes anlaşması filan imzalamıyoruz. Türkiye’yle İsrail arasında ilişkilerin normale döndürülmesi konusunda mutabakata vardık. Savaşı durduran, savaşı tetikleyen hiçbir husus yok.
Gemilerin nereden gideceğini açıklamadınız. Tören olacak mı, katılım olacak mı?
Mersin’den kalkacak. Katılması gereken arkadaşlar katılacak.
Mutabakata varılan son görüşme Roma'da yapıldı. Türkiye'yi Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail'i ise Netanyahu'nun özel temsilcisi Ciechanover temsil etti. Ciechanover ve Sinirlioğlu son olarak 8 Nisan'da Londra'da görüşmüştü. Görüşmenin ardından Türk Dışişleri'nden, "Heyetler, mutabakat metninin nihai hâle getirilmesi ve farklılıkların giderilmesi yönünde ilerleme sağlamışlar ve anlaşmanın çok yakında gerçekleştirilecek bir sonraki toplantıda sonuçlandırılması hususunda uzlaşıya varmışlardır" açıklaması gelmişti. Dün İsrailli yetkilinin yaptığı açıklamada, iki ülke arasında anlaşmanın sağlandığı belirtilmişti. Buna göre İsrail; Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödemeyi ve Türkiye’nin Gazze’deki insani duruma müdahalesini kabul etti. Türkiye, Gazze’ye insani yardım dahil sivil amaçlı malzemelerin girişini sağlayacak ve altyapı yatırımlarını gerçekleştirecek.
İtalya'nın başkenti Roma'da ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, anlaşmanın önemli bir adım olduğunu söyledi. Netanyahu “Anlaşma İsrail ekonomisi üzerinde de muazzam etkiler bırakacak. ‘Muazzam’ ifadesini özellikle kullandım” dedi.
İsrailli Haaretz ve Şalom gazeteleri, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile İsrail'in milli istihbarat örgütü Mossad'ın şefi Yossef Cohen'in anlaşmanın detayları üzerine görüştüğünü, Türkiye-Hamas ilişkileri üzerinde uzlaşmaya vardığını yazdı.
Mutabakata varılmasına bir gün kala Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ardından Başbakan Binali Yıldırım ile görüştü. İsrailli diplomatlar Türkiye ile yapılan görüşmelerde en önemli konulardan birinin Türkiye - Hamas ilişkileri olduğunu, "Hamas'ın herhangi bir üyesinin Türkiye'de bulunmasının kabul edilemeyeceğini" söylüyor. Türk diplomatlar ise Hamas konusunun bu görüşmelerin konusu olamayacağını belirtiyor. Ankara Filistin sorununun çözümü için Filistin yönetimiyle ve Hamas ile görüşmeye devam edileceğini vurguluyor. Taslak mutabakat metninde ciddi ilerlemenin sağlandığı Aralık ayında Halid Meşal Türkiye'ye bir ziyarette bulunmuştu. Türkiye, Filistin sorununda Hamas’a yönelik tutumunu değiştirmeyeceğini bu şekilde göstermiş oldu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 22 Haziran Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, "İsrail ile normalleşmede Hamas ile ilgili bir sorunun olduğunu düşünmüyorum. Görüşmelerimizde Hamas diye bir şart yoktur, olamaz da" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da aynı gün verdiği bir röportajda Türkiye'de bulunan Hamas üyelerinin İsrail ve Filistin'in anlaşması çerçevesinde Türkiye'ye geldiğini; Hamas'ın İstanbul'da askeri bürosu olmadığını vurguladı. "Zaman zaman Halid Meşal buraya gelir, bu ziyaretleri başka bir noktaya çekmek iyi niyetle bağdaşmaz. Biz Hamas ile de Filistin yönetimiyle de görüşmeye devam edeceğiz. İsrail öyle bir talepte -Hamas'la ilişkilerin kesilmesi- bulunacak bir konumda değil" ifadesini kullandı. Bunun üzerine Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, Türkiye’ye Filistin davasına verdiği destek ve İsrail ile normalleşmesi sürecinde Gazze ablukasının kaldırılmasını şart koşmasından dolayı teşekkür etti.
Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda İsrail’in düzenlediği ve dokuz Türk’ün öldürülmesiyle sonuçlanan saldırıdan sonra Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına geldi.
Saldırının ardından Tel Aviv'deki büyükelçisini çeken Türkiye, ilişkilerin normalleşmesi için resmi özür, öldürülenler ve yaralananlar için tazminat ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasını şart koştu.
Mart 2013’te Netanyahu, o dönem başbakan olan Erdoğan’ı telefonla arayarak özür diledi. Resmi özür yazılı olarak da açıklandı. Ardından Türkiye ile İsrail arasında Gazze ablukasının kalkması ve tazminat için görüşmeler başladı.
Görüşmeleri, son kararnamede Türkiye'nin New York'taki BM daimi temsilciliğine atanan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu yürütüyor. İsrail tarafında ise başlangıçta Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold’ün yürüttüğü görevi son iki görüşmede Başbakan Netanyahu’nun özel temsilcisi Joseph Ciechanover devraldı.