Başbakan Binali Yıldırım, "1938 Dersim büyük bir acıdır. Bu ülke Dersim'le yüzleşmelidir. Hiç bir yanlışın arkasında durmak gibi bir lüksümüz yok. Makul olan imkansız olanı değil, makul olanı yapmak açısından elimizde her zaman fırsat var. Bunun için Cemevlerinin statüsünü tartışma alanından çıkarmaya karar verdik" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Alevi Kanaat Önderleri ile bayramlaştı. İstanbul Bakırköy'de bir otelde düzenlenen programda konuşan Yıldırım, birlikteliğin önemine değinerek "Anadolu toprakları binlerce yıldır vatanımız. Hepimiz biriz. Farklılıklarımız da bizim en büyük zenginliğimiz. Erzincan'da doğup, büyümüş biri olarak bu birlikteliğin ne anlama geldiğini bilenlerden biriyim. Hepimizin yolu, Hak Muhammed, Ali yoludur. Rabbimiz bir, kitabımız bir, peygamberimiz birdir" şeklinde konuştu.
Tunceli'ye yaptığı ziyarette edindiği izlenimleri aktaran Yıldırım, "İnsanlar terörden kurtulmuş olmanın rahatlığı içerindeler. Terör bizim başımızın belasıdır. Terör yüzünden bölgelerimizin gelişmesi gecikti. Yatırımlar gitmedi. Gençlerimiz gelecek umutlarını kaybetti. Bunu istismar eden terör örgütleri bu çocuklarımızı dağa yönlendirdi. Kalem tutması gereken ellere silah tutuşturuldu. Binlerce masum insanın hayatı yok edildi. Bölücü terör örgütü PKK'nın aslında 'Kürtler' diye bir sorunu yok. Kürtlerin de, Türklerin de en büyük sorunu PKK'dır" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Sakarya'nın Sapanca ilçesinde ormanlık alanda bacakları kesilmiş halde bulunmasının ardından hayatını kaybeden yavru köpek vahşetine ilişkin "Bunu yapanlara ben 'insan' demekten utanıyorum. Bu kadar zalimlik olur mu? O da bir can. Bre alçak! Sen onun ayaklarını nasıl kesersin? O cana nasıl kıyarsın? Bizim ecdadımız, geleneğimiz karıncayı incitmeyi bile bir suç görüyor. Bunlar maalesef dönüp, dolaşıp eğitime geliyor. Eğitim işin başı. Mutlaka her yönden eğitimi, her yaşa eriştirmemiz lazım. Toplumda husumet duygularını değil, kardeşlik duygularını çok daha fazla işlememiz lazım" açıklamasında bulundu.
Başbakan Yıldırım, "Zaman şimdi artık acıları küllendirme, geleceğe bakma zamanıdır. 1938 Dersim büyük bir acıdır. Bu ülke Dersim'le yüzleşmelidir. Hiç bir yanlışın arkasında durmak gibi bir lüksümüz yok. O dönem Dersim'i yapanların bugün bunu bir şekilde özeleştirisini yapmalı, hesabını vermelidir. Devlet yanlış yapabilir. Yapmaması gerekir ama yanlış yapılmıştır. Bir daha bu yanlışların olamaması için bu meselenin de ele alınıp, açık, samimi bir şekilde toplumla paylaşılması gerekir" dedi.
Başbakan Yıldırım, 12 Eylül döneminde yaşı mahkeme kararıyla 17’den 18’e yükseltilerek idam edilen Erdal Eren’e de değinerek, “İdam etmek için yaşını büyütüp, öldürdüğünüz o insanların zihinlerindeki acıları küllendirmenin, bir daha yaşanmaması için açık kalplilikle konuşulması gerekir” açıklamasında bulundu.
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: Toplumun bütün kesimlerinin sorunları var. Sadece Alevi vatandaşlarımızın sorunları yok. Herkesin sorunu var. Sorunu olmayan ölüler ve delilerdir. Sorunları torunlara bırakmayacağız. Hiç bir şeyden çekinmeden cesaretle üzerine gideceğiz. Ama doğru zeminde konuşacağız. Alevi vatandaşlarımızla ilgili aslında meseleleri çözmek için 9-10 tane çalıştay yaptık. Bu meseleyi cesaretle ele aldık. Burada gördüğüm eni konu sorunun tanımında anlaşamamak. Niye anlaşamıyoruz? Öyle bir farklılaşma var ki! Ali'siz Alevilikten tutun yani Aleviliği tek başına din gibi ifade etmeye çalışana kadar değişik görüşler ortaya çıktı. Burada maalesef bir ortak noktayı yakalayamadık. Benim tespitim bu yönde. Ancak makul olan imkansız olanı değil, makul olanı yapmak açısından elimizde her zaman fırsat var. Bunun için Cemevlerinin statüsünü tartışma alanından çıkarmaya karar verdik. (DHA)