Başbakan Binali Yıldırım, kredi borcu olanların şikâyetleri üzerine bankalara uyarıda bulunarak, "Ekonominin görünümüyle, bankaların görünümü örtüşmüyor. Bankalara sesleniyorum, tefeciliği bırakın gerçek ekonomiye dönün. Yok etmeyi değil, yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız, ya da bunu size yaptırırız" dedi.
AKP istişare ve değerlendirme toplantısı için Afyonkarahisar'da bulunan Başbakan Yıldırım, burada Ticaret ve Sanayi Odası'nda konuştu.
Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Mağdur edebiyatını bir kenara bıraksınlar. FETÖ'cüler için gerekli hükümler verilecek, cezasını çekecekler. Mağdur söylemlerinin temeli yoktur. Bu da FETÖ'nün ayrı bir algı operasyonudur. Yağma yok, verecek hesabını ki bir daha böyle bir işe kalkışılmasın. Yargı işine bakıyor, gereğini yapacak, gerekli hükümler verilecek, cezalılar cezasını çekecek.
Bankacıları uyarıyorum. Lütfen reel sektörün sesine kulak verin. Tefeciliği bırakın. Gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız, ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine 'Aman biraz daha teminatları artıralım, biraz daha faizleri arttıralım.' Bu akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil, yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız, ya da bunu size yaptırırız.
Türkiye'nin ekonomisinin görünümüyle, bankaların görünümü örtüşmüyor. İş aleminin duruşuyla, bankalarımızın duruşu birbiriyle uyuşmuyor. Bu arkadaşların hepsini toplayacağız, bir kez daha uyaracağız. Bizim de yapacağımız elimizde araçlarımız var ama biz istiyoruz ki ekonomi kendi kurallarıyla çalışsın.
Dedikodularla hareket etmeyin, yeniden yapılandırmalarda fırsatçılık yapmayın.Ekonomi ile ilgili zerre sıkıntımız yok. Bütün göstergelerimiz en güçlü ülkelerinkinden daha yukarıdadır. Hangi ülkeyi alırsanız alın başka ülkelerin borç oranlarına bakın. Milli gelirinin 2 katından fazla borcu var. Risk primleri bizimkinden düşük. Cari açığı, bütçe açığı bütün göstergelerde meşhur AB'nin kriterleri diye bir şey kalmadı. Hepsi darma duman oldu. Sizin kazanmanız tek başına bir şey ifade etmez. Ülkenin kazanması için siz az kazanacaksınız bütün alanlara kaynak aktaracaksınız. İşin kolayına kaçıyor. 3 kat, 5 kat teminat istiyorlar. Olmadı tekrar krediyi geri çağırıyor. Kardeşim yapılandırma getirdik. 1 lira borcunu 3 liraya çıkartıp yapılandırıyorsunuz. Bu fırsatçılıktır. Bundan vazgeçmeleri lazım. Türkiye ekonomisinin görünümü ile bankaların durumu örtüşmüyor. Bu da Türkiye'ya yakışmıyor.
Yapacağımız iş mevcut durumu anayasa ile uygun hale getirmek. bu kadar basit. Kıyamet koparıyorlar. Bu konuyu parti başkanları ile görüştük. Özellikle 15 Temmuz ve sonrası gelişen Yenikapı ruhu bu fırsatı veriyor. Bu noktadan hareketle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de düşüncemize benzer, görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. Dediği çok basit ve net. Bu böyle yürümüyor, bunu Meclis'te düzeltebilirsek biz düzeltelim, düzeltemezsek vatandaşın önüne getirecek işlemleri yapalım diyor. O da nedir. Meclis'te anayasa değişikliği gelsin, millet oyunu versin ve gündemden kalksın. Sürekli bunu konuşamayız ki. Bunun arkasında bir sürü şeyi çözmüş olacağız.
Türkiye'de güçlü tek başına iktidar olmazsa Türkiye çok büyük tehditlerle karşı karşıya.AK Parti'nin de bir ömrü var. Hadi 10 sene, 20 sene daha. Sonrası ne olacak? Partilere göre değil sistemin kendi içinde istikrarı devam ettirecek modele geçmesi lazım. Bu da başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemi için biz teklifimizi getireceğiz. Meclis'e sunacağız. Yüce Meclis kararını verecek. Verdiği karar herkesin kabulu. Biz inanıyoruz ki yüce meclis bu değişikliği kabul edecek. Bu değişiklik sizlerin önüne gelecek ve millet de nasıl uygun görüyorsa o kararı verecektir. Buradan ana muhalefet partisine çağrı yapıyorum. Bu tarihi fırsatı ıskalamayın. Bu siyasete olan güvenini de sorgular. Siyaset iddia işidir. Başkanlık olursa biz iktidar olamayız kabulu ile hareket edersen siyasetin içinde olamazsın. Kimsenin babasının malı değil başkanlık. Çıkar anlatırsın vatandaş ikna olursa seni seçer."