Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan’ı aradığını doğrulayarak çocuklarının haber yapılmaması için telefon açtığını söyledi.AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğan Holding A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın yabancı bir gazeteye yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, "Sayın Doğan, önce kendine gel... Bu Başbakan öyle küçük düşünen bir başbakan değil. Bu Başbakan Türkiye'nin şanına yakışan,Türkiye'nin büyük düşünmesini kendisi için ideal addeden bir başbakan" dedi. Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmaya hava koşulları nedeniyle güçlükle ve gecikerek geldiğini belirterek başladı. "Çok dolaştık, hakkınızı helal edin. Sizleri bu alanda çok beklettik fakat bu güzel hava rahmettir, rahmet... Bu kurak topraklara bir bereket" diyen Erdoğan, 29 Mart'ta da sandıklara bereket geleceğini söyledi. Medeniyet ve kalkınma yolculuğunda Yozgat'ın AK Parti'yi hiçbir zaman yalnız bırakmadığını ve seçimlerde tercihini AK Parti'den yana kullandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yozgat bu seçimlerde bütün Türkiye'ye çok anlamlı bir mesaj verdi. Milleti küçümseyenleri elinizin tersiyle ittiniz. Milletin yoluna taş koyanlara, Türkiye'ye engel çıkaranlara 'çekil yolumdan, gölge etmeyin, Türkiye'nin ufkunu karartmayın' dediniz. Demokrasiye sahip çıktınız. Milli iradeye sahip çıktınız. Büyük Türkiye'ye sahip çıktınız. Milletin tercihini yok sayanları, milletin oyunu aşağılayanları sandığa gömdünüz. Hamdolsun bizler de AK Parti olarak Yozgat'ın yüzünü kara çıkarmadık, başını öne eğmedik, mahcup etmedik. Emanetinizi kutsal bildik. Yozgat'ın bize emanetini yere düşürmedik, bundan sonra da düşürmeyeceğiz." Konuşmasında yerel seçimlerin yaklaştığını ifade eden Erdoğan, "29 Mart'ta son sözü siz söyleyeceksiniz. İnanıyorum ki o gün geldiğinde daha gür bir sesle bir kez daha 'AK Parti' diyeceksiniz. 'Durmak yok yola devam' diyeceksiniz" şeklinde konuştu. ‘Bunlar sandık cini olmuşlar’ Yozgat'ın çok güzel ve anlamlı bir türküsü olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Ne diyor Yozgat sürmelisi? Dersini almış da ediyor ezber... Bunlar son 3 seçimde derslerini aldılar ama bir türlü ezberleyemediler. 3 Kasım'da derslerini aldılar ama ezber edemediler, 22 Temmuz'da aldılar ezber edemediler. Milletin verdiği dersten sürekli bütünlemeye kaldılar, ikmale kaldılar. 29 Mart'ta bir kez daha bunlara derslerini vereceksiniz. 29 Mart'ta bir kez daha bunları sandığa kilitleyeceksiniz. Hani Alaaddin'in lambası vardır. Lambanın içinden cin çıkar ya bunlar da sandık cini olmuşlar. Sizin kilitlediğiniz sandıktan çıkmak için akla hayale gelmedik vaatler uyduruyorlar. Masallardaki gibi 'dile benden ne dilersen' diyorlar, gökteki yıldızları vaat ediyorlar. Kim size 'ben gökteki yıldızları sayarım' diyorsa... inanılır mı? Bunlar da böyle. Bunlar bir şey anlattı mı bunlara deyin ki 'gökte kaç tane yıldız var?'... Yaptıkları iş bu Kaf Dağı'nın ardındaki sahte cenneti vaat ediyorlar. Her sabah yandaş gazetelerini açıp boy boy fotoğraflarını görüyorlar. Kendilerini dev aynasında görüyorlar. Onlara buradan Yozgat'tan sesleniyorum, medyadan kılavuz olmaz, kılavuzu karga olanın... Medyaya aldanma. Seçime kadar, 29 Mart'a kadar manşeti medya yazar ama 29 Martta son manşeti benim Bozok yaylamın evlatları yazacak. En son manşeti bu millet atacak, Yozgat atacak. Medyaya değil meydana bak meydana. Milletin aynasına bak. Millet ne diyor? Milletin aynasına bak." Vatandaşlara CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bu kente gelip gelmediğini soran Erdoğan, "Buranın yolunu hiç biliyor mu? Peki burası Türkiye Cumhuriyeti'nin vatan toprakları değil mi? Bu nasıl siyaset yapıyor? İşte bunların siyaseti belli, Ankara siyaseti... Gel Sayın Baykal, buradan Yozgat meydanından Türkiye'ye bak da göreyim seni" diye konuştu. Kendisinin Yozgat'ta 16'ncı mitingini yaptığını hatırlatan Erdoğan, "muhalefetin meydanlara çıkamadığını, kapalı salonlarda dolaştığını" söyledi. Kar, tipi, boran demeden meydanlarda dolaştığını ifade eden Erdoğan, "hava koşullarının milletle arasını açamayacağını, çünkü gönülden bağlı olduklarını" bildirdi. ‘Nihayet seçimi hatırladılar’ Muhalefetin proje üretmediğini de savunan Erdoğan, "MHP'ye bakın, CHP'ye bakın nihayet Ankara'dan başlarını uzattılar, nihayet seçimi hatırladılar. Nihayet milleti, meydanları hatırlar gibi oldular ama dikkat edin bir tane projelerini duydunuz mu, bir tane planları var mı? Duyamazsınız bunların böyle bir niyetleri, böyle bir dertleri yok. Bunların hizmet diye, eser diye belediyecilik diye, şehircilik diye dertleri yok. Bunlar eski komünist rejimlerde vardı ya 'çamur at tutmasa da iz bırakır'. Bu anlayışla siyaset yapıyorlar" diye konuştu. ‘Sağlamsanız niçin rahatsız oluyorsunuz?’ Konuşmasında Doğan Holding A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'a da seslenen Erdoğan, şunları kaydetti: "Buradan Sayın Doğan'a da sesleniyorum. Amerikan gazetelerinden bir tanesine açıklama yapıyor. 'Başbakanın çocuklarına' diyor 'ilgili haberlerimizden rahatsız olduğu için bunları koyma dedi. Biz de reddettiğimiz için bundan dolayı' diyor 'bize bunu yaptı'... Sayın Doğan, önce kendine gel. Bu Başbakan öyle küçük düşünen bir başbakan değil. Bu Başbakan Türkiye'nin şanına yakışan, Türkiye'nin büyük düşünmesini kendisi için ideal addeden bir Başbakan. Farklı alışmıştınız, alışkanlıklarınız bozuldu diye rahatsız oluyorsunuz. Çünkü sizler karşınızda el pençe divan duran başbakanlara alışmıştınız. Çünkü sizler İkitelli'den Babıali'den iktidarları yönetmeye alışmıştınız. Çünkü şimdi sizler devletin bir biriminin, Maliye Bakanlığının size yönelik yapmış olduğu rutin bir incelemeden eğer sizin her şeyiniz sağlamsa niçin rahatsız oluyorsunuz. Bundan kısa bir süre önce aynı yanlışı yine yaptınız ve mahkemeye dahi gitmediniz, uzlaşmaya gittiniz. Bu uzlaşmada da 200 trilyonu aşkın ceza ödediniz. Neden?" ‘Anlaşma gayet iyi’ Göreve geldiklerinde vatandaşların kendilerinden "tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmemelerini ve yememelerini" istediğini belirten Erdoğan, "Biz de ne yiyecek ne de yedirteceğiz" dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Benim Sayın Aydın Doğan'a bir sözüm oldu. Dedim ki 'Bak, belden aşağı vurmayın. Çocuklarımızı, ailelerimizi, mahremimizi yalan yanlış haberlerle gelip de gazetelerinize basmayın'. Ben teşkilatıma bir sivil inisiyatif olarak şunu söyledim, 'şu gazete' demedim; 'yalan yanlış haber yapan gazeteleri boykot edin almayın' dedim. Niye? Çünkü habercilik doğru olmayı gerektirir. Şimdi bu medya grubunun avukatlığını kim yapıyor? Baykal yapıyor. Peki bu medya grubu ne yapıyor? O da Baykal'ın, CHP'nin taşeronluğunu yapıyor. Anlaşma gayet iyi. Taşeron... Bunu yapıyor. Bir de biliyorsunuz çeteler, mafyalar meselesi vardı. Sayın Baykal ne dedi? 'Ben Ergenekon'un avukatıyım' dedi. Olay bu kadar açık, ortada. 'Biz bu ülkede çetelerle, mafyalarla, yolsuzlukla mücadele edeceğiz' dedik. Ve bu mücadeleyi hamdolsun veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Biz bunların her yaptığına laf yetiştiremeye kalksak Ankara'dan çıkamaz hale geliriz. Ama biz iş yapacağız, yapacağımız çok şey var. Yozgat atasözü çok güzel söylemiş; 'kara kazanın yanına varma, karası bulaşır'. Öyle mi? Biz AK Parti'yiz karaya bulaşmayacağız. Biz AK Parti'yiz, bu partinin üzerinde kara leke durmaz. Bu parti kara lekeyi kabul etmez. Güneş balçıkla sıvanmaz." ‘CHP’nin, MHP’nin Türkiye’si geride kaldı’ Erdoğan,"Türkiye artık eski günlerin Türkiye'si değil. CHP'nin, MHP'nin Türkiye'si artık çok gerilerde kaldı" dedi. Hızlı trenin İstanbul Boğazı'nda denizin altından geçeceğini anlatan Erdoğan, onbir tüpün birbirine birleştirildiğini, kısa bir süre önce bu tüplerin içerisinden geçerek, Üsküdar'dan Sirkeci'ye ulaştığını dile getirdi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Ama orada kalmıyor bu iş. Nereye uzanıyor? Ta Yozgat'a uzanıyor. Nereden geçecek bu, Ankara'dan gelecek Sivas'a doğru giderken, bu Yerköy-Sivas etabı buradan geçecek. Bu, arayı 141 kilometre kısaltacak. Dolayısıyla süratle giden bu trenle çok daha kısa zamanda benim vatandaşım Ankara'ya da öbür tarafa da ulaşma imkanını yakalayacak. 2012'de inşallah bunu bitireceğiz. Kayaş-Yerköy hattıyla ilgili çalışmalarımız da süratle devam ediyor. Bu hat tamamlandığında Ankara-Sivas arası 2,5 saate iniyor. Burada önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum, tam 40 yıl sonra ilk defa bir şehrimiz demiryoluyla istasyona kavuşuyor. Van'dan sonra hiçbir ilimize demiryolu hattı döşenmemişti. Biz 40 yıl sonra bir ilki gerçekleştiriyoruz. Yozgat'ı demir yoluyla buluşturuyoruz. İkinci bir ilimiz Tekirdağ da 40 yılın ardından inşallah tren yoluna, istasyona kavuşan ikinci ilimiz olacak." Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en büyük 17. ekonomisi, Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisi olduğunu belirterek, Türkiye'nin GSYİH'sine 6,5 yılda 520 milyar dolar ilave ederek 230 milyar dolardan 750 milyar dolara ulaştırdıklarını bildirdi. Vatandaşların platformun önüne gelerek boyunu göstermelerini istemesi üzerine Erdoğan, "Boyumu mu göreceksin? 1,85..." dedi. ‘Bakkal açar gibi banka açtırmadık’ Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Türkiye devamlı borçlanıyor" dediğini ifade ederek, "Bakınız, Sayın Bahçeli'ye Türkiye 5 yıllığına iktidar görevi verdi mi? Verdi... DSP, ANAP ile birleştiler, 3,5 yıl iktidar olabildiler. 3.5 yılın sonunda bırakıp kaçtılar mı? Niye kaçtın Sayın Bahçeli? Kalsaydın ya... Çünkü yürütecek mecali kalmamıştı da onun için" diye konuştu. Ekonomideki rakamlardan örnekler vererek konuşmasını sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti: "İş bilenin kılıç kuşananın. Bizler sağlam gidiyoruz, yere sağlam basıyoruz. Sayın Bahçeli'nin iktidarı döneminde 16 banka fona devredildi. Bunun benim milletime maliyeti 46 milyar dolar. Ama bizim iktidarımız döneminde bir tane banka fona devredilmedi. Çünkü biz böyle bakkal dükkanı açar gibi banka açtırtmadık kimseye, o dönem bitti. Varsa paran açarsın arkadaş, yoksa açtırtmadık. Ama onlar maalesef tam aksini yaptılar. Hiç kimse bu ülkeye sıradan bir ülke muamelesi yapamaz. Hiç kimse bu ülkenin ferdine karşı sesini yükselterek konuşamaz." Erdoğan, bugüne kadar hep mazlumun yanında yer aldıklarını, zalimlerin karşısında olacaklarını ifade ederek, dışarıda el pençe divan duranların bu millete kazandırdıkları hiçbir değer olamayacağını söyledi. Erdoğan, "Onlar Türkiye'yi hala eski günlerindeki, kendi iktidarları dönemindeki Türkiye sanıyorlar. Türkiye artık eski günlerin Türkiye'si değil. CHP'nin, MHP'nin Türkiye'si artık çok gerilerde kaldı" dedi. Türkiye'nin 152 ülkenin desteğini alarak BM Güvenlik Konseyi'ne 41 yıl aradan sonra üye olduğunu belirten Erdoğan, Ankara'ya mahkum bir siyaset yapmadıklarını, dünyayı dolaştıklarını ve dolaşmaya devem ettiklerini söyledi. Bölgesel, küresel meselelerde söz söyleyip, ağırlığını koyup, ara bulucu olduğunu dile getiren Erdoğan, ülkenin her ferdinin cebindeki pasaportu onurla, gururla taşıdığını, bu milletin artık küçük düşünemeyeceğini kaydetti. Yine üç çocuk istedi Çocuklar için annelere verilen yardım paralarına değinen Erdoğan, bunun bir ailenin bütün çocukları için geçerli olduğunu söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bazıları bu milletin nüfusunun azalmasını istiyorlar. Siz ne diyorsunuz bu işe? Çünkü biz nüfusumuzu azaltmak isteyenlere karşı şunu diyeceğiz, 'siz bu nesli azaltamazsınız'... Bilimsel araştırma olarak söylüyorum, 2 nüfus Türk milletinin nüfusunun azalması demektir. 3 olursa ancak durumu koruyabiliriz. Onun için Tayyip Erdoğan bunu savunuyor. Bu noktada bilimsel araştırmaların arkasında durarak konuşuyorum. Şu anda Almanya'da nüfus ihtiyarlamıştır. Şimdi diyorlar ki 'büyük bir yanlış yaptık'. Şu anda nüfusumuz hamdolsun genç. Ama 2038'de böyle gidersek, biz de Almanya'nın haline düşeceğiz." Sağlıkta gerçekleştirilen reformlara da değinen Erdoğan, Yozgat'a sağlık ve adalet alanlarında yapılan yatırımları anlattı. Kömür ve soba yardımlarının devam ettiğini, 24 bin 300 aileye toplam 152 bin ton kömür gönderdiklerini ifade eden Erdoğan, doğalgazın da 2004'te Yozgat'a ulaştığını anımsattı. Yozgat'taki 47 kilometre duble yola 6.5 yılda 114 kilometre ilave ettiklerini dile getiren Erdoğan, tarım ve hayvancılık alanlarında Yozgat'a sağlanan desteğe de değindi. Erdoğan, 29 Mart seçimlerinin önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Gevşek tutmayın, hafife almayın. Bu işi sıkı tutacağız. Gerek MHP, gerek CHP, bunlar '29 Mart'ta acaba bayram edebilir miyiz' diye düşünüyorlar. Ben inanıyorum ki onlara siz sandıkta farklı bir ders vereceksiniz. Bu kar altında, bu rahmet altında bunu görüyorum. Şunu unutmayın, siyaset, demokrasi, kalkınma yerelde başlar. Belediyecilik bizim işimizdir. AK Parti'nin uzmanlık alanıdır, AK Parti'nin belediye başkanları kapıları, telefonları 24 saat açık olmakla görevlidirler ve halkımın da içinde olacaklar."