Başbakan Binali Yıldırım’ın milletvekilleriyle yaptığı toplantı serilerinin sonuncusuna vekillere yönelik uyarıları ve keskin ifadeleri damgasını vurdu. Yıldırım, “Buradan meydan okuyorum. AKP içinde bakan ve milletvekili düzeyinde kesinlikle FETÖ’cü yoktur. Emin olabilirsiniz” dedi.
Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre, Başbakan Yıldırım, önceki gün parti genel merkezinde beş günden beri süren milletvekili toplantılarının sonuncusunu düzenledi. Toplantının tamamına yakınını 'FETÖ' mücadele ve yerel sorunlar oluşturdu. Milletvekilleri, özellikle yerelde bu sürecin herkesi zor durumda bıraktığını, yerel siyasilerin bunu fırsat bilerek birbiriyle eski hesapları görmeye çalıştığını anlattılar.
Bazı AKP siyasetçilerin televizyon kanallarına çıkarak, suçlayıcı konuşmalar yaptıklarından örnekler verildi. Genellikle dinleyerek not almayı tercih eden Yıldırım, bunun üzerine söze girerek sert bir ses tonuyla şunları söyledi: “AK Parti içinde FETÖ’cü var algısı yayılıyor. Buradan meydan okuyorum. AK Parti içinde bakan ve milletvekili düzeyinde kesinlikle FETÖ’cü yoktur. Biz bu konuda gereken araştırmaları yaptık, emin olabilirsiniz. Teşkilatlarda olanlar da zaten ayıklanıyor. Buna rağmen, bazı arkadaşlarımız televizyonlara çıkıp ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ diye konuşup duruyor. Bu konuda sizi uyarıyorum. Bir daha bu tür söylemler içine girmeyin. Eğer siyasi ayak diye bir şey varsa, biz gereğini yaparız. Siz bu tartışmalara girmeyin. Giren olursa gereğini yapacağız. Bu tip tartışmalar FETÖ’nün AK Parti içine yönelik bir operasyonudur. Bu oyuna gelmeyin. Birbirimize düşmeyelim”
Başbakan Yıldırım, mağduriyetler konusunda da özenli olduklarını anlatarak “Mağduriyetler konusunda gereken yapılıyor. 150 bin kişi içinde belki 1000-2 bin kişi mağdur olabilir ama biz de adalet arıyoruz. 15 Temmuz’un mağdurları ne olacak? Mağdur edebiyatı ile kimse 15 Temmuz’u gölgelemesin. Sizin de mağdur olduğunu düşündüğünüz biri varsa bize bildirin. Milletvekilinin yetkisi yok diye düşünmeyin. Siz de sorumluluk makamındasınız, gereğini yapın. Mağdur edebiyatı yapılmasına da müsaade etmeyin” dedi.