Başbakan'dan Kılıçdaroğlu'na: Yenikapı'da "Beraberiz" dediniz, öyle yan çizmek yok

Başbakan'dan Kılıçdaroğlu'na: Yenikapı'da "Beraberiz" dediniz, öyle yan çizmek yok

Adli Yıl açılışına katılmama kararı alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu isim vermeden eleştiren Başbakan Binali Yıldırım, "Muhalefetle çok şükür aramız iyi. Bundan çıkmak isteyenler var ama... Yenikapı'da 5 milyona 'Biz biriz, beraberiz' dedik. Öyle yan çizmek yok. Oğlum sana diyorum, kızım sen anla hesabı" dedi.

Başbakan Yıldırım 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye ekonomisinin geliştiğini ifade ederek, "Büyük bir darbeden başarıyla çıktık. Ağustos ayında 916 milyon dolar Türkiye'ye net sermaye girişi var. Bol keseden atanlara bakmayın" dedi. Son dönemlerde yaşananlara ilişkin de Yıldırım, "Geçmiş 100 güne bakıyoruz, vallahi başımıza gelmeyen kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmez. Ne biçim iş yahu" diye konuştu. 

'Türkiye İyi Gelecek' konferansında konuşan Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Türkiye İyi Gelecek, Türkiye Kazandırır başlıklarında bugün Türkiye ekonomi ile ilgili iş dünyası ile ilgili önemli bir toplantı gerçekleştiriliyor. Bu toplantının tertip edilmesinde önayak olan HT, Bloomberg HT ve Ciner Grubu'na teşekkür ediyoruz. Güzel de bir başlık seçilmiş. 'Türkiye İyi Gelecek' başlığı birçok şeyi kapsıyor. Panellerde de 'Türkiye Kazandırır' teması işlenmek suretiyle Türkiye'nin yakın ve orta vadede küresel faaliyetler ekonomik faaliyetler için ne kadar önemli bir yeri olduğunu kendi başına ifade ediyor.

Türkiye İyi Gelecek'ten başlayalım. Bunun içinde neler var. Bu bir açık davet. Kime? Bütün küresel yatırımcılara Türkiye diyor ki, 'Biz sadece bölgenin değil küresel anlamda da ekonominin merkezindeyiz. Dünya küçülüyor. Ancak bu küçülmenin yanı sıra büyümesini sürdüren birkaç ekonomi var. Onlardan biri de Türkiye. Büyüyen ilk 5 ekonomi arasında Türkiye yine yerini almış vaziyettedir. Bazıları, 'Ya Türkiye bir yandan terörle mücadele ediyor. Irak'ta, Suriye'de karışıklık var, bir de 15 Temmuz'da darbe teşebbüsü var. Nasıl oluyor da Türkiye büyümeye devam ediyor' diye soruyor. Haklı bir soru.

 

"Türkiye özel sektörle büyür"

 

Fakat Türkiye'nin geçmişten bu yana kazandığı tecrübeleri bilmeyenler bunu anlayamaz. Türkiye özel sektörle büyür. Türkiye'nin yıllık 150 milyar dolarlık yatırımı var. Bunun yüzde 80'i özel sektör tarafından yapılır. Eskiden kamu eliyle yapılıyordu. Dolayısıyla kamuda bazen krizler, bütçe kısıtlamaları olur. Planlanan yatırımları gerçekleştiremezsiniz, uzar da uzar. Biz göreve geldiğimizde yatırımların gerçekleştirilme süresi ortalama 15.5 yıl. 15.5 yıl sonra başladığınız yatırım güncelliğini kaybediyordu. Bitirdiğinizde ihtiyaçlar yapılanın çok çok üstünde bir hale geliyor. Üç şeritli yol yapıyorsunuz bitirdiğinizde bir bakmışsınız, 4-5 şeritli yola ihtiyaç var.

O halde ne yapmak lazım? Bunun için, yatırım bizatihi devletin bütçesinden kamu eliyle yapmak yerine, kamu bunun organizasyonunu yapacak. Ve piyasaya yaptıracak. Ben bakanlığım döneminden örnek vereyim. Bütün havalimanlarının altyapısını yeniledik: Eğer bütçeden yapsaydık, bunları bitiremezdik. Çünkü o kadar ayıracak para yoktu. Maliye Bakanı burada, paraları önceliklere göre sıralıyor. Önce maaş ödemeleri diyor. Aybaşı gelince memur maaşı bankada görmezse kimyası bozulur. Sonra sağlık, sonra sosyal güvenlik harcamaları. Faiz ödemeleri şunlar bunlar hepsini alt alta yazıyor. Bir bakıyor ki masraflar irattan fazla.

 

"Başımıza gelmeyen kalmadı"

 

Ne oldu? Açık. Kusura bakmayın yatırımlara para kalmadı. Yatırımı da vatandaş bekliyor. Siyaset yatırımla, yolla suyla oluyor. Dünya kadar söz veriyorsunuz bunları yapmazsanız bir dahaki seçimde gel bakalım diyorlar. Allaha şükür verdiğimiz her sözü yapa yapa bu günlere geldik. Onun için vatandaş bize güvendi. 8 tane seçim yapacaksın, her seferinde üzerine biraz daha koyacak vatandaş. 34'le başladık 50'yle iktidarımıza devam ediyoruz Allaha şükür.

Değerli konuklar, aslında güzel yazılmış bir yazı var, ama onu takip etmeyeceğim, daha içten samimi sohbet edeceğim. Biz bugün 100 günümüzü doldurduk. Geçmiş 100 güne bakıyoruz, vallahi başımıza gelmeyen kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmez. Ne biçim iş yahu. Hepsi bugünü mü beklemiş. Darbeciler de bugünü beklemiş. İçeride dışarıda şer odakları onlar bekledi. Fakat öyle bir millet var ki hepsinin canına okudu. 15 Temmuz dünya tarihine altın harflerle geçti. Dünyanın hiçbir ülkesinde tanka. Silaha, topa uçağa karşı gövdesiyle darbecilere darbe yapan bir millet daha yok. Bu milletin adı Türk milleti, bu milletle ne kadar övünsek o kadar azdır. Cümle alem Türk milletinin bağımsızlık, istiklal aşkının ne demek olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir. Onun için birçok dost bildiğimiz ülke şaşkınlık geçirdi.

Bir anlamda suçüstü yakalandılar. Fakat sonra durum yavaş yavaş anlaşılınca onlar da başladılar, "Demokrasi, insan hakları, birtakım bildiğimiz lafları tekrar etmeye başladılar. Buraya gelince gözleriyle gördüler. İşin şakası yok. Adam Meclis'i bombalıyor. İnsanlara ateş açıyor. Gözünü kırpmadan insanları şehit ediyor. Böylesine bir olayı yaşamış olmamıza rağmen siz de içindesiniz gördünüz Türkiye'de ekonomi normal dalgalanmalar dışında hiçbir değişiklik olmadı. Brüksel'de bir havaalanı bombalandı 10 gün havaalanını açamadılar. İlk pazartesi bankaları açtık, her şey tıkır tıkır çalışmaya başladı. Milletimiz sadece darbelere ayar vermekle kalmadı., ekonomiye de ayar verdi. 10 milyar doları bankaya koyuverdi. Öyle bir asil millet arkamızda oldukça biz hiçbir bahanenin arkasına sığınamayız.

 

"Yaptığımız düzenlemelerin sayısı 150'yi buldu"

 

100 günde bu mücadeleleri yaparken ekonomi ve yatırımcılarımızın geleceğine yatırım yaptık. Yaptığımız düzenlemelerin sayısı 150'yi buldu. Darbenin ardından ilk salı toplantı TBMM, hiçbir şey yokmuş gibi çalıştı ve bütün konuları karara bağladı. Neler yaptık?

Bir kere ekonomiyle ilgili işadamlarımız esnafımız, yatırımcımız, aralarındaki devletle kavgayı kaldırdık. Uzat elini dedik, el sıkıştık. Borcun mu var. ödenmemiş sigorta primin mi var, cezan mı var. hepsini gelin helalleşelim. Anlaşıyoruz davalar çekiliyor. Ondan sonra sen sağ ben selamet.

 

"Kayıtdışı olmaktan milleti kurtardık"

 

Yetmedi, bugün işletmelerin en önemli konularından biri stok. Stok affı getirdik. Böylece kayıtdışı olmaktan milleti kurtardık. Kasa fazlası, para çekmiş işlememiş. Bunları da beyan et bitsin. Bırak artık sıkıntılı yaşamayı. Yetmedi içeride ve dışarıda paran var. Maliyeye falan hiç uğrama. Kapısından bile geçme. Götür bankaya yatır, yeni inşaat mı yapacaksın ne yaparsan yap.

Maliye Bakanı bu kadar para yatıyor biraz sebeplensek dedi. Dedim kusura bakma ter dökmeden milletin parasına göz dikme. Milletin parası millete ait, yatırıma dönecek, 1 kuruş almadan paranızı getirip bankaya yatırın. Vergi dairesine haber vermenize gerek yok. Öyle bir merakları da yok. İlgilenmezler. Garanti ediyorum. Yıldırım garanti.

Olursa sorumlusu benim. Bak burada söylüyorum. Kimsenin parası pulunda gözümüz yok. Yeter ki gelin yatırın kardeşim. Üç beş vatandaşa iş verin, ekonomiye can verin, kan verin, büyüyelim. Büyürsek kişi başına gelirimiz artarsa terörle ilgili sorunumuz da azalır. Birbirimizle ilgili derdimiz de azalır.  Bunun için çalışıyoruz.

Demek ki, güven ve istikrar, bir ülkede olmazsa hiçbir şey olmaz. Büyük bir darbeden başarıyla çıktık. Herkes Türkiye'yi terk edecek falan. Lütfü Bey ağustos ayında ne kadar para girdi? 916 milyon dolar net sermaye girişi var Türkiye'ye. Bol keseden atanlara bakmayın. Türkiye için kafalarındaki projeyi uygulamak isteyenler yine ters köşeye, açığa düştüler. Türkiye bütün şartlar altında terörle verdiği amansız mücadeleye rağmen Suriye'de yaşananlara rağmen bölgedeki istikrarsızlıklara rağmen istikrar ve güven içinde büyümeye devam ediyor. İşte sermaye girişi, ihracat, son 28 ayın en fazla ihracat artışı olduğu ayı yaşıyoruz.

 

"İş yapmaktan propaganda yapmaya vaktimiz olmuyor"

 

Hem de yüzde 7 yaklaşık. Fakat Avrupa ile ihracat artışı ortalamanın üzerinde. Yüzde 10'dan fazla. Yüzde 10.5 artış var. Demek söylenenler başka olanlar başka. Bizim sorunumuz da bu zaten. Keşke olanları da olduğu gibi anlatabilsek sıkıntı kalmıyor. İletişim konusunda ve Türkiye'de olanları doğru şekilde anlatmada özgürlük olduğu açık. İş yapmaktan propaganda yapmaya vaktimiz olmuyor. Bunu da siz yapacaksınız.

 

"Özel sektör artık devreye girmeye başladı"

 

Hileli iflas erteleme yok, usulleri yerine getirmeli. Bağ-Kur yüzde 5 prim indirimini yaptık mı, esnaf borçlarını yeniden taksitlendirdik mi, taksicilere kamyonculara ÖTV indirimi yaptık mı? Daha ne? Sosyal devlet budur, zor günde iyi günde yanında olmak. Vatandaşın evinde bakım hizmeti var. Evinden alıyoruz, tedavisini yapıp geri götürüyoruz. Hastane yerine evde tedavi olması gerekenlere bunları yapıyoruz. Çalışan kadınlarımız için kreş ve gündüz bakım evleri teşvikleri veriyoruz. Yeni bir iş sahası. Yavaş yavaş iş hayatından devlet çekiliyor. Eskiden 4 şey biliyorduk; emniyet, adalet, eğitim, sağlık. Özel sektör artık devreye girmeye başladı. Özel okulların oranı yüzde 14 oldu.

 

"Yüzde 100 garanti ile ticaret olmaz"

 

FETÖ konusunda gerekli temizliği yapıyoruz. Bir de iş hayatı var. İş hayatı konusunda bankacılar iyi dinlesin. Ben bir çek verdim. Bu çek verdiğim kişi FETÖ'cüyse bana soru sorarlar mı? Oradaki ölçümüz şu biz kurumları şirketleri cezalandıramayız. Biz bir adama iş için kırk takla atıyoruz, bir de onu mu kaçıracağız. Kurum çalışmaya devam edecek. Siz de kredilendirirken bunu lütfen göz önünde bulundurun. Yüzde 100 garanti ile ticaret olmaz. Risk paylaşımı şart. Ben 3 kat teminat alayım, keyfime bakayım. Adamın parası varsa gelsin, ne yapacaksınız o parayı, yarın biz de almazsak ne yapacaksınız, biz tedbirimizi alıyoruz.

 

"Yatırım, yatırım, yatırım gerçek ekonomi"

 

Gerçek ekonomiye üretime daha fazla yoğunlaşalım. Yatırım, yatırım, yatırım. Gerçek ekonomi. Yatırımcıların önündeki sorunları birer birer ortadan kaldırıyoruz. Uygulamaları hemen olmaz, kararları aldık sonraki işimiz peşine düşeceğiz.

 

"Tarımda yeni bir sisteme geçiyoruz"

 

Siyasi partiler bir araya geldi. CHP, MHP, diğerleri. Demokrasi nöbetlerinde geldiler, iştirak ettiler, görüştük. 7 Ağustos'ta birliğin, beraberliğin, kardeşliğin dersini verdik. Türkiye Suriye olacak birbirinin gırtlağına basacaklar. Ey gidi zavallılar siz bu milleti tanımadınız. Bizim bağımsızlık karakterimizdir. Esaret altına girmeyen 2 ulustan biri bizim milletimizdir. Onun için öyle bir milleti, bizim arkamızda olduğu sürece hiçbir zaman yolda kalmaz. Ekonomiyle ilgili çalışmalar yatırımların teşviki, vatandaş ve devlet arasındaki itilafların çözülmesi, yatırımcıların üzerindeki yüklerin azalması bir anlaşma yapıyorsun 10 nüsha o zaman bir tanesine vergi öde, diğerlerine ödeme. Bunların anlatması 3 ay sürer. Arkadaşlara sitem ediyorum. Gidin anlatın arkadaşım, 3 gündür okuyorum, daha yarıya geldim. Tarım önemli, yeni bir yönteme geçiyoruz. Tarım gelişmiş ülkeleri ayakta tutan sektördür. Tarımda havza sistemine geçiyoruz."

"Sen üret, adam çalıştır, sat getir"

 

Nasıl demokrasimizi daha çok geliştirir, darbe teşebbüslerini bertaraf edeceğiz. Devletin elindeki imkânları millete vereceğiz. Bir vatandaş bir bakanlığa giderken bakanlığın önünden geçmeyecek yolunu değiştirecek. Ben gitmeyeyim belki angaryaları vardır. Biraz uzaktan gideyim. Bakanlıklarda işim ne oldu diye dolaşmaması lazım. Böyle mi? Hayır değil. Hedef bu. İşi sahibine teslim etmek. Biz ne yapacağız? Haksızlık oluyor mu, iş doğru yapılıyor mu, bir kavga var mı bunlara bakacağız. Diğerlerine karışmamıza gerek yok: Sen üret, adam çalıştır, sat getir. Satarken azimli alırken nazlı olacak. Dışarıya satışları diyorum. Her şeyi alalım. Burada yapıyorsak almayalım kardeşim. Satmak için alma ağacının altında değil satma ağacının altında yaşayacağız. Açığımızı kapatacağız ondan sonra bunu refah olarak yatırım olarak zenginlik olarak ülkemize geri döndüreceğiz. Güzel gidiyoruz.

 

"Biz kurum ve şirketleri cezalandıramayız"

 

İşadamlarımızın bankacılarımızın şunu iyi bilmesi lazım. Bu FETÖ darbe girişiminden sonra örgüt mensuplarını bütün alanlardan temizlemek için seferberlik başlattık. Ağırlıklı olarak devlette. Ordu, polis, yargı memurlar arasında her yerde. Belirli kriterleri dikkate alarak. Bir de iş hayatı var. İş hayatı hassas. İş hayatıyla ilgili ölçü şu. Bankacılar iyi dinlesin. Ben bir çek verdim, FETÖ'cüyse bana hesap sorarlar mı? Böyle şey olur mu? Ölçümüz şu, biz kurum ve şirketleri cezalandıramayız, onlar üretiyor, ekonomiye katkı sağlıyor. Hatası olan varsa, onu sistem içinden alıp gereğini yapacağız. Kurum çalışmaya üretmeye devam edecek: Siz de onları kredilendirirken onlarla çalışırken bunu göz önünde bulundurun. Yüzde 100 garantiyle ticaret olmaz. Risk paylaşımı şart. Mühendislikte bir kural vardır. Emniyet kabul edilebilir risk seviyesi, risk kabul edilebilir emniyet seviyesidir.

Biz tedbirimizi alıyoruz kusura bakmayın. Biz sizden istediğiniz şartlarda para almak zorunda da kalmayız. Gerçek üretim ve ekonomiye daha fazla yoğunlaşalım. Alın terini akıl terine ayıralım.

 

"Terör karşı taviz yok"

 

Para piyasaları bankalarımız ve finans sektörü için ilahiniye sürdürülebilir alanlar değil. Yatırım, yatırım, yatırım. Gerçek ekonomi. Aldığımız kararların peşine düşeceğiz. Sahaya ne kadar yansıyor, onu da takip ediyoruz. Diyeceksiniz ki Başbakan güzel anlatıyor aşağıda işler böyle gitmiyor. Millet ambale oldu daha yeni kendimize geliyor. Pazar günü mesela Diyarbakır'dayız. Bütün bu ekibi bekliyorum. Önce terörün istismar alanını ortadan kaldıracağız. Yurdun her köşesinde vatandaşımız seyahat edinceye kadar, terör örgütlerinin güvenlik kuvvetlerine sivil vatandaşlarına tehdit olmasını önleyinceye kadar bu operasyonlardan taviz yok.

Buradaki ölçü çok net. Bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımızın en büyük sorunu PKK terör örgütüdür. Ne yapacağız? Vatandaşlarımızla aramızda teröristleri ortadan kaldıracağız. Terör örgütü ve onun uzantısı aracı olamaz. Çünkü Diyarbakır'da da 15 Temmuz'da Türk bayrağıyla vatandaşımız sokaktaydı. İstanbul'da da, Ankara'da da. Partiler gitti, siyasi görüşler ortadan kalktı, mesele memleket meselesi dedi millet yollara düştü. Yollara düştü. Sağ olsun partilerimiz aynı gece destek verdi. Daha sonra demokrasi nöbetlerinde iştirak ettiler. 7 Ağustos'ta dünyaya Türkiye'de kardeşliğin beraberliğin muhteşem fotoğrafını verdik. Türkiye Libya, Suriye, Mısır olacak diye beklediler. Hey gidi zavallılar. Siz bu milleti tanımadınız. Bu millet en zor şartlarda bağımsızlığını geleceğine sahip çıkan millettir. Tarih boyunca böyle olmuştur. Bağımsızlık karakterimizdir. Esaret altına girmeyen iki ulustan biri bizim milletimizdir. Öyle bir millet bizim arkamızda olduğu sürece hiçbir zaman yolda kalmayız.

 

CHP'ye: Yan çizmek yok

 

Muhalefetle çok şükür aramız iyi. Bundan çıkmak isteyenler var ama... Yenikapı'da 5 milyona 'Biz biriz, beraberiz' dedik. Öyle yan çizmek yok. Oğlum sana diyorum, kızım sen anla hesabı" dedi.