Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı dinleyen iki polisten biri olduğu öne sürülen ve emniyette çalışmaya başlamadan önce ABD’de doktora yaptığı öğrenilen A.T’nin, yurtdışına gitmeden önce istifa ederek iş hayatına atıldığı iddia edildi.
Başbakan Erdoğan’ın basına kapalı toplantıda isimleriyle açıkladığı ve resmi konutundaki gizli dinleme eyleminden sorumlu tuttuğu polislerle ilgili perde arkası bilgiler gün ışığına çıkıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Keçiören’deki çalışma ofisi ile Başbakanlık Resmi Konutu’na yasadışı dinleme yapılması amacıyla “böcek” adı verilen özel cihazların yerleştirilmesine ilişkin soruşturmalar sürerken, böceği yerleştiren iki ismin yurtdışına kaçtığı bilgisi kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, Erdoğan’ın, AKP’li milletvekillerine basına kapalı toplantıda verdiği bu bilgiye paralel olarak önemli bazı perde arkası gelişmeler de günışığına çıktı.
Siyasi kulislerde konuşulan bilgilere göre, Başbakan, AKP’li vekillere, basına kapalı toplantıda, ofisine dinleme cihazı koyan isimlerin çoktan yurtdışına çıktığını anlattı. Vekillere iki isim veren Erdoğan, bu isimlerle ilgili soruşturmaların devam ettiğini kaydetti. Erdoğan’ın anlatımları ile birlikte bu isimlerin kim olduğuna yönelik ipuçları da dünkü gazetelerde yer aldı. Yansıyan bilgilere göre, bu isimler, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca başlatılan soruşturma çerçevesinde tespit edildi. Başbakanlık Koruma Dairesi’nde görevli olan polis müdürleri A.T. ve S.D. isimleri toplantıda da dillendirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da gizlilik kararı verdiği adli soruşturmayı bu isimler üzerinden yürütüyor.
Şüpheli sıfatıyla dosyada adı geçen polis müdürlerinden A.T’nin uzun yıllar ABD’de doktora eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye döndüğü ve Başbakanlık Koruma Dairesi’nde göreve getirildiği belirlendi. Kamera izleme ve dijital teknoloji konusunda uzman olduğu belirtilen 4. sınıf emniyet müdürü A.T’nin, yaşanan gelişmeler sonrasında, bir süre önce emniyet teşkilatından istifa ederek iş hayatına geçtiği anlaşıldı.
Yapılan incelemede, dosyada adı geçen emniyet müdürü A.T’nin, Kızılay’da kamera sistemleri ve dijital donanımlar üzerine kurulan ve bazı ihalelere giren firmanın “gizli” sahibi olduğu iddiası gündeme geldi. Adı gizli tutulan firma üzerinde yapılan araştırmada, A.T.’nin firmanın faaliyetleri üzerinde söz sahibi olduğu anlaşıldı. Söz konusu firmanın bir süre önce Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen dijital kameralı izleme sistemi satın alınması ihalesine girdiği ancak kazanamadığı öne sürüldü.
Polis müdürü A.T’nin Başbakanlık Koruma Müdürlüğü kadrosundayken Emniyet Genel Müdürlüğü’nce Diyarbakır’a tayininin çıkarıldığı, A.T’nin Ankara’dan ayrılıp Diyarbakır’da göreve başladığı ancak çok kısa süre sonra “geçici görev onayı” ile yeniden Ankara’ya tayin edilip Başbakanlık Koruma Dairesi’ndeki görevine devam ettiği ortaya çıktı. Geçici görevle Ankara’ya getirtilen A.T’nin bir süre sonra da emniyetten ayrılıp dijital sistemler sektöründe iş hayatına atıldığı anlaşıldı. Başbakan’ın yurtdışına çıktığı bilgisini verdiği A.T’nin son dönemde bu firmaya yoğunlaştığı bildirildi.
Yapılan araştırmalarda, polis müdürü A.T’nin kendisine yakın olan ve aynı zamanda Başbakanlık Koruma Dairesi kadrosunda görevli bir polis memurunu “sürekli” biçimde söz konusu firmada görevlendirdiği tespit edildi. Bu kapsamda, A.T’ye bağlı çalışan polis memurunun Başbakanlık Koruma Müdürlüğü’nün nöbet listesinde “görevli” olarak gözükmesine karşın görev yerinde bulunmadığı, firmada görev aldığı saptandı.
Polis müdürü A.T’nin yakını olan ve Başbakanlık Koruma Dairesi’nde görev yapan polis müdürü S.D.’nin de resmi yurtdışı görevde olduğu ortaya çıktı. 4. sınıf emniyet müdürü olan ve dosyada adı geçtiği iddia edilen S.D.’nin, A.T. gibi dijital sistemler üzerinde uzman olduğu ve Başbakanlık Koruma Dairesi bünyesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın korunması amacıyla oluşturulan özel bir birimi kurup faaliyete geçirdiği belirtildi.
S.D.’nin, İçişleri Bakanlığı’nın resmi onayı ile yurtdışına göreve gönderildiği kaydedildi. S.D.’nin, Başbakan’ın Başbakanlık binasındaki makam odasında yapılan incelemede bir prizin içine yerleştirilmiş halde bulunan gizli dinleme cihazının tespiti sırasında uzmanların yanında yer aldığı ve görüntü kaydı aldığı öne sürüldü.