Uğur Gürses
Başbakan Erdoğan bir süredir, Merkez Bankası’nın yüklü faiz indirimi yapması için baskı yapıyor. Kendi gerekçesini de diğer ülke örneklerinden veriyor; işte bakın hafta sonu yine tekrarladı;
“ABD’de faiz 1, Japonya’da eksi, İsrail’de aynı. Bütün bunlarda faiz böyle de bizde niye masrafları ile birlikte 13-14′lere çıkıyor. Finansmanın maliyeti ne kadar düşerse yatırımlar o kadar da artar. Bunun başka yolu yok. Türkiye’nin 2.5 milyar dolar faize gidiyor biz bunu sürdürmek durumunda değiliz”
Şimdi gelin bu ülkelerin durumuna bir bakalım.
ABD, Japonya ve İsrail’de faizler Başbakan’ın söylediği gibi yüzde 1′in altında.
Peki bizde yüzde 9.50 iken o ülkelerde nasıl oluyor da yüzde 1′in altında olabiliyor?
ABD ile başlayalım
ABD 2009 krizinden bu yana durgunlukla mücadele ediyor. ABD Merkez Bankası FED, ‘İşsizlik yüzde 6.50′ye düşene kadar, ama enflasyon da yüzde 2′yi geçmedikçe’ şartı ile faizleri yüzde 0.25′te tutacağını ilan etti. Bolca da tahvil alarak piyasaya bolca para sürdü.
ABD faizi Mart 2009′dan bu yana yüzde 0.25′de tutarken, enflasyon da yüzde 2′yi geçmedi. Ortalaması da yüzde 1.6′da.
ABD örneği; ekonomi öyle bir halde ki, 5 yıldır faizler yüzde 0.25′de tutulmasına ve devasa bir parasal genişlemeye karşın (enerji fiyat dalgalanması dışında) enflasyon yüzde 2′yi geçemiyor. Fiyat istikrarı seviyesi yüzde 2 olduğuna göre, ABD’lilerin enflasyon sorunu yok, faizleri de istihdam odaklı olabildiğince düşük yerde tutuyorlar.
Japonya
Japonya 1991′den bu yana resesyon-deflasyon sarmalında.
Son 12 aylık hareketli enflasyon serisini kullanarak, 20 yıl geriye giderek Japonya’daki enflasyon ortalamasını hesaplayalım; yüzde 0.01 buluyoruz. Kafanız fazla karışmasın, basit halini şöyle düşünün; 1994 Ocak ayında 100.98 olan endeks Mart 2014′de 101 olabilmiş! 20 yıl boyunca fiyatlar olduğu yerde kalmış.
Japonlar epeydir faizi sıfır seviyesinde tutuyorlar, birkaç kez de parasal genişleme çabasına giriştiler. Sonuncusu epey fazla bir parasal genişleme öngörüyordu. Amaçları da enflasyonu yüzde 2′ye itebilmek. Son 4 yıl ortalamasının yüzde 0.25′lik gerileme olduğunu not edelim.
Nisan ayında enflasyon deyim yerindeyse patladı; aylık yüzde 2 arttı.
Buradan da bize bir örnek çıkmıyor.
İsrail
İsrail’in son 20 yılı, enflasyonu fiyat istikrarına getirme hikayesidir. İsrail enflasyonu yüzde 4′ün altına çekeli 10 yıl oldu. Son 4 yıl da yüzde 3′ün altına çektiler. IMF’den tanıdığımız ve şimdilerde FED’e Başkan Yardımcısı olan Stanley Fischer, yüzde 2 civarında salınan bir enflasyona getirdi.
Enflasyonun son 4 yıl ortalaması yüzde 2.47, geldiği yer de yüzde 1′de.
Enflasyon hedefi yüzde 1-3 bandı olarak belirlenen İsrail’de, faizlerin de yüzde 0.75′de olması normal.
İşte üç ülkenin ayrı hikayesi var.
Ama ortak tarafları şunlar;
1. Üç ülkede de enflasyon sorunu yok.
2. Olmadığı gibi, yakın zamana kadar enflasyon ‘fiyat istikrarı’ olarak adlandırılan yüzde 2′nin altında seyrediyor.
3. Enflasyon sorunu olmayan, hedefi alttan bile ıskalayan ülkelerin faizi de enflasyonun altında tutmaları normal.
4. Bu üç örnekten hiçbirinden Türkiye’ye ‘karbon kopya’ bir hisse çıkmaz.
Son not: Başbakan’ın bu üç ülkeyi örnek göstermesi, ilgisiz ve anlamsız.
(Bu yazı http://ugurgurses.wordpress.com/ adresinden alınmıştır)