Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, 15 Temmuz darbe girişiminde kilit rol üstlendiği belirtilen firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin 28 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlanarak, mahkemeye gönderildi.
İddianamede yer alan bilgilere göre; Adil Öksüz yakalandığında, FETÖ'nün 'hava kuvvetleri imamı' olduğu öğrenildi; ancak bu bilgi dönemin İstihbarat Şube Müdürü Alp Arslan tarafından üst makamlarla ve adli mercilerle paylaşılmayarak, Öksüz'ün serbest bırakılması sağlandı. İddianamede yer alan şüphelilerden Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca'nın, Adil Öksüz'le karakolda görüştüğü, Sarıkoca'yı da Öksüz'ün FETÖ'nün 'mahrem imamı' olduğunu öğrenen şüpheli polis memuru Serter Koçak'ın aradığı ortaya çıktı.
DHA’da yer alan habere göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘FETÖ'nün 'hava kuvvetleri imamı' olduğu iddia edilen Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin başlatılan soruşturmayı tamamladı. Ankara 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve 1'i Başbakanlık müşaviri olarak görev yapan toplam 28 şüpheli yer aldı. Soruşturma kapsamında 4 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütü adına suç işleme", "görevi kötüye kullanma", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "suçluyu kayırma" suçlarından dava açıldı. Öte yandan 21 şüpheli hakkında "görevi kötüye kullanma", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "suçluyu kayırma suçlarından" kamu davası açıldı. Ayrıca 2 şüpheliye de "silahlı terör örgütüne üye olma", "görevi kötüye kullanma", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "suçluyu kayırma" suçlamaları yöneltildi. Bir şüpheli hakkında ise "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" ve "suçluyu kayırma" suçlamalarından kamu davası açıldı. Hakkında dava açılan şüpheliler şöyle: "Osman Gök, Zeki Çınkır, Kenan Gülbay, Murat Bayrak, Serter Koçak, Hüsrev Arslan, Murat Bozdoğan, Erhan Külah, Abdulsamet Gürler, Ahmet Camgöz, Erol Özdemir, İlyas Kaytancı, İsmail Uçar, Semih Kaman, Serkan Çoraplı, Yusuf Gül, Erhan Cihangir, Ömer Doğan, Gökhan Yücel, Mehmet Akbaş, Alp Aslan, Hakan Kutlu, Kadir Yılmaz, Yakup Altundağ, Mehmet Gökcehan, Mustafa Kalkan, Bilge Kağan Aksoy, Ali İhsan Sarıkoca"
İddianamede yer alan bilgilere göre; Adil Öksüz yakalandığında, FETÖ'nün 'mahrem imamı' ve 'hava kuvvetleri imamı' olduğu öğrenildi; ancak bu bilgi dönemin İstihbarat Şube Müdürü Alp Arslan tarafından üst makamlarla ve adli mercilerle paylaşılmayarak, Öksüz'ün serbest bırakılması sağlandı.
İddianamede darbe girişiminin ardından 16 Temmuz günü darbecilerin Akıncı Üssü'nden kaçtıkları bilgisi üzerine Kazan İlçe Jandarma Komutanlığı ve Kazan İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve diğer kolluk görevlilerince darbeye teşebbüs eyleminde bulunarak, kaçan şüphelilerin yakalanması için 4'üncü Ana Jet Üssü çevresinde emniyet tedbiri aldıkları, bu kapsamda Kazan İlçe Jandarma Komutanı olan şüpheli Murat Bozdoğan'ın kaçan darbecileri arazide yakalamak üzere Kazan İlçe Jandarma Komutanlığı'nda ve Kazan Jandarma Kışla Karakolu'nda görevli personeli görevlendirdiği anlatıldı. İddianamede, ayrıca Erkan Külah, Abdülsamet Gürler ve Serkan Çoraplı'nın bir ekip oluşturduğu ve yakalanan 29 şüphelinin peyderpey jandarma karakoluna getirildiği anlatıldı.
Aralarında Adil Öksüz'ün de bulunduğu 29 şüphelinin mülakatlarının jandarma görevlileri tarafından yapılmayıp, şüpheliler Serter Koçak, Ömer Doğan ve Erhan Cihangir tarafından yapıldığı anlatılan iddianamede, şöyle denildi: "Akıncılar Üssünden kaçan darbeye teşebbüs eden şüphelilerin yakalanıp peyderpey kışla jandarma karakoluna getirildikten sonra kışla jandarma karakolundan dışarıdan 20-25 kişi civarında resmi kıyafetli polislerin yine resmi polis araçlarıyla geldikleri, Serter Koçak, Ömer Doğan ve Erhan Cihangir'in ise 16 Temmuz tarihinde öğleden sonra kışla jandarma karakoluna sivil bir araçla geldikleri, geldikten sonra şüphelilerle ilgili mülakat yapmaya başladıkları ve bu mülakatların jandarma kışla karakolunun bahçesinde karakol binasının yan tarafından devam ettiği"
Darbe girişimi gecesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün bombalanması nedeniyle istihbarat şubenin görevini yerine getiremediği, bu nedenle Adil Öksüz'ü sorgulayan şüpheli Serter Koçak'ın mülakat esnasında Adil Öksüz'e kimliği hakkında sorular sorduğu, Öksüz'ün şüpheli tavırları üzerine daha önceden Elazığ'da birlikte görev yaptığı Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli Bilge Kağan Aksoy'u cep telefonundan aradığı belirtilerek, "Bilge Kağan Aksoy tarafından telefonla Serter Koçak'a, Adil Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imamı olduğu bilgisini aktardığı, bu bilgi aktarımını 16 Temmuz tarihinde henüz adli makamlara çıkarılmadan önce öğleden sonra yaptığı belirlenmiştir" denildi.
İddianamede; Serter Koçak'ın, Adil Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imamı olduğunu öğrenmesi üzerine Kışla Jandarma Karakolu'nun bahçesinde bulunan görevlilerin ve darbeye teşebbüs eyleminden dolayı yakalanan şüphelilerin de duyacağı bir sesle Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imamı olduğunu söylediği belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Bu şekilde Adil Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imamı olduğu Cumhuriyet Başsavcılığına sorgusu için getirilmeden önce öğrenildiği, Serter Koçak'ın Adil Öksüz'ün FETÖ'nün imamı olduğunu bahçede bulunan herkes tarafından görülecek ve duyulabilecek şekilde Öksüz'e, "İmamsın oğlum, bundan sonra sen bizdesin, seninle daha sonra özel ilgileneceğim" diye söylediği, yine Koçak'ın diğer şüphelilere dönüp: "Bu sizin imamınız, size emirleri bu getiriyor. Koskoca albay olmuşsunuz şu adamdan emir alıyorsunuz, görün işte halini", "Bu gördüğünüz kişi sizin üstlerinize akıl hocalığı yapan kişi budur işte, sizin üstlerinize bu akıl veriyor", "Görüyor musunuz imamınızı? Bu sizin imamınız, emirleri bundan alıyorsunuz. Gelsin kurtarsın, kurtarabiliyorsa sizin Fetullahınız", "Bu buranın imamı, ben öğrendim sizin büyüklerinize akıl hocalığı yapan, emirleri veren bu", "Bu gördüğünüz kişi sizin üstlerinize emir ve akıl veren imamıdır, hava kuvvetleri imamıdır" şeklinde beyanlarda bulunduğu, bahçede bulunanlar tarafından duyulduğu ve öğrenildiği"
İddianamede, Serter Koçak'ın bu bilgiyi üst amiri olan Gökhan Yücel'e ilettiği, Yücel'in de aynı saatlerde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olan Alp Arslan'a bilgiyi ilettiği ayrıca Gökhan Yücel'in, FETÖ ile mücadele konusunda görevli Başkomiser Mehmet Akbaş'ı da telefonla arayarak, bilgilendirdiği anlatıldı. İddianamede, Öksüz'ün sorgusu için cumhuriyet başsavcılığına getirilmeden önce FETÖ'nün imamı olduğunun, darbeye teşebbüsten yakalanıp, Kışla Jandarma Karakolunda bulunan darbeye teşebbüs eyleminin şüphelileriyle mülakat yapan Serter Koçak, Ömer Doğan ve Erhan Cihangir ile bu polis memurlarının amirleri pozisyonunda olan Gökhan Yücel, Mehmet Akbaş ve Alp Arslan tarafından öğrenildiği; ancak şüpheli Alp Arslan'ın bu bilgiyi üst amirlerine, il emniyet müdürü, il valisine, il emniyet müdürlüğünün adli birimine, terörle mücadele şube müdürlüğüne ya da cumhuriyet başsavcılığına iletmediği anlatıldı. İddianamede, şüpheli Alp Arslan'ın ifadesinde böyle bir bilginin kendisine iletilmediğini ya da hatırlamadığını söylediği; ancak Mehmet Akbaş ve Gökhan Yücel'in ifadelerinin Arslan'ı yalanladığı anlatıldı.
İddianamede yer alan şüphelilerden Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca'nın, Adil Öksüz'le karakolda görüştüğü, Sarıkoca'yı da Öksüz'ün FETÖ'nün 'mahrem imamı' olduğunu öğrenen şüpheli polis memuru Serter Koçak'ın aradığı ortaya çıktı.
İddianamede Ali İhsan Sarıkoca'nın, Serter Koçak'tan bilgi aldıktan sonra Kışla Jandarma Karakoluna geldiği, emniyet ya da jandarmada kolluk görevli olmamasına rağmen Öksüz ile görüştüğü belirtildi. Sarıkoca'nın, Serter Koçak'la da çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı anlatılan iddianamede; Öksüz'ün, 17 Temmuz 2016 tarihinde karayolu ile Ankara'dan İstanbul'a doğru hareket ettiği, Adil Öksüz adliyeden serbest bırakıldıktan sonra 18 Temmuz 2016 tarihinde saat 08.04'te Ankara Esenboğa Havalimanı'nda telefon görüşmesi yaptığı, havayoluyla İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na gittiği, Adil Öksüz'ün telefonunun 18 Temmuz 2016 tarihinde saat 11.10 ve saat 22.48'de İstanbul Üsküdar baz istasyonundan hizmet aldığı, 18 Temmuz 2016 tarihinde şüpheli Ali İhsan Sarıkoca'nın telefonunun da İstanbul Beyoğlu ilçesi baz istasyonundan hizmet aldığının tespit edildiği kaydedildi. İddianamede, Sarıkoca'nın üzerine atılı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve suçluyu kayırma suçlarını işlediğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Ali İhsan Sarıkoca, iddianamede yer alan ifadesinde halen Başbakanlık'ta başbakanlık müşaviri olarak görev yaptığını belirterek, şunları söyledi: "Ben darbe gecesi saat 03.00'ten sonra Kahramankazan İlçesindeydim. İlçe Belediye Başkanlı ile beraber darbeye karşı ne yapabiliriz ve sürekli bununla ilgili çalışmalar yapıyorduk. 16 Temmuz 2016 günü saatini tam hatırlamadığımı ancak öğlene doğru emniyetten tanıdığım olan Serter Koçak beni cep telefonumdan aradı. Serter Koçak benim aile dostum olduğu için o gece sadece bir kez görüştük. Ne olduğu konusunda endişelerim vardı. Serter Koçak bunu düşünmüş olacak ki telefonla beni aradı. Kahramankazan'a görev için geleceklerini telefonla bana söyledi. Daha sonra ikindi namazının hemen akabinde Serter Koçak'ı ben aradım, neredesin diye sorduğumda kendisi bana Kışla jandarma karakolunda olduğunu söyledi, bunun üzerine bende yanına yani Kışla Jandarma Karakoluna gittim"
Karakola, 17.30-18.00 saatleri arasında vardığını belirten Sarıkoca, ifadesine şöyle devam etti: "Karakol bahçesine geçtiğimde orada karakol binasının önünde darbeciler sıraya dizilmiş vaziyette bulunuyordu. Karakolun bahçesinde Serter Koçak ile konuşmaya başladık. Konuşmamızda Serter Koçak bana darbecilerden birisinin yardımcı doçent olduğunu ve FETÖ'nün imamı olduğunu söyledi. Ben sabaha kadar darbecilerle uğraştım ve darbecilerin şehit ettiği insanlarımız ve onların yakınlarıyla ilgilendiğimden dolayı çok etkilendim. Bu nedenle Koçak'ın bana söylemiş olduğu FETÖ'nün imamı ile görüşmek istedim. Görüşmeye başladığım bu kişinin daha sonradan Adil Öksüz olduğunu öğrendik. Öksüz bana kendisinin ilahiyatçı olduğunu söylemesi üzerine bende hem imam hatip lisesi mezunu hem de hafız olduğum için kendisine 'Bu kadar sivil vatandaşı İslamiyet'teki hangi kritere dayanak öldürdünüz" diye sordum. Öksüz bana, 'Biz bunları tasvip etmiyoruz' dedi. Akabinde bana masum insanların öldürülemeyeceğine ilişkin bir ayet okudu. Ben de kendisine cevaben 'niçin söylediğiniz şeyleri yapmazsınız' mealindeki ayeti okudum ve kendisinin Müslüman olmadığına inandığımı söyledim. Yanılıyorsam ve kendisinin de Müslüman olduğunu kabul ediyorsa kendisinin ailesinin ve tüm Müslümanlar için bildiği her şeyi anlatması gerektiğini kendisine söyledim. Başını eğip sessiz kaldı. Bunun üzerinden bende yanından ayrıldım, kendisiyle başka türlü bir irtibatım olmadı."
O gün orada bulunan herkesin Öksüz'ün, FETÖ'nün imamı olduğunu bildiğini iddia eden Sarıkoca, şunları söyledi: "Bir kaç gün sonra mahkeme tarafından serbest bırakılması üzerine ben Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü'nün yanına gittim ve Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasının çok anormal bir durum olduğunu bu konuyla ilgili özel olarak ilgilenmesini rica ettim. Mustafa Gülcü benim yanımda iken bir yerleri telefonla arayarak konunun hassasiyetini iletti ve çok ciddi takip edilmesi talimatlarını verdi. Bir kaç gün sonra İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanımızın akrabası olan ve benimde tanıdığım, güvendiğim Hasan Basri Yıldız'a, Adil Öksüz konusunu Cumhurbaşkanımızın bizzat şahsına iletmesini rica ettim. Kendisi konuyu bir iki gün sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettiğini söyledi"
İddianamede; şüpheli Ali İhsan Sarıkoca'nın, 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün elebaşı tarafından Bank Asya'nın kurtarılması amacıyla çağrı yaptığı dönemde, 21 bin 930 TL Bank Asya'ya para yatırdığı bilgisi de yer aldı.