Cezaevinde en önemli şeyin sağlık olduğunu vurgulayan esi Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, “Her gece sağlığımızın bozulmaması ve sabaha sağlıklı uyanabilmemiz için Allah’a dua ediyoruz” dedi.
Ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ, 17 Aralık süreci, Ergenekon davası ve Silivri Cezaevi’ndeki yaşam şartları hakkında Tufan Türenç’e konuştu.
İlker Başbuğ'un Tufan Türenç ile yaptığı söyleşiden öne çıkan kısımlar şöyle:
“17 Aralık çok önemli bir tarih oldu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu buraya geldi. Benimle, Balanlı Paşa, Perinçek ve Özkan’la konuştu, önerisini izah etti. Hepimiz formülünü onayladık. Türkiye’de olağanüstü bir dönem var. Buradan olağan önlemlerle çıkılamaz. Onun için Feyzioğlu’nun önerileri olağanüstü bir yol. Yeniden yargılamadan kimse kaçmıyor. Ama yargılama adil olmalı. Çünkü herkes adil yargılama sonunda beraat edeceğine inanıyor. Yargılama adil olsun, tutuksuz olsun istiyoruz. Eğer eski iddianameler esas alınırsa yeniden yargılama da yarar sağlamaz.
Şunu düşünüyorum, burada 2 yıl geçti. Acaba diyorum ben dışarda olsaydım daha mı mutlu olacaktım? Çünkü burada arkadaşlarım yatıyor. Ben dışarda nasıl mutlu olabilirdim. Bir de benim bu davanın içine sokulmam, davanın ne kadar ciddiyetsiz olduğu gerçeğini ortaya koydu. Bu da yararlı oldu diye düşünüyorum. İşte onun için vicdanen ve ruhen burada daha rahatım.”
"Hastalık ve yaş nedeniyle tahliye edilmek bizi yaralar. Burada genç arkadaşlar var. Af da istemiyoruz. O da bizi yaralar. Ama gerçekten hasta olanlar var. Örneğin Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu ve başka hasta arkadaşların derhal ama derhal tahliye edilmeleri gerekir. Bizim için en onurlu yol yeniden yargılanmak ve beraat ederek suçsuzluğumuzun kanıtlanmasıdır.
Burada en önemli olay sağlığınızı korumanızdır. Onun için her akşam sağlığımızın bozulmaması ve sabaha sağlıklı uyanabilmemiz için Allah’a dua ediyoruz. Bir de Bodrum’u, oradaki Meteor Plajı’nın denizini özlüyorum. Tabii ki ailemi, eşimi, çocuklarımı, yakınlarımı özlüyorum.”