Başbuğ'un mektubuna 'Görülmüştür' damgası

Başbuğ'un mektubuna 'Görülmüştür' damgası

İnternet Andıcı davasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Silivri’den ilk mektubunu odatv davasının tutuklu sanığı gazeteci Müyesser Uğur Yıldız’a yazdı.

 

Hürriyet'in habenihe göre, Başbuğ, cezaevine girdiğinde, “Yalnız kalmayı düşünüyormuşsunuz. Sakın!” diye yazan Yıldız’a, “Bir koğuşta yalnız kalmanızın ne kadar zor olduğunu bugün çok iyi anlayabiliyorum” dedi. Geçen hafta Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la mektuplaşan gazeteci Yıldız’ın hücredeki bu haftaki konuğu Başbuğ oldu.

 

Başbuğ, “Görülmüştür” damgalı mektubunda şunları yazdı: “Silivri’ye geleli neredeyse 2,5 ay oldu. Bu mektup, benim bu süreçte yazdığım ilk mektup. Sizin, yaklaşık 9 aydır bir koğuşta yalnız başınıza kalmanızın ne kadar zor olduğunu bugün çok iyi anlayabiliyorum. Yalnızlığınızı en azından biraz azaltmak için yanınıza bir kedi almak istediğinizi basından öğrendim. Yetkili makamların bir şekilde, sizin bu yalnızlığınıza çözüm bulacaklarını ümit ederim. Elbette asıl isteğimiz, sizin de en kısa zamanda tahliye olmanızdır. Son yaşanan tahliye olaylarının bu tahliye beklentilerini artırdığını söylemek isterim. Bizler asker olarak zor şartlar altında yaşamaya karşı daha hazırlıklıyız. Buna rağmen içinde bulunan şartlardan hiç etkilenilmediğini söylemek de mümkün değil. Hele yaşınız belli bir noktaya gelmiş ise onun doğal sonucu olarak, buranın yüklediği olumsuzlukların da katkısı ile bazı sorunlarla bugün veya yarın karşılaşılması da kaçınılmaz oluyor. Odatv davasından bazı tahliyelerin olmasından elbette bizler de çok sevinç duyduk. Temennimiz bu durumun devam etmesidir. Ancak aynı günlerde sağlık durumunun iyi olmadığı, (E) Org. Ergin Saygun’un tutuklanarak cezaevine konulmasından da aynı derecede üzüntü duyduk. Haksız yere suçlanarak tutuklanmak elbette kabullenecek bir durum değil. Bunun yanında, özellikle askerler için, mutlaka medya mensubu olmak acaba şart mı diye insanın içinden soru sormak geçiyor. Burada da haksızlık etmeyelim, medyanın bütün medya tutuklularına da eşit hareket ettiğini de söylememiz mümkün değil. Ancak herşeyden önce insanların kendi kendilerine vereceği vicdan muhasebesi önemlidir. Eğer burada içiniz rahat ise zor günlerin elbette bir gün mutlaka sona ereceğinden emin olabilirsiniz. Size en iyi dileklerimi sunar, en kısa zamanda isteklerinizin gerçekleşmesini ümit ederim. Mektubu aldığınızı öğrenirsem, memnun olurum.”