Başçı: ''Finansal istikrarla ilgili amaca ulaştık'' İSTANBUL (A.A)

-Başçı: ''Finansal istikrarla ilgili amaca ulaştık'' İSTANBUL (A.A) - 26.01.2012 - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Bankanın finansal istikrarla ilgili amaçlarına ulaştığını belirterek, ''2011 yılında burada arzu ettiğimiz her şey gerçekleşti. TL üzerindeki değer kazanma eğilimini bertaraf etmek istedik. Çünkü cari açığın büyüyeceğini önceden öngörüyorduk. Onu başardık'' dedi.  Başçı, Türkiye'nin yüzde 4'lük büyümeyi çok rahatlıkla yapabilecek durumda olduğunu, enflasyonla ilgili tedbirleri ekim ayından bu yana aldıkları için şu anda bununla ilgili çok fazla risk görmediklerini bildirdi.  Dünya Ekonomik Forumuna katılmak üzere İsviçre'nin Davos kasabasında bulunan Başçı, ''TL dolara karşı savaşı yendi mi?'' sorusu üzerine, bunun çok geniş bir resmin bir parçası olduğunu belirterek, ''Geniş resim şöyle; gelişmekte olan ülkeler bu sefer olumlu yönde ayrışacaklar. Lehman krizinde olduğu gibi olmayacak. Bu giderek daha iyi bir şekilde anlaşılıyor. Anlaşıldıkça da gelişmekte olan ülkelere rağbet, yatırım artıyor'' diye konuştu.  ''Gelişmekte olan ülkelerden para çıktığına'' ilişkin analizin hatırlatılması üzerine Başçı, bu analizin kısmi bir analiz olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:   ''Esas olan; fonların kaynakları şu anda var. Asya'da tasarruflar yüksek. Merkez bankaları bu fonları sağlıyorlar, hiç çekinmeden dünyanın her yerinde sağlıyorlar. Aracılık edecek olan bankalar Avrupa'da zayıf. Dolayısıyla Avrupalı bankaların aracılık yapma imkanlarını, bu fonları başka yerlere transfer etme imkanları zayıf. Ama dünyada başka banka çok... Aracılık edebilecek bankalar bu fonksiyonu yerine getireceklerdir. Önemli olan temeller... Gelişmekte olan ülkelerde temeller çok sağlam. Burada 2 konu çok önemli; kamu maliyesi, bütçe dengeleri ve büyüme... Bu ikisi de gelişmekte olan ülkelerde var. Dolayısıyla bir güvenli liman arayışı varsa, güvenli liman kıtlığı varsa ve aynı zamanda getiri arayışı varsa şu anda yatırımlar gelişmekte olan ülkelerden başka hiçbir yere gidemez.'' Avrupa Merkez Bankasından parasal genişleme sinyali bekleyip beklemediğine ilişkin bir soru üzerine Başçı, Avrupa Merkez Bankasının zaten sinyaller vermeden bunu yaptığını belirterek, ''Biraz da mecburiyetten... Avrupa'daki kurumsal mekanizmalar henüz oluşmadığı için, orada çok yavaş ilerleme sağlandığı için devreye girmek zorunda kalıyorlar. Zaten bunu yapıyorlar'' dedi.  TCMB'nin son gelişmelere göre nasıl pozisyon alacağına ilişkin soru üzerine de Başçı, yaptıkları iletişimin Kasım 2010'dan bu yana aynı olduğunu, politikalarında son derece esnek olmaları gerektiğini vurgulayarak, küresel şartların ani değişiklik gösterebildiğini, şu anda kurdukları çerçevenin buna son derece esnek olduğunu, şartlar değiştiğinde çok hızlı bir şekilde buna uygun reaksiyon verebildiklerini söyledi. Başçı, ''Temel olan fiyat istikrarı... Bunun yanı sıra finansal istikrara ne kadar katkı yapabilirsek onu da yapmaya çalışıyoruz'' dedi.  -Olağanüstü hal kalktı mı?- Başçı, ''Merkez Bankası piyasadaki olağanüstü hali kaldırdı diyebilir miyiz?' sorusuna, şöyle yanıt verdi:  ''Öyle düşünmemek gerekir. Çünkü Merkez Bankası finansal istikrarla ilgili amaçlarına ulaştı. Onu bir kenara yazmak gerekir. 2011 yılında burada arzu ettiğimiz her şey gerçekleşti. TL üzerindeki değer kazanma eğilimini bertaraf etmek istedik. Çünkü cari açığın büyüyeceğini önceden öngörüyorduk. Onu başardık. Kredilerde de olağanüstü hızda, özellikle tüketici kredilerinde olağanüstü hızda bir artış vardı. Kredi büyüme eğilimi yüzde 10'lar seviyesine kadar düştü. O açıdan Merkez Bankası elinden gelen her şeyi yaptı. Şimdi onun meyvelerini toplamaya başladık. Geriye enflasyon kaldı. Enflasyonla ilgili tedbirleri zaten ekim ayından bu yana aldığımız için onunla ilgili şu anda çok fazla bir risk görmüyoruz. Detayları nasılsa ay sonunda açıklayacağız.'' Sepet kur seviyesine ilişkin olarak da Başçı, hiçbir zaman seviye telaffuz etmediklerini belirterek, ''Sadece dengeyle ilgili, 'bunun dengesi nerededir' diye temmuz-ağustos gibi biraz bahsetmiştik. Aşağı yukarı oralara yaklaşıyor. Orada seviyeden ziyade, 'bu gidiş, bizim fiyat istikrarı amacını veya finansal istikrar amacını tehdit eder mi?'... O arada çok net bir şekilde, ağustostan itibaren Avrupa'daki kamu borç problemleri yoğunlaştıktan sonra, özellikle ekim ayından itibaren değer kaybı baskısı bu defa başladı. Biz onu, fazlasını istemedik. İstemediğimizi açıkça söyledik. Onunla ilgili gerekli tedbirlerimizi de aldık. Dolayısıyla değer kaybı baskısını da bertaraf edebileceğimizi gösterdik. Dolayısıyla şu anda bir sorun görmüyoruz'' şeklinde konuştu.   Değer kaybı baskısı yaşanırsa ne yapabileceklerini gösterdiklerini ve gerekirse tekrar yapacaklarını vurgulayan Başçı, IMF'nin tahminlerine ilişkin de, şu görüşleri dile getirdi:  ''Bunların kendi içerisindeki analizleri şu anlamda anlaşılabilir; Avrupa'daki yavaşlamayı giderek aşağı çekiyorlar. Eksi olan büyüme rakamlarını da giderek, kademeli bir şekilde aşağıya çekiyorlar, biraz daha aşağı yönlü risklere daha fazla vurgu yapıyorlar. Türkiye de Avrupa'nın doğusunda bir ülke olarak, Doğu Avrupa grubunda değerlendirilerek etkilenir ve büyüme daha yavaş olur diye... Bizim orada görüşümüz biraz farklı. Türkiye'nin temel dinamikleri şu anda çok güçlü. Büyüme için hem arz yönlü hem talep yönlü faktörlere baktığınızda gerçekten yüzde 4'lük büyümeyi Türkiye, çok rahatlıkla yapabilecek durumda, bütün bu aşağı yönlü risklere rağmen. İhracatımız da şu anda iyi gidiyor. Ocak ayı rakamları gelecek büyük ihtimalle, öncü göstergeler oldukça iyi. Türkiye Avrupa'da pazar payını artırıyor. İhracatçılarımız pazar payını artırıyorlar. Avrupa'da bir talep daralması olsa bile durum o kadar da kötü olmayacak. Diğer ülkelerde de ciddi bir arayış var. İhracatçılarımızın açılımları, oralarda da meyvelerini vermeye başlıyor. O nedenle Orta Vadeli Program tahminini daha gerçekçi buluyoruz.''