BAŞCI: TÜRKİYE'DEKİ DURUM ÇOK İYİ ANKARA (A.A)

-BAŞCI: TÜRKİYE'DEKİ DURUM ÇOK İYİ ANKARA (A.A) - 28.07.2011 - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Türkiye'deki durum çok çok iyi. Ama içinde bulunduğumuz dünya birtakım risklerle karşı karşıya. Şöyle bir avantajımız var, dengeleyici yönde politikalar uygulayabiliyoruz'' dedi. Başçı, Enflasyon Raporu'nu açıkladığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Merkez Bankası Başkanı Başçı, bir soru üzerine, gıda fiyatlarında dünyada uygulanan değişik ölçme yöntemleri bulunduğunu ve önemli olanın ölçme yönteminin makul olması ve bunun kamuoyuna izah edilebilmesi olduğunu ifade etti.  Türkiye'deki yöntemin de doğru bir yaklaşım olduğunu ve vatandaşın durumunu gayet iyi yansıttığını belirten Başçı, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında ölçme yönteminin tam aynı olmadığını belirterek, gıda fiyatlarındaki oynaklığın Türkiye'de daha fazla olması nedeniyle, hedefe göre enflasyondaki sapmanın da daha fazla olabileceğini söyledi. -''KAMUNUN KUR TAAHHÜDÜ YOK''- Kurlarla ilgili soru üzerine de Başcı, kamunun kesinlikle hiçbir zaman, hiçbir şekilde kur taahhüdü olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti: ''Kurlarla ilgili taahhüt verildiğinde başımıza neler geldiğini daha önce gördük. Fakat, piyasalarda finansal şoklardan dolayı bazen kurlar olması gereken temel değerden sapabiliyor. Bu iktisatçılar arasında da tartışmalı bir konu. Biz bunun olabildiği görüşündeyiz. Türkiye'nin tecrübesi de bunu gösteriyor. Bugün gerçekten şunu başardık, TL üzerinde ilave bir değerleme baskısı kesinlikle şu anda yok. Benzediğimiz ülkelere göre TL, yüzde 20'nin üzerinde nispeten daha az değerli durumda.'' -''TÜRKİYE, OLUMLU YÖNDE AYRIŞIR''- Merkez Bankası Başkanı Başçı, hızlı ve aşırı kredi büyümesinden sonra ''ani duruş'' diye bir olay bulunduğunu ve bunun yurt dışından gelen fonlamanın ani bir şekilde kesilmesi anlamına geldiğini anlattı.  Merkez Bankası olarak özellikle buna hazırlıklı olunması gerektiğini ve buna hazırlıklı olduklarını belirten Başcı, ani duruş noktasında Türkiye'nin olumlu yönde ayrışacağını düşündüklerini bildirdi.  ''Ama ani bir duruş olursa, Merkez Bankası ani bir başlangıç yapabilir. Yani, eksilen fonlamayı birebir olmasa da birebire yakın bir şekilde telafi edebilir'' diyen Başçı, bunu düzenli döviz satış ihaleleri ve açık piyasa işlemleri ile piyasayı fonlayarak yapabileceğini söyledi. Başçı, ''Şu anda ekonomide aşırı bir ısınma görmüyorsak, bir sert iniş riski de görmüyoruz Türkiye için'' dedi.  Başçı, bir soru üzerine, ABD'de bir temerrüt riskinin konuşulduğunu ve bu konuda siyasi bir sürecin işlediğini, sürecin muhtemelen olumlu sonuçlanacağını, Liderler Zirvesi'nde bu Yunanistan'a yapılanın spesifik bir iş olduğunun ve diğer ülkelerin gereken tedbirleri alarak, borçlarını yüzde 100 mertebesinde ödeyeceklerinin ifade edildiğini anlattı.  Bu gelişmeleri izlemeye devam ettiklerini kaydeden Başçı, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin durumu gerçekten çok iyi şu anda, gidişat çok iyi. Yatırımlar toparlanmış vaziyette gidiyor. İç talepte herhangi bir sorun görülmediği için bol miktarda yatırım harcaması yapılıyor. Verimlilik artıyor, o yüzden enflasyon üzerine çok baskı geliyor. İstihdam artıyor, iş gücüne katılım artıyor.  Burada para politikasına daha fazla iş düşüyor, çünkü maliye politikasını dengeleyici yönde kullanmaya kalkarsanız kamu borcu problemiyle karşı karşı kalabiliyorsunuz. O yüzden bütçe disiplini zor durumlarda bile korunmaya çalışılır. Türkiye'de maliye politikasından ziyade para politikasının dengeleyici, destekleyici yönde kullanılması gerekebilir. Finansal sektör politikası da kullanılabilir. Avrupa ile ilgili kötü bir haber geldiğinde bu Türkiye'de para politikasıyla ilgili finansal sektör politikasıyla ilgili iyi haber demek. O yüzden fiyatlamalar bir anlamda Türkiye'yi olumlu yönde ayrıştıracak şekilde oluşacaktır bundan sonra. Ama yapabileceklerimizin de sınırını bilmemiz lazım, temkinli konuşmakta fayda var. Türkiye'yi kesinlikle diğer pek çok gelişmekte olan ülkeye göre olumlu yönde ayrıştırabilecek yeteneğimiz ve planlarımız mevcut.'' Başçı, gazetecilerle sohbet ederken sorulara verdiği cevaplarda, Merkez Bankası olarak koşullu politika tarifi yapmaya çalıştıklarını ve hangi durumun gerçekleşeceğinin belli olmadığını söyledi.  Kurlarla ilgili soru üzerine de Başçı, ''En iyi Merkez Bankası Başkanı kurlarla ilgili konuşmayan Merkez Bankası başkanıdır. En fazla açık pozisyonla ilgili konuşuyoruz'' yanıtını verdi.   Başçı, bir gazetecinin ''Biz asıl Avrupa'ya bakıyoruz dediniz ama sonra da Avrupa'dan kötü haberler geldikçe Türkiye için iyidir'' sözlerini hatırlatması üzerine, şöyle konuştu: ''Destekleyici yönden o zaman politika tepkisini vereceğiz, o kötü şoku yumuşatıp dengeleyecek. Biraz fazla dengelerse Türkiye artı yönde de ayrışabilir ama en azından yumuşatacağını söyleyebiliriz. Gelebilecek kötü şokların her birini yumuşatacak olumlu politika haberi. Kötü bir haber geldi Avrupa'dan bu Türkiye için politika tepkisi açısından olumlu haber. Şimdiye kadar nasıl sıkılaştırıcı politikalar izlediysek, bundan sonra da Türkiye ekonomisini ve sektörü destekleyici yönde tedbirler alabileceğiz. Öyle bir yeteneğimiz var, şu anki farkımız o eskiden öyle bir şey yapamıyorduk bir türbülans olduğu zaman biz de sıkılaştırıcı yönde hareket etmek zorunda kalıyorduk. Şimdi destekleyici yönde hareket etme imkanımız var. Bu çok önemli, hiçbir zaman gevşetmeyiz. Destekleyici Türkiye'yi olumlu yönde ayrıştıracak şeyler yapmaya çalışırız.'' ''Olumlu yönde ayrıştıracaktan kastınız nedir'' şeklindeki soru üzerine de Başcı, ''Pazartesiden itibaren olanlara bakarsanız bu başladı. Avrupa ile ilgili kötü haber geliyor ve Türkiye'de o kadar kötü yansımıyor. Bunun etkileri yumuşatmak anlamında anlamak lazım'' diye konuştu. -IMF'NİN TAHMİNLERİ- Başçı, ''IMF'nin gelecek yıl için Türkiye'ye yönelik 2,5'luk büyüme tahmini, size ne kadar makul geliyor'' şeklindeki soru üzerine de Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankasının ortak şekilde makro çerçeveyi oluşturmaya çalıştıklarını kaydederek, ''Göreceksiniz bizim tahminlerimiz oldukça farklı olacak IMF'nin verdiği tahminlerden. Genellikle bizim tahminlerimiz daha doğruya yakın çıkıyor. IMF tabii çok uzaktan bakıyorlar, çok da işin içinde değiller. Bizim tahminlerimiz biraz daha iyi çıkıyor'' dedi.  Altın fiyatlarındaki artış nedeniyle döviz rezervi yerine, altın rezervini güçlendirmek gibi bir düşüncenin olup olmadığına ilişkin de Başçı, Hindistan Merkez Bankasının IMF'nin altınlarını aldığını hatırlatarak, şunları söyledi: ''Birkaç ay geçti Hintli Başkana sordular, 'Altını çok yüksek fiyattan aldınız bin doların üzerinden altın mı alınır diye bir eleştiri almadınız mı?' Başkan dedi ki bilakis Hint halkı bayram ediyor. Çünkü bizim Hindistan olarak geçmiş dönemlerde çok sıkışıp elimizdeki altınları satmamız gereken dönemler olmuştu. O dönemleri herkes hatırladığı için şimdi IMF'nin altınlarını satın alıyoruz diye çok sevindiler. Kimse kara zarara bakmadı demişti fakat şu anda Hint Merkez Bankası oldukça karlı bir noktaya geldi.''  ''Bu olabilir mi Merkez Bankası da böyle bir şey yapabilir mi'' sorusuna da Başçı, ''Onlarla ilgili bir şey söylemeyeyim şimdi. Epey mesaj verdik'' yanıtını verdi.  Başçı, bir soru üzerine, yıl sonunda cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya oranının çift haneli rakamda bulunmayacağını belirterek, ''Son çeyrekten itibaren iyileşme gözlemeyi bekliyoruz ve bunun işaretleri giderek kuvvetleniyor. Bizim öngörülerimiz şeklinde gelişiyor'' dedi. Başbakan Erdoğan'ın krizle ilgili açıklamasını nasıl karşıladığına ilişkin soru üzerine de Başcı, olumlu karşıladığını, açıklamada maliye politikasına vurgu yapıldığını söyledi.  Başçı, Başbakan Erdoğan'ın kamuda israfın önlenmesi, mali disiplinin sürmesiyle ilgili mesaj verdiğini kaydederek, ''Bunun döviz kurları üzerinde, TL'nin değerlendirici yönde bir etkisi olur. Mali disiplini koruyan geliştiren bir orta vadeli plan (OVP) ortaya konursa, TL'nin değerini artırıcı yönde çalışabilir. Ama dış faktörlerden bazıları, TL'nin değerini zayıflatıcı yönde de olabilir. Bu riski göz ardı etmemek lazım'' diye konuştu. -BÜYÜME- Merkez Bankası Başkanı Başcı, bundan sonraki büyümelerin 2. çeyrekten itibaren başlayacağını belirterek, biraz daha dış talep ağırlıklı bir büyümenin gözleneceğini bildirdi.  Birinci çeyreğe göre net ihracatın büyümeye artı katkı yapmasını beklediklerini kaydeden Başcı, 3. ve 4. çeyrekte de bu şekilde devam edeceğini ve kurun önemli bir rolünün olacağını söyledi. Memurlara zamma ilişkin soru üzerine de Başçı, gelecek senenin enflasyon hedefiyle uyumlu olduğunu, refah payının enflasyonun bir miktar daha üstünde olmasını normal karşılamak gerektiğini ve kendilerinin verdiği bir karar olmadığını kaydetti.    -''TÜRKİYE'NİN KESİNLİKLE DALGALI REJİMLE İLGİLİ DALGALANMA KORKUSU YOKTUR''- Başçı, sunuşta sözlerine ilişkin sorular üzerine, Türkiye'de hane halkının net döviz varlığı olduğunu ve döviz borcunun çok fazla olmadığını belirterek, geçmişte yıllarda bu uyarıları hep yaptıklarını söyledi.  Sunuşta atıfta bulunduğu uyarının ekimde yapıldığını ve Türkiye'nin şu anda döviz pozisyonu ile ilgili bir sorunu, sıkıntısı olmadığını kaydeden Başçı, şöyle devam etti: ''Bu, Türkiye'nin çok büyük bir artısı. Merkez Bankasının döviz rezerviyle kamunun kısa vadeli borcunu karşılayabilir pozisyonlarımız var. İş adamlarımız da kendi risklerinin farkında. Döviz geliri olan veya gelirleri dövize endeksli iş adamlarımız dövizle borçlanabilirler rahatlıkla. Çünkü onlar ileride döviz kazanacaklar. Reel sektörde de sıkıntı görmüyorum. Ben orada pozitif mesaj vermeye çalıştım. Türkiye'nin kesinlikle dalgalı rejimle ilgili dalgalanma korkusu yoktur. Çok da büyük bir dalgalanmaya şu anda yer de yok. Tek dikkat edilmesi gereken konu, enflasyon üzerinde yukarı yönlü ilave bir baskı oluşmasın. Bizim şu an itibariyle döviz kurları ile tek dikkat ettiğimiz konu bu.''  -''HARCAMALAR İLE İLGİLİ BİR TAVSİYEDE BULUNMUYORUZ''- Başçı, harcamalarla ilgili bir tavsiyede bulunmadıklarını belirterek, şunları söyledi: ''Sonuçta, işsizlik düşüyor, iş buluyor ve iş bulan kişi belli bir gelire sahip ve elde ettiği geliri elbette harcayacak. Biz bankalar üzerinde odaklanıyoruz. Orada kredi koşullarını aşırı gevşeterek borçlanmayacak vatandaşları zorla gidip borç vermeye çalışmasın. Bu iş gayet makul. Çünkü yüzde 25'lik yıl sonuna hedefine baktığımızda yüzde 17 civarında şu ana kadar kredi artışı oldu. Bundan sonra yılın kalan kısmında da artış marjı var. Hala bankalarımız geri kalan yüzde 7 civarında artış marjının dikkatli bir şekilde, doğru kişilere kullandırarak, iş adamlarına özellikle kullandırarak sağlayabilirler, çok da fazla bir risk olmaz. O yüzden dikkatle gitmek lazım, söylediğimiz şey o. Orada da şu ana kadar bence başarılı oldu. Yarın sunuşlarımızdan birine bunu da koyacağız. Mevsim ortalamalarına göre kredilerdeki artış oldukça aşağıda şu anda. Bu şekilde mevsimsel ortalamaların altında gitmeye devam ederse yıl sonuna kadar çok rahat bir şekilde yüzde 25'i bulacağız gibi görünüyor.''  ''Hangi koşullarda faiz artışı söz konusu olabilir'' şeklindeki soru üzerine de Başcı, şu anda faiz artışı ihtimalinin azaldığını ve ilave sıkılaşmanın BDDK'nın aldığı tedbirlerle sağlanmış olduğunu söyledi.