Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cezaevindeki gazetecileri "terörist, katil, soyguncu ve çocuk istismarcısı" olarak nitelemesinin ardından basın örgütlerinden tepki yükseldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası, DİSK Basın - İş ve Çağdaş Gazeteciler Derneği, Erdoğan'ın açıklamarına tepki gösterdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, "Tutuklu olan meslektaşlarımızın tümü gazetecidir ve gazetecilik yaptığı için cezaevindedir. Bütün dünya da böyle biliyor. Cumhurbaşkanı veya bir başkasının söylemesi de sonucu değiştirmiyor. Tutuklu gazeteciler hakkında halen iddianame yok. Demek ki suç bulamıyorlar, yaratamadılar. Bu nedenle de kıvranıyorlar ve böyle şeyler söylüyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’deki tutuklu gazetecilere ilişkin olarak "Bu gazeteciler kim biliyor musunuz? İçlerinde katilden soyguncuya, çocuk istismarcısına kadar herkes var. İçlerinde gazeteci yok. Bir liste geldi; 144’ü terör suçundan cezaevinde bulunuyor. Bunlardan birinin suçu ülkemize bomba düzeneği getirmek, bir tanesi patlayıcı madde ile yakalanmış. Ne ararsanız bunlarda var! İşin ucu kendilerine dayanınca adaleti rafa kaldıranlar mesele Türkiye olunca yüzlerine maske takıyorlar. Biz de karşımıza maskeyle çıkanlara haydut muamelesi yapmaya karar verdik. Öyle ya, saklayacak bir şeyin yoksa neden maske takıyorsun? Çık ortaya delikanlıca ‘Benim Türkiye ile meselem var’ de” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği Üyeleri’ne Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda hitap etti. Die Welt’in tutuklu bulunan Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in durumuna ilişkin gelen uyarılara değinen Erdoğan, “Neymiş basın mensubuymuş. Tam bir ajan terörist. Ve bir ay Almanya’nın İstanbul başkonsolosluğunun rezidansında misafir ediliyor. Şansölye, ‘çifte vatandaş olan bir gazeteci var onu serbest bırakmanızı istiyor’ diyor. Geldi mahkemeye, mahkeme tutukladı. Şu an içerde. Bu süreç böyle devam edecek” dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu: "Milletin değerlerine savaş açan medeniyetimizi yıkmaya teşebbüs eden basın mensupları gördük. Aynı tıyniyette siyasetçilerle birlikte medya gruplarının faaliyetlerine şahit olduk. Hatırlayın tüzüklerle çarpışarak büyüdük diyen şairlerden ilham alarak ben de diyorum ki manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Amiral gemisi diye geçinenler muhtar bile olamazsın diye manşet attılar. Bunlar muhtarlarımızı küçümsediler ama biz sürekli burada muhtarlarımızla bir araya geliyoruz."
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu: Bu yaklaşım demokratik koşullarda gerçekleşmesi gereken referandum sürecine gölge düşürmekten başka bir işe yaramayacaktır. Tüm siyasetçilere, devletin temsilcisi olan valilere, belediye başkanlarına, kaymakamlara halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yapan gazetecilerin güvenli koşullarda çalışmasını sağlamakla yükümlü olduklarını bir kez daha hatırlatıyoruz.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş: Gazetecileri cezaevlerine tıkanlar hep ‘Cezaevlerinde gazeteci yok’ demiştir. Cezaevlerinde bulunan gazetecilerin tutuklanmalarına neden olan suçlamalara, delillere baktığımız zaman hepsinin gazetecilik faaliyetlerinden olduğunu görüyoruz. ‘Niye şu manşeti attınız? Bu manşetteki amacınız neydi? Bu haberi yaparken..., bu yazıyı yazarken... Bu kitabı hazırlarken, diye başlayan sorularla tutuklandı meslektaşlarımız. 154 gazetecinin tahliye edilmesini talep ediyoruz.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay: Tutuklu olan meslektaşlarımızın tümü gazetecidir ve gazetecilik yaptığı için cezaevindedir. Bütün dünya da böyle biliyor. Cumhurbaşkanı veya bir başkasının söylemesi de sonucu değiştirmiyor. 24 saat içinde insanlar, akademisyenler, gazeteciler, kamu görevlileri işten atılıyor ama 4 ay geçiyor tutuklu gazeteciler hakkında halen iddianame yok. Demek ki suç bulamıyorlar, yaratamadılar. Bu nedenle de kıvranıyorlar ve böyle şeyler söylüyorlar.
-DİSK Basın - İş: Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklama gazetecilere yönelik antidemokratik tutumun üstünü örtme çabasından fazlası değildir. Kalemiyle, fotoğraf makinesiyle, kamerasıyla halkın haber alma hakkı için çabalayan gazetecilere “terörist”, “istismarcı”, “hırsız” gibi ithamlarla kara çalma niyeti elbette hakikatin acı duvarına çarpacaktır. Biliyoruz hukuk her zaman adalet getirmiyor ama yine de hukukun en temel prensibine göre insanlar haklarında bir mahkeme kararı verilene kadar suçsuzdur. Ve kimsenin insanları önceden suçlu ilan etme veya yargı üzerinde baskı kurma hakkı yoktur.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş: Doğrusu merak ediyorum; Cumhurbaşkanı, hangi listeye bakmış? Yılların gazetecilerine terörist diyorsanız; bunu ispatlamak zorundasınız. Cumhuriyet gazetesi yazarları tam 143 gündür, cezaevindeler! Belli ki; iddianameye yazacak bir şey bulamıyorlar.