Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, başörtülü bir öğretmenin göreve iadesine karşı çıktığı için işine son verildiğini açıkladığı Milli Eğitim Bakanlığı 1. Hukuk Müşaviri Osman Çelik, hakkındaki iddiaları yalanladı. Çelik, kendisinin temyiz belgesinin gönderilmesinden 3 ay sonra kendi isteği ile ayrıldığını söyleyerek, “Bana komplo kuruyorlar. Hakkımda söylenenlerin hepsi yalan, palavra” dedi. Öte yandan Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, başörtüsü yasağının sürmesi yönündeki temyiz dilekçesinin altında imzası bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşaviri Harun Kaman’ın hala görev başında olduğunu söyledi.
Taraf gazetesinden Hüseyin Özkaya'ya konuşan Çelik, Danıştay, 28 Şubat döneminde görevinden uzaklaştırılan başörtülü öğretmenin mesleğe iadesi yönünde karar vermiş ancak Milli Eğitim, bu kararın iptali için yargıya başvurmuştu.
Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı’nın, başörtüsü yasağının sürmesi yönündeki temyiz dilekçesinin altında imzası bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşaviri Harun Kaman’ın hâlâ görevinin başında olduğu ortaya çıktı. Ancak önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Danıştay’ın başörtüsünü özgürleştiren kararını yargıya götüren müşavirin görevden alındığını söylemişti.
“Taraf ’ın haberi maalesef doğru” diyen Arınç, şunları dile getirmişti: “Sayın bakanımızdan habersiz hukuk müşavirliği sürecin devamı bakımından Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na bir temyiz dilekçesi vermiştir. Daha sonra sayın bakanımız tarafından konu farkedildiğinde hem adı geçen hukuk müşaviri görevden el çektirilmiş hem de Danıştay Başkanlığı 12. Dairesine dilekçe verilmek suretiyle bu temyiz talebinden vazgeçildiği bildirilmiş bulunmaktadır.”
“Emekli olacağı gün Danıştay’a itiraz dilekçesi göndererek, yasağın devam etmesini istedi, Bakan Nabi Avcı’ya komplo kurdu” denerek hedef tahtasına oturtulan MEB 1.Hukuk Müşaviri Osman Çelik, kendi isteği ile emekliye ayrıldığını ve emekliliğinin, başörtüsüne yasak konusuyla alakası olmadığını söyledi. Çelik, hakkındaki iddialar için, “Hepsi yalan, hepsi palavra. Bu bir komplo. İtiraz nisanda edilmiş, ben 4 temmuz itibariyle emeklilik dilekçemi verdim. Üç ay önceden nasıl bir komplo kuruyorum? Ayrıca, itirazı gönderen hukuk müşavirinin adı belli. İtirazdan yemin ediyorum haberim yoktu. Maddi-manevi tazminat davası açacağım” dedi.
Çelik, göreve, 2003 yılında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ile beraber başladığını da belirtti.
Danıştay’ın, 28 Şubat sürecinde görevinden ihraç edilen başörtülü öğretmen için göreve iade kararı vermesine rağmen MEB’in yasağın sürmesini talep etmesine ilişkin Taraf ’ın haberi üzerine hükümete yakın çevreler, Bakanlığın 1.Hukuk Müşaviri Osman Çelik’in, “Danıştay’a itiraz dilekçesini gönderdiği, geçtiğimiz günlerde emekliliğini istediği ve böylece, giderayak Bakan Nabi Avcı’ya komplo kurduğu” iddiasında bulundu.
Ancak MEB, geçtiğimiz nisan ayında, Danıştay 12. Dairesi’nce verilen kararın “karar düzeltme” yoluyla incelenerek bozulmasını talep etmişti. Ankara İdare Mahkemesi eliyle Danıştay 12. Dairesi’ne sunulmak üzere Samsun 1. İdare Mahkemesi Başkanlığı’na yazılan itirazda, MEB Hukuk Müşaviri Harun Kaman’ın imzası yer almıştı. Taraf‘a konuşan Osman Çelik de bu duruma işaret ederek, “4 temmuz itibariyle ayrılacağım hususunda dilekçemi yazdım, gönderdim. 18 temmuzda emeklilik işlemleri için bilgi-belge istediler, 19 temmuzda ayrıldım, emekli oldum. Nisanda olan bir olay, yazan-gönderen müşavir belli, adam da bunu inkar etmiyor, o tarihte gelişmiş bir olay niye bu tarihe monte ediliyor? Aradan üç ay geçmiş, niye bağlantı kuruluyor? Yazan belli, niye ben imzalamışım gibi algılanıyor? Bu bana yapılan bir komplo” dedi.
Osman Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Danıştay’ın başörtüsüne özgürlük getiren kararını temyiz etmesinden önce yaşananları şöyle anlattı: “Şu an Bakanlık’ta 20 bin derdest dosya var. Karar doküman yönetim sistemine geliyor doğrudan, 659 sayılı KHK ile de hukuk müşavirleri, avukatlar doğrudan Bakanlığı savunuyor, onlar vekaleti aldılar, doğrudan bu arkadaşa (Harun Kaman) düşüyor. Arkadaş bunu, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne gönderiyor. Müdürlük bize yazıyor, arkadaş da bunu mahkemeye gönderiyor. Benim haberim olsa bakana mutlaka götürürdüm ama 659 sayılı KHK’ya göre yetki var. 659, kısım kısım görevleri dağıtmış, her dava gitmez bakana. O arkadaş bana getirse, ben tedbir alacağım, geri Din Öğretimi’ne soracağım.”