Başörtülü yazarların İslamcı erkek isyanı!

Başörtülü yazarların İslamcı erkek isyanı!

T24- 12 Haziran seçimlerinde partilerin örtülü başörtülü kadınların da milletvekili adayı gösterilmesi amacıyla başlatılan "Başörtülü vekil yoksa oy da yok" kampanyası, İslamcı-Muhafazakâr kesimde büyük bir tartışmaya sahne oluyor. Başörtülü milletvekilinin "AKP'yi zor durumda bırakacağını", "iyi niyetli hanımlar üzerinden AKP'ye tuzak kurulduğunu" savunan muhafazakâr erkek yazarlar kampanyaya bu iddialarla tepki gösterince muhafazakâr kadın yazarların isyanına hedef oldular. Kadın yazarlar, kampanyaya tepki gösteren erkekleri "muhafazakâr erkekler bayrağı Kemalistlerden devraldı", "İslamcı erkekler dindar kadından sadece çoraplarını yıkamasını bekliyor" ifadeleriyle eleştirdiler.

Başörtülü milletvekili adayı kampanyası, 21 Mart günü İstanbul Taksim'de Buluşan Kadınlar platformu tarafından başlatıldı. "Başörtülü vekil yoksa oy da yok" sloganıyla başlatılan kampanya için http://basortuluadayyoksaoydayok.wordpress.com adresinde blog açıldı. Açıklamalarına "2 Mayıs 1999’da, seçim kazanarak milletvekili olan Merve Kavakçı’ya başörtülü bir kadın olduğu için had bildirilmesinin üzerinden tam 12 yıl geçti" sözleriyle başlayan grup, siyasi partileri, örgütlerindeki başörtülü milletvekili aday adaylarını listelerinde seçilebilecek sıralardan aday göstermeye çağırdı.

Başörtülü milletvekili adayı kampanyasına karşı muhafazakâr medyada ilk bayrağı Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç açtı.  Bulaç AKP'ye kapatma davası açılmaması için "başörtüye boş verilmesi" gerektiğini belirtirken "Bu seçimde de başörtülü aday olmayıversin" ifadesini kullandı. Bulaç, "iyi niyetli bayanlar üzerinden AKP'ye tuzak kurulduğunu" da iddia etti. Aynı gazetenin yazarlarından Mehmet Kamış da, tartışmayı "anlamsız ve zamansız" bulduğunu yazdı.

Başörtülü vekili daha önce desteklediğini vurgulayan Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren de, başörtülü milletvekili adayının "sistemin AKP'ye yaptırım uygulamasına neden olabileceğini" belirterek kampanyayı eleştirdi. "Başörtülü aday yoksa oy da yok" demenin AKP'yi zayıflatacağını belirten Taşgetiren, kampanyanın toplumda bir karşılık bulamayacağını da öne sürdü.

Muhafazakâr medyanın önde gelen erkek yazarları arasında başörtülü milletvekili adayını savunan önemli isim ise, Fehmi Koru oldu. Koru, Zaman gazetesindeki yazısında başörtülü milletvekili adaylığının "demokratik zorunluluk" olduğunun altını çizerek kampanyayı destekledi.

'Bayrağı Kemalistlerden devraldınız'HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca ise, "İslamcı aydın oryantalizmi" başlıklı yazısında İslamcı erkeklerin "dindar kadınlardan sadece erkeklerin çoraplarını yıkamasını" beklediklerini belirtirken, "Biz başörtülü kadınların tek bir hakkı vardır: Sizi ve sizlerin temsil ettiği gücü ve iktidarı övme ve ona hizmetçi olma, hazır kıta olma hakkı!.. Öyle mi?.. Buna içine Mahmut Esat Bozkurt kaçmış oryantalizm denir" ifadesini kullandı.

Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan da, İslamcı yazarların kampanyaya tepkilerini Yeni Şafak'taki köşesinde köşesinde  "Muhafazakâr yazarlar, bayrağı Kemalistlerden devraldı" sözleriyle eleştirdi.

Kampanyanın karşı karşıya getirdiği yazarların yazıları şöyle:

Başörtülü milletvekili demokratik zorunluluktur/ Fehmi KoruZaman- 6 Nisan 2011Kendilerini dışlanmış hisseden başörtülü kadınlar daha görünür hale gelmek, toplumsal alanda söz sahibi olmak istiyorlar. Onlara bunun çok görülmesi vahim yanlışlığı kalıcılaştırabilir.Kadınsız demokrasi eksik demokrasidir.

Mümkün olduğu kadar çok parti, mümkün olduğu kadar nitelikli başörtülü adayla toplumun karşısına çıkmanın yollarını aramalı.Aksi halde demokrasimiz hep eksik kalır.Koru'nun yazısının devamı için tıklayın

Başörtülü aday/ Ahmet Taşgetiren Bugün - 6 Nisan 2011AK Parti'yi ne ile suçlayabiliriz aday göstermediğinde?Cesaretsizlikle mi yoksa kasıtlı olarak aday göstermemekle mi?Türkiye'nin şu andaki durumunda, bir partinin hangi durumda ne ile karşılaşacağını en iyi görmesi gerekenler herhalde partiyi yönetenlerdir.Diyelim ki Tayyip Erdoğan korkuyor, bir sistem sorununun çözümü noktasında adım atamıyor. Ne demeli? Bence "Demek ki şartlar ona o cesareti vermiyor" demeli.Geriye ne kalıyor?"Oy yok" diyerek, AK Parti'yi zayıflatmak kalıyor.

Ahmet Taşgetiren'in yazısının devamı için tıklayın"Siyasette her şey olabilir"/ Hilal Kaplan

Yeni Şafak- 6 Nisan 2011

Eskiden Kemalistler "Tehlikenin farkında mısınız?" diye başörtülü kadınları işaret edip korku yayarlardı; bugünse Kemalistlerden bayrağı devralan bazı 'muhafazakâr' yazarlar "Tehlikenin farkında mısınız?" diye başörtülü vekil isteyen kadınları işaret edip halkı yayıyorlar. Hedefe konulmaya alışığız, dert değil. Ancak sonuç ne olursa olsun, bu yolda emek sarf edenlerden bir şey kaybetmez. Meclise başörtülü vekil girmese de her zamanki gibi "O ne güzel vekildir" deyip yolumuza devam etmeyi biliriz. Fakat bu haklı yola taş döşeyenler bunun vebalini nasıl öder bilemem.

Kaplan'ın yazısının devamı için tıklayın Başörtülü vekil meselesi zamansız bir tartışmadır/ Mehmet Kamış Zaman- 6 Nisan 2011Doğrusunu isterseniz 275 kadın milletvekili tartışmasını da, başörtülü aday yoksa oy da yok kampanyasını da bu bağlamda değerlendiriyorum. Bence anlamsız ve zamansız bir tartışma bu. Başta başörtüsü olmak üzere Türkiye'de bütün sorunların kaynağı olan askerî vesayet sistemini ortadan kaldırma imkânı varken, bunu yine başörtüsünü gerekçe göstererek bertaraf etme gayretlerini anlamak bir hayli zor.

Kamış'ın yazısının devamı için tıklayınİslamcı aydın oryantalizmi/ Nihal Bengisu Karaca HaberTurk- 03 Nisan 2011Kim derdi ki, dindar insanların bir-iki nesline önemli katkılar yapmış, onları seküler, üsttenci ve sömürgeleştirici mantığın içimize sokmaya çalıştığı aşağılık kompleksine karşı uyarmış biri, içinden çıktığı kesimin kadınlarına aynı aşağılık kompleksinin içinden bakacak?

Size göre sadece çoraplarınızı yıkaması gereken dindar kadınlar sizin de yıllarca yaptığınız gibi, bazı ticari faaliyetler içine girmişlerse ya da meslek sahibi olmuşlarsa bunu mutlaka “başörtüsü mağduriyetlerini kullanarak” yapmışlardır, öyle mi? Size göre sadece çoraplarınızı yıkaması gereken başörtülü kadınlar, sizin de yıllarca yaptığınız gibi düşünce kuruluşlarıyla, sivil toplum örgütleriyle yani kamusal hayatla temas eder, sorunları birlikte tartışır hale gelmişlerse, bu olsa olsa “casusluk” ya da “statü kazanma ihtirası” ile açıklanabilir, öyle mi? Size göre sadece çoraplarınızı yıkaması gereken başörtülü kadınlar “Başörtüsü İslam’ın beş şartı içinde yok” diyenleri eleştirdiği zaman bu Kuran’ın bir emrini hatırlatmak değil, “cemaati ve mahalleyi küçümsemek (!)” olmak olur, öyle mi! Öyle ya, “mahalle eleştirilecekse”, bu “eleştirme hakkı” olsa olsa, sizlerin hakkı olabilir. Biz başörtülü kadınların tek bir hakkı vardır: Sizi ve sizlerin temsil ettiği gücü ve iktidarı övme ve ona hizmetçi olma, hazır kıta olma hakkı! Kadın ve erkek, mutfak ve banyo, bütün üç oda bir salon evler, bu hakikati böyle bilsin! Öyle mi? Buna içine Mahmut Esat Bozkurt kaçmış oryantalizm denir.

Karaca'nın yazısının devamı için tıklayın Başörtülü aday/ Ali BulaçZaman- 2 Nisan 2011Bu sefer iyi niyetli bayanlar üzerinden AK Parti'ye yeni bir tuzak kuruyorlar. Ne değişti ki, AK Parti yeni bir kapatma davasıyla karşı karşıya gelmesin! Bana sorarsanız bu seçimde de başörtülü milletvekili olmayıversin, seçimden sonra yeni ve sivil bir anayasa çıksın, herkesle beraber başörtülüler de rahatlasın.

Bulaç'ın yazısının devamı için tıklayın