Eray Görgülü
İktidarın başörtüsü ile ilgili anayasa değişiklik teklifine imza veren ve partisinin desteğini açıklayan Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, diğer partilerin de düzenlemeye destek vermesini öngördüğünü açıkladı. “400’ü bulmaz ve referanduma giderse ülke adına iyi sonuçlar doğurmayacaktır” diyen Karaduman, ilkesel olarak temel hak ve özgürlüklerin referanduma götürülmesine karşı olduklarını da vurguladı.
Başörtüsü takmayı anayasal güvenceye alan ve evlilik kurumunu düzenleyen anayasa değişiklik teklifi AKP, MHP ve BBP’den 336 milletvekilinin imzası ile TBMM gündemine gelmişti. Teklifle ilgili muhalefetin tavrı merak edilirken, Saadet Partili Karaduman, teklife imza vererek partisinin de desteğini açıklamıştı.Destekle ilgili T24’ün sorularını yanıtlayan Karaduman, şunları söyledi:
“Sayın Temel Karamollaoğlu Bey'le koordineli ve istişareli bir şekilde alınan bir kararın neticesi olarak imza atılmış olundu. Tabii Milli Görüş hareketi olarak her zaman inandığımız doğruları savunurken yanlış bulduğumuz hususların da karşısında olmayı her zaman bir sorumluluk ve mesuliyet gereği olarak izah etmeye çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz.Son dönemde savunma sanayiyle ilgili atılan adımların önemli olduğunu ve desteklediğimizi ilan etmiş olduk ki Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu'nun da İstanbul'daki Teknofest'i ziyaret etmesi de bunun bir yansımasıdır. Aynı şekilde Ayasofya Camii'nin yani cami statüsüyle açılması da bizim elbette ki son derece önemli bulduğumuz, tasvip ettiğimiz bir husustu. Diğer taraftan da başörtüsü meselesi yıllar yılı ülkemizin önemli temel hak ve özgürlükler çerçevesinde de ele aldığımız zaman önemli sorunlarından bir tanesiydi. Aslında anayasada yani insanların inancından dolayı kınanmaması gerektiği ve suçlanmaması gerektiği ifade edilse de maalesef buradaki tanımın net olmamasıyla birlikte sürekli başörtülülerin aleyhine cereyan eden bir durum haline geldi.
Türkiye'de bugün insanların başörtüsünden dolayı üniversitelere yıllar yılı alınmaması temel hak ve özgürlüklerinin ellerinden alınması, kamusal hizmetlerden faydalanma noktasında eşitlik ilkesine de aykırı olarak cereyan eden bu durum, milletimizin de zihninde önemli bir travma oluşturmuştur. Yani bugün Türkiye'nin hâlâ bu sorunu konuşuyor olmasını da biz kabul edemiyoruz. Başörtüsünün artık anayasal bir hakla tanımının yapılması ve bu meselenin artık bir daha Türkiye'de sorun olarak gündeme gelmemesi bizim elbette ki önemli taleplerimizden bir tanesiydi.Bu açıdan da Türkiye'de tarihsel bir travmaya da sahip olan bu meselenin çözüme kavuşmasına destek vermek zaten bizim öncelikli vazifelerimizden bir tanesidir. Bunu kim yaparsa yapsın yani hangi siyasi parti başörtüsü meselesinin çözümüne dair bir adım atacak olsa bizim elbette ki ona destek olmamız icap eder. Anayasada aslında ailenin korunması da anayasada açık bir şekilde belirtilmesine rağmen son dönemlerde hem inancımıza yakışmayan, hem geleneklerimize, örfümüze yakışmayan, hem küresel anlamda da aile yapısına müdahale edilen ve bizim ülkemizde de özellikle aile kurumunun ve aile yapısının içinin boşaltılmaya çalışıldığı ailenin itibarsızlaştırmaya çalışıldığı bir süreçle maalesef sistematik bir süreçle de biz karşı karşıyayız.Bunların biz sonuna kadar karşısındayız. Bizim aileden anladığımız şey inancımızın örf adetimizin ve yıllar yılı bu milleti ayakta tutan dirayetin temsil ettiği değerler aileyi bir kadın ve bir erkekten meydana gelen bir kurum olarak tanımlar. Dolayısıyla aile ancak ve ancak bir kadından ve bir erkekten meydana gelebilir.”
Karaduman, teklifteki, “hiçbir kadının dini inancı sebebiyle tercih ettiği kıyafetinden dolayı herhangi bir temel hak ve hürriyetini kullanmaktan yoksun bırakılamayacak” ifadesine getirilen muğlaklık eleştirilerine ise, katılmadığını belirtti. Karaduman, “biz, herhangi bir muğlaklık görmüyoruz” dedi.Karaduman, “Bu meselenin tanımlanış biçimi başörtüsü üzerinden genel bir tanımlama yapıldığı için daha alt detaylar değil de daha üst başlık olarak bu başörtüsü meselesinin gündeme getirildiğini düşünüyoruz. Bundan dolayı da böylesi bir çekincemizin olmadığını ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Karaduman, iktidarın başörtüsü düzenlemesini referanduma götürmek istemesi durumunda partisinin tavrının ne olacağı ile ilgili de, şöyle konuştu:
“Temel hak ve özgürlüklerin referanduma götürülmesi, halk oylamasına sunulması tehlikeli sonuçları da söz konusu olabilir. Bunu bu şekilde ifade edebilirim. Ancak diğer taraftan ben genel kurulda bunun onanacağı kanaatindeyim. Muhalefet partilerinin de bu anayasa değişiklik teklifine destek vereceği kanaatindeyim.Yani aksi halde 400’ü bulmaz ve referanduma giderse ülke adına iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Sadece ülke adına değil bu muhalefet adına da iyi sonuçlar doğurmayacak bir süreci oluşturacaktır. Bundan dolayı ilkesel olarak bu yani başörtüsü meselesinin ne bundan sonra ne lehte ne de aleyhte istismar edilmesinin önüne geçmek adına mutlaka muhalefet partilerinin de bu meseleyi artık Türkiye'de bir daha konuşulmamak üzere çözüme kavuşturulmasını temin eden tarafta olunması gerekir. "
Karaduman, başörtüsü düzenlemesinin Altılı Masa'da müzakere edilip edilmediği ile ilgili ise, şunları söyledi:
“Önümüzdeki ilk toplantıya ev sahipliğini Gelecek Partisi Sayın Davutoğlu yapacak. Orada da bu mesele gündeme gelecek, ancak destek yönünde bir kanaatin çıkabileceğini yüksek ihtimal görüyorum. Dolayısıyla Altılı Masa da başörtüsü başta olmak üzere anayasa değişiklik teklifine destek verecektir. Burada toplumsal bir uzlaşının mutlaka sağlanması icap eder ki aslında anayasalar bir bakıma toplumsal uzlaşı metinleridir.Sadece bir partiyi ilgilendiren hususlar olmadığı için toplumda 85 milyon insanımızı doğrudan ilgilendiren hususlar olduğu için. Burada sadece belirli partilerin görüşleri değil. Bütün siyasi partilerin ortak ve müşterek görüşlerinin de mutlaka dikkate alınması icap eder. Bunu temin etmek de ülkeyi yönetenlerin, iktidarın ve hükümetin vazifesidir.Bu çerçevede bu teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getiren Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de siyasi parti gruplarını ziyaret ederek. bu çekinceler varsa muhalefet partilerinin bu metinle ilgili çekinceleri ya da endişeleri kaygıları varsa bunları da gidermesi icap eder. Bu noktada yapılacak ziyaretlerin de önemli olduğu kanaatindeyim.”
Karaduman, TBMM’de 400 oyun bulunması halinde yine de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlemeyi referanduma götürmek isteyebileceği iddiaları ile ilgili de şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuyu referanduma götürmeyeceği kanaatindeyim. Temel hak ve özgürlükler çerçevesinde bunun referanduma götürülmesini ben, ilkesel olarak doğru bulmuyorum. Umarım onlar da doğru bulmuyorlardır. Bundan dolayı ben, referanduma götürülmeyeceği kanaatindeyim. İkincisi de siyasal olarak da bunun iktidar aleyhine doğuracağı sonuçlardan dolayı da bunu referanduma gitmeyeceğini düşünüyorum. Şahsi kanaatim, 400’ün üzerinde oyla anayasa değişikliğinin gerçekleşeceği yönünde ve referanduma da gitmeyeceği şeklinde.”