Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırımlar, Rus sermayesinin uluslararası dolaşımını önemli ölçüde kısıtladı.
Türkiye ise Rusya'ya Birleşmiş Milletler'in uyguladığı yaptırımlar dışında herhangi bir yaptırım uygulamayan az sayıda Avrupa ülkesinden biri.
Peki bu durum, Rus sermayesinin Türkiye'ye yönelmesine yol açabilir mi? Uzmanlara sorduk.
Yabancılara satılan her 9 konuttan birini Ruslar alıyordu
Rusların Türkiye'den aldığı konut sayısının sonbahardan itibaren artışa geçtiği görülüyor.
Bu sadece Türkiye'de yabancılara konut satışının artmasıyla ilişkili değil; Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre 2019'da yabancılara satılan her 16 konuttan birini Ruslar alırken bu oran Şubat 2022'de her 9 konuttan birine yükseldi.
24 Şubat'ta başlayan savaşın ardından nasıl bir değişim yaşandığını görmek için Nisan ortasında açıklanacak Mart verilerini incelemek gerekecek.
Fakat sektörün içindeki isimler Rusların ilgisindeki artışa tanık olduklarını söylüyor.
Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği (GİGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Akbal 10 Mart'ta Alman yayın kuruluşu DW'ye yaptığı açıklamada, son günlerde Türkiye'den konut almak isteyen çok sayıda Rus'un kendilerini aradığını, eskiden 50-100 bin euroluk konutlara ilgi gösterilirken, artık bu ortalamanın 200 bin euroya yaklaştığını söylemişti.
BBC Türkçe'ye bilgi veren GİGDER Koordinatörü Yavuz İnan da ilk bilgilere göre Antalya'ya yoğun talep olduğunu, tatil amaçlı tercih edilen şekilde kiralama ve satışlar yapıldığını belirtti.
Yabancılara konut satışında sektörün yüzde 25'ini temsil ettiklerini belirten İnan, 70 civarındaki üyeleriyle bir anket yaptıklarını ve sonuçlarını önümüzdeki hafta yayınlayacaklarını aktardı.
Peki emlak sektörü dışında da Rus yatırımları görülebilir mi? Rus sermayesinin Türkiye'ye yapacağı büyük yatırımlarla iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler geliştirilebilir mi?
Bu soruları Rus Türk İşadamları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Yavuz'a yönelttik.
Yavuz, Rus iş insanlarının Türkiye'ye ilgisinde çok büyük bir artış yaşandığını söylüyor:
"Bunun iki nedeni var: Birincisi Türk hava sahasının Rusya'ya açık olması nedeniyle Türkiye hem Rus iş insanları için, hem de toplum için bir köprü haline geldi. İkincisi de Türkiye'nin BM yaptırımları dışındaki yaptırımları uygulamaması.
"Özellikle Rusya'daki iş dünyasında AB ve Batılı ülkelerle iş yapan büyük şirketlerin çok büyük bir bölümü, ofislerinin bir kısmını Türkiye'ye taşıdı. Yöneticilerinin bir kısmı da Türkiye'ye taşındı."
Ofislerini taşıyan şirketler arasında büyük enerji, bilgi teknolojileri (IT) ve maden şirketlerinin de olduğunu belirten Yavuz, Batılı şirketlerden mal alamayan Rus şirketlerinin Türk şirketlerine yöneldiğini de ekliyor:
"Ruslar Türkiye'de tekstil, hazır giyim, deri, hafif sanayi, gıda, kimyasallar ve özellikle de otomobil ile makine yedek parçalarına ilgi gösteriyor.
"Bu çok önemli çünkü otomotiv sanayisindeki pek çok AB markası Rusya'dan çıktı veya faaliyetlerini durdurdu.
"Rusya da ihtiyaç duyulan parçalar konusunda Türkiye'de ciddi bir araştırma başlattı."
Yavuz Rusya'nın Türkiye'de şirket kurma ve Türk şirketleriyle iş yapmanın yanı sıra Türk şirketlerini Rusya'ya da davet ettiğini söylüyor:
"Özellikle hafif sanayi sektörüne büyük bir ilgi var. Rusya'da ortak yatırım yapma girişimleri göze çarpıyor. Rusya'da özel ekonomik bölgelerden, Moskova ve dışındaki bölgelerden Türk KOBİ'lerine ciddi bir talep var.
"Bunu özellikle bölge valiliklerinin yaptığı açıklamalardan çok net görebiliyoruz. Bölge yönetimleri Türk şirketlerine önemli fırsatlar sağlayabileceklerini, vergi ve diğer konularda yardımda bulunacaklarını açıklıyor."
Salahattin Yavuz, Türkiye'ye yatırım yapmaya başlayan Rus şirketleri arasında IT sektörünün öne çıktığını da ekliyor:
"IT sektörü önemli, teknolojik bir sektör. Bunların çoğu ABD veya Avrupa ile iş yapan şirketler olduğu için Türkiye'ye yeni yatırımları söz konusu oldu."
Yavuz, Türkiye'ye yalnızca sermayenin gelmediğini, bir beyin göçünün de yaşandığını belirtiyor, özellikle yazılımcıların ve bankacılıktaki IT sistemlerinde çalışanların önemli bir kısmının Türkiye'ye gittiğini aktarıyor.
Rusya'nın Visa ve Mastercard gibi ödeme sistemlerinden çıkarılmasıyla birlikte iki ülkenin finans akışında yeni arayışlara girdiğini söyleyen Salahattin Yavuz, iki ülke arasındaki ticarette ruble ve TL kullanımının artmasını bekliyor.
Bluebay Varlık Yönetimi'nin Türkiye, Rusya ve Ukrayna üzerine çalışan ekonomisti Timothy Ash de Türkiye'nin Rus sermayesinin çıkabileceği birkaç ülkeden biri olduğunu ve bu yüzden Rusların Türk bankalarını kullanmakta istekli olacağını tahmin ettiğini söylüyor.
Peki Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen şirketler, Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle Türkiye'deki bankalarda zorluk yaşıyor mu?
Yavuz, Türk bankalarına derecelendirme veya lisans veren kuruluşların, Rusya'da yaptırım altında olan kişi veya kuruluşların Türk bankalarında bir şekilde işlem yaptığını tespit etmesi durumunda bu bankaların baskı altına gireceğini, fakat yaptırım listesinde olmayan Rus şirketleri ve bireylerinin Türkiye'deki hizmetlerden faydalanabileceğini belirtiyor.
Tim Ash de Türk bankalarının daha önce İran yaptırımlarını deldiği gerekçesiyle dava açılan Halkbank'ın yaşadığı sorunları yaşamak istemeyeceğini ve bu yüzden çok dikkatli olacaklarını belirtiyor.
Türkiye'nin Batı ile sorun yaşamadan Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerine devam edebilmesi durumunda iki ülkenin stratejik, önemli ve uzun vadeli bir işbirliğine girebileceğini belirten Yavuz, önemli oligarkların ve işadamlarının Türkiye'ye ilgisinin devam edebileceğini de ekliyor:
"Daha fazla Rus sermayesinin Türkiye'ye gelmesi durumunda dış ticaret dengesi Türkiye lehine ciddi bir şekilde değişebilir.
"Bunu sadece özel sektöre bırakmamak, devletler arasındaki özel stratejik anlaşmalarla yapmak lazım. Bu belki de Türkiye için bir dönemeç noktası."
Peki bu durum Türkiye'nin Batı ülkeleriyle ilişkilerinin kötüleşmesine yol açabilir mi?
Bluebay Varlık Yönetimi'nden Timothy Ash, Batı ülkelerinin Rusya'dan "kara para olmayan" sermayenin çıkışını destekleyeceğini, bunun Putin hükümetinin işini zorlaştıracağını söylüyor:
"Fakat burada Türk bankalarını bekleyen sorun, hangi sermayenin temiz olduğunu, hangisinin Putin'in çevresindekiler ve yaptırıma uğrayan kişiler tarafından getirildiğini tespit etmek."
Ash, "Rus elitlerinin kara para aklama konusunda son derece başarılı olduğunu" da vurguluyor.
Dış ticaret açığı ve döviz sıkıntısı yaşayan Türk hükümetinin de Rusya'dan çıkan sermayeyi çekmekte istekli olacağını söyleyen Ash, "Böylece 2023'teki seçimlere kadar politikalarını devam ettirmek isteyeceklerdir" diyor ve ekliyor:
"Erdoğan yönetiminin kamu bankalarına Rus sermaye akışını çekme mesajı verdiğini düşünüyorum.
"Batı Türkiye'nin yaptırımları ihlal etmediğinden emin olmak zorunda."
Ash, Türkiye'nin ödeme güçlüğü çekip Rusya'ya yönelik yaptırımları delme ihtiyacı duymaması için Batı'nın Ankara'ya daha fazla finansman sağlamaya ihtiyaç duyabileceğini de belirtiyor.