Batı'da çocuğa yönelik cinsel istismar nasıl cezalandırılıyor?

Türkiye'de yeni bir kanun değişikliği tasarısı ile gündeme gelen çocuklara yönelik cinsel suçlar, çocuk istismarının cezalandırılmasında yaş sınırı ve rıza gibi konuları da tekrar tartışmaya açtı.

22 Ekim'de TBMM'ye sevk edilen kanun

Düzenleme, cezanın alt sınırını 8 yıldan 10'a, istismarın sarkıntılık düzeyine kaldığı durumlarda ise 3 yıldan 5'e çıkarmayı öngörüyor.

8 soruda: Çocukları cinsel istismardan korumak için ne yapmalı?

Değişikliğin gerekçesi ise, Anayasa Mahkemesi'nin 14 Temmuz'da "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına" ilişkin hükmü iptal etmiş olması. İptal edilen birinci ve ikinci fıkra ise, bu tasarıyla yeniden düzenleniyor. İptal kararının 12 Aralık 2016'da yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bazı hukukçulara göre yeni teklif, "rıza yaşını 15'ten 12'ye indirerek ceza kademelendirmesi yapıldığı" eleştirisini getiriyor.

Çocuk Vakfı, düzenlemenin "sadece on iki yaşını doldurmamış çocuklara yönelik istismar hâli için ceza miktarının yükseltilmesi ile yetindiğini" söylüyor.

BBC Türkçe'ye konuşan çocuk hakları avukatı Seda Akço'ya göre yeni teklif bu şekilde Anayasa Mahkemesi'ne götürülürse, yeni bir iptal kararı verilecek ve asıl risk burada.

"15 yaşa ilişkin olan kriter iptal edilirse ve iptallerde dengesizlikler sürerse, işte o zaman yaş sınırı 12'ye düşecek" diyen Hümanist Büro'dan Seda Akço'ya göre teklifin getirdiği riskler şu şekilde:

"Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına konu olan hükümler aynen korunuyor. Ek olarak 12 yaş altı için getirilen düzenleme acilen yapılmazsa ya da yeniden iptal kararı verilirse, çocuk istismarcılarına hüküm verileceği sırada suç olarak tarif edilebilecek bir eylem gösterilemeyecek ve davalar düşecek. Ancak tasarı yasalaşırsa, bir problem yok."

Seda Akço, "O kadar sonuna geldik ki, acilen herhangi bir düzenleme yapılmalı" dedi. Ancak düzenlemenin bu halini uygun bulmadığını da sözlerine ekledi.

Akço, "Sadece mağdurun değil failin yaş ve statüsüne ilişkin yeni bir kriter getirilmesi gerekli" dedi ve şöyle devam etti:

"Rızaya bağlı ilişki ve akranlar arası ilişkinin suç olmaktan çıkarıldığı, evlenmeyi cezasızlık sebebi haline getirmeyen, erken evlendirme ve zorla evlendirmeyi, bunun yanında 18 yaşın altındaki küçüklere yönelik her türlü davranışın çocuğun cinsel istismarı olarak kabul edildiği bir düzenleme öneriyoruz."

Türkiye, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi'nin imzacılarından.

Peki imzacı olan diğer ülkelerde çocuklara cinsel istismar suçlarına yönelik yasal düzenlemeler nasıl?

Türkiye'de olduğu gibi, İngiltere, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinin, cinsel istismarda yaş kategorileri benimsediği dikkat çekiyor.

ABD ve İngiltere'ye benzerlik gösterdiği düşünülen Türkiye'deki cezaların, birçok Avrupa ülkesine göre daha fazla olduğu, ABD ve İngiltere'de cinsel suçlara verilen cezaların birçok Avrupa ülkesine göre daha ağır olduğu bildiriliyor.

Ancak, konuştuğumuz hukukçular cezanın artırılmasının nihai çözüm olmayacağı konusunda hemfikir.

İngiltere'de, 16 yaşından küçük çocuğa tecavüzle suçlanan birinin çocuğun rızası olduğunu savunması mümkün değil.

İlgili kanun, 13 yaşın altındaki bir çocukla herhangi bir cinsel ilişkiyi tecavüz olarak değerlendiriyor ve ömür boyu hapis cezası öngörüyor.

Ayrıca, 16 yaşından küçük çocuklara yönelik, fiziksel temas olduğu ve olmadığı durumları kapsayan cinsel eylemler suç olarak sayılıyor. Çocuk ve gençlerin de diğer çocuklara cinsel suçta bulunduğu düşünülerek, yasa 18 yaşın altındaki failleri de kapsıyor.

Rıza yaşının 16 ile sınırlandırıldığı İngiltere'de, 16 yaşın altındaki çocuklarla her türlü cinsel aktivite suç sayılırken, yaşları birbirine yakın olan çocuklar istismarın olmadığı ve iki tarafın da eylemi onayladığı durumlarda suç kabul edilmiyor.

Çocuk Vakfı'nın hazırladığı rapora göre, Almanya 14 yaş ve İngiltere 13 yaş ile cezalandırmada en düşük yaş eşiğine sahip ülkelerden.

Fransa 15 yaşı sınır kabul etse de, 15 yaşından büyük çocuklara yönelik cinsel davranışları da istismar kapsamına alarak hapis ve para cezası öngörüyor. Fransa'da çocuğa tecavüz on beş yıl, cinsel davranışta bulunmak beş yıl hapis ve para cezası getiriyor. Ancak suçun mağdur üzerinde otorite ve güven sahibi biri tarafından işlenmesi gibi bazı haller, hapis cezasını 10 yıla çıkarıyor. Bu güven ilişkisi, aile üyelerinden öğretmen ve psikologlara failin birçok statüsünü kapsıyor.

Rapora göre, 18 yaşa kadar çocukları cinsel istismardan koruyan olasılıklara en fazla yer veren ülke ise, Belçika.

ABD'de, bazı istisnalar dışında çocuğa istismar suçlarında yerel otoriteler eyaletlerin kendi yasaları kapsamında 15 ila 30 yıl arasında hapis cezası veriyor. Suçlunun kaçırarak ya da tehdit, ağır şiddet ve ölüme varan sonuçlarla çocuğu istismara zorladığı durumlarda ceza daha da ağır. Çocuğun rıza yaşı ise 16 ve 18 arasında değişiyor.

Almanya'da ise, 14 yaşın altındakiler çocuk, 14-18 yaş genç, 18-21 ise genç yetişkin olarak sayılıyor. Yasa, 14, 16 ve 18 yaş altı için farklı hükümler getirirken, cezalar 6 ay ila 10 yıl arasında değişiyor. Ülkede, failin yaşı ve pozisyonuna göre de farklı hükümler veriliyor.

Türkiye'nin de dahil olduğu ülkeler arasında, yaş sınırı ve cezalarda artırmaya gitmek yaygın bir uygulama olsa da, çocuk hakları savunucuları bunun "bir suç sarmalını" devam ettirdiği ve "çocuk hukuku değil ceza hukuku odaklı" olduğu görüşünde.

BBC Türkçe'ye TCK'daki yeni düzenlemeyi ve dünyadaki örnekleri değerlendiren Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, "İki temel eksiklik var; çocuk hakları temelinde politikalar olmadığı için şiddet, ekonomik, psikolojik istismar türlerinde başvuru noktalarının belirlenmemiş olması ve cezaların artırılmasının kurtuluş olarak görülmesi" dedi.

Mustafa Şirin'e göre, tasarı sosyal koruma ve rehabilitasyon anlayışından yoksun düzenlenmiş.

"Çocuk dostu medya anlayışına tam olarak uygun olmadığını düşünsemde, Türkiye medyası sayesinde bu sorun daha görünür oldu" diyen Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin'e göre, asıl sorun "çözümün kültürel olduğunun fark edilmemiş olması".

"Kültürel farklılıklara ve coğrafyalara indirgendiğinde, bu cezaların hiçbiri daha az ya da daha çok değil. Hep batı örnek veriliyor ama bu suçlar orada da hiç az değil. En azından başvuru birimleri etkin olduğu için, 24 saat çocuklar korunmaya alınıyor. Oysa cezaların azlığı değil, sosyal politikaların gerçekleşmemesi cinsel istismarı körüklüyor."

Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erdem Özkara, suçluların bulunması, delillerin toplanması ve çocuk ve yetişkinlerin bilinçlendirilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini söylüyor. Özkara, cezalar artarsa, başka suçlarla istismarı kamufle edileceğinden endişeli.

"Çocuklara dokunma kültürü bizde çok fazla. İyi dokunma - kötü dokunma ayrımının öğretilmesi lazım. Aile içi, ensest ilişki, çocuk gelinler gibi konuların görmezden gelinmesi asıl sorun."

Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, "kız erkek ayrımı yapmaksızın, çocuk evliliklerini de kapsayan, çağrı hatlarıyla sınırlı kalmayan" bir koruyucu modelleme önerdi.

Şirin, "Çocuğa yönelik mahalle köy ve kentlerde ülke ölçekli, çocukların kolay erişim sağlayacağı adalet mekanizmaları ve polise erişim, rehabilitasyona yönelik yaygın eğitim modellerinin olması gerekli" diye vurguladı ve ekledi:

"Yaş ister 12 ister 15'den az olsun. Bu haliyle yasalaşırsa istismar er ya da geç gündemimizden düşmeyecektir. Çocuk Vakfı'nın görüşü ise, 18 yaş sınırıdır. İnsan hakları temelindeki evrensel ölçütler ve hep çocuğun öncelikli yüksek yararı yaklaşımıyla ortak iyilere ulaşması amaçlanmalıdır. Olması gereken modelin adı, Çocuğa Yönelik Sosyal Koruma Sistemi'dir."