Bavyera sağ popülistleri cami istemiyor

Bavyera sağ popülistleri cami istemiyor

Almanya İçin Alternatif (AfD) adlı siyasi parti, koyu Katolikliğiyle bilinen Bavyera eyaletindeki teşkilatı, Müslüman ibadethanelerini gözüne kestirdi. Sağ popülist partinin eyalet alt teşkilatı İslam düşmanı program taslağında "cami yapılmasının ve camilerin kullanılmasının" yasaklanmasını talep ediyor.

Programda "camilerin sadece toplu ibadet değil, Batılı hukuk düzeninin ortadan kaldırılmasını amaçlayan İslami düşüncenin yayılması için de kullanıldığı" dile getiriliyor.

Parti eyalet teşkilatı "Kur'an-ı Kerim'in yalan ve desiseye izin verdiğini" ve "İslam'ın dünyaya hâkim olma hedefine 190 ülkeden 57'sinde daha da yaklaştığını" da program taslağında dile getiriyor.

Din hürriyetine saldırı

Program taslağını hazırlayanlar son hamlelerinin din ve ibadet hakkını teminat altına alan Alman Anayasası'na aykırı olduğunu fark ettiler. Sağ popülistler, özgürlüklerin de sınırı olması gerektiğini savunuyorlar. Aynı zamanda da "Anayasayı hazırlayanların, suça teşvik eden ve dünya hakimiyetini hedefleyen dinlerin de anayasanın uygulanma alanına girebileceğini tahmin edemediklerini" savunuyorlar.

Program taslağının, AfD bünyesindeki ‘kanat' adlı radikal grup tarafından hazırlandığını söyleyen Bavyera teşkilat başkanı Petr Bystron bu görüşlere katılmadığını ancak yazılanlardan haberi olduğunu açıkladı.

Byston program taslağının parti genel merkezinin geçen hafta yayınladığı resmi manifestosuna ‘karşı öneri' mahiyetinde olduğunu belirtti. Radikal ‘kanat' manifestonun bazı maddelerine karşı çıkıyor. Almanya İçin Alternatif partisinin program halindeki temel ilkeleri nisan ayı sonundaki kongrede delegelerin oyuna sunulacak.

Cami yapılmasının yasaklanması, sağcı partinin şimdiye kadar din politikasıyla ilgili olarak yaptığı en aşırı öneri sayılıyor. Yazılı metinde, "İslam Almanya'ya ait değildir" deniyor. Almanya'da toplam nüfusun yüzde beşine tekabül eden 4 milyon Müslüman yaşıyor.

Son eyalet seçimlerinde yüksek oranda oy toplayan Almanya İçin Alternatif kamusal alanda kadınların Burka ve Nikap'la kapanmasının yasaklanmasını istiyor. Aynı zamanda İslam dininin dış etkisinin kısıtlanıp din adamlarının Almanca tedrisat yapan Alman üniversitelerinde yetiştirilmesini de talep ediyor.

Üç parlamentoda temsil ediliyor

AfD'nin parti programı mart ayında yapılan üç eyaletteki parlamento seçimlerinden sonra Alman iç politikasının en çok tartışılan konuları arasına girdi. Partinin başarısında Başbakan Merkel'in mülteci politikasına gösterilen tepki etkili olmuştu. İlgi alanını genişleten parti son olarak İslam'ı hedef tahtası yaptı.

Program taslağı 13 Mart seçimlerine kısa süre kala ‘Correctiv' adlı araştırma merkezi tarafından yayınlanmıştı. Taslakta kamu özerk radyo ve televizyonlarının özelleştirilmesiyle de ilgili tartışmayı maddeler yer alıyor. AfD aynı zamanda işsizlik yardımının ‘özelleştirilmesini' ve eşsiz çocuk yetiştirenlere yapılan yardımların kesilmesini de istiyor.

Bütün bu maddelere AfD'nin 24 Mart'ta açıkladığı parti program taslağında yer verilmiyor. Ama bu partinin dünya görüşünü değiştirdiği anlamına da gelmiyor. AfD mecburi askerliğin geri getirilmesini ve toplumun ‘çekirdeği' olarak tanımladığı geleneksel aile yapısına devletin daha fazla önem vermesini istiyor.

Silah ve aile politikaları

AfD program taslağında silah bulundurma ve taşıma yasasının yumuşatılmasından yana görüş bildirmemekle birlikte yasanın sertleştirilmesine de karşı çıkıyor. Taslakta, "Liberal hukuk devleti vatandaşlarına güvenebilmelidir" deniyor. Alman sağ popülistleri, böyle bir devletin vatandaşın yasal yoldan silah edinmesine hoşgörü gösterip, bireyin hareket serbestisini teminat altına almasını da talep ediyorlar.

Tek başına çocuk yetiştirenlerle ilgili program maddesi sonradan yumuşatılmış olmakla birlikte, taslağın basına sızan yeni versiyonunda AfD'nin ‘şahsi tercihe dayalı yalnız yetiştirme şeklindeki hayat tarzının devlet tarafından finanse edilmesine karşı olduğu' vurgulanıyor.