Sel felaketine uğrayın bölgeleri gezen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ”Bu bir doğal felaket değil belediyecilik rezaletidir ” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İstanbul’da yaşanan sel felaketini "Bu hiç kuşku yok ki bir doğal afet olarak anlaşılamaz. Bu bir belediyecilik, kentleşme ve imar rezaletidir" sözleriyle değerlendirdi.
Baykal, İstanbul’da yaşanan selde zarar gören bölgeleri gezdi. Selde büyük zarar gören ve 13 kişinin yaşamını yitirdiği tır parkını da ziyaret eden Baykal, İstanbul’un hemen yanı başında, havaalanına çok yakın bir bölgede böyle bir facianın yaşandığına dikkat çekerek, Ayamama deresinin yıllardan beri taşan ve sel felaketlerine neden olan bir dere olduğunun bilindiğini, daha önce yaşanan felaket sonrası derede bir ıslah çalışması yapıldığını anımsattı.
"Şimdi o ıslah edilmiş derede ortaya çıkan tablo bu. Bu hiç kuşku yok ki bir doğal afet olarak anlaşılamaz. Bu bir belediyecilik, kentleşme ve imar rezaletidir. Tartışma götürmez bir gerçek" diyen Baykal, bu afetin bir yönetim problemi sonucunda ortaya çıktığının tartışma götürmez bir gerçek olduğunu söyledi. Tır parkının kurulma iznini, ruhsatını belediyenin verdiğine dikkat çeken Baykal, "Burada TIR parkı kuran kimlerdir, bunun ortaya çıkması lazım. Bu ıslah işini hangi müteahhit yapmıştır, İstanbul Belediyesi’nin hangi müteahhidi, daha önce çeşitli olaylara karışmış müteahhitler var, merak ediyorum, aklıma geliyor. Onlardan birisi midir, başka mıdır, kim yapmıştır?" diye sordu.
Bir dere yatağının tır parkı olarak kullanma ruhsatını verilmesinde büyük bir hata olduğunu vurgulayan Baykal, "Masum insanlar belediyenin verdiği izinle burada tırlarını park ediyorlar, içinde şoförler yatıyorlar ve sabahleyin sel felaketi sonucu canlarını kaybediyorlar. Bunun bir sorumlusu yok mu? Kim bunun sorumlusu? 16 yıldır burayı aynı anlayış yönetiyor. 16 yıldır burayı yönetenlerin bu faciada bir sorumluluğu yok mu Allah aşkına? Onları bu konuyla ilgisiz saymak mümkün mü?" diye tepki gösterdi. Devletin, belediyenin, hükümetin bu tip olayları önlemek için var olduğunu ifade eden Baykal şunları söyledi: "Doğru dürüst okulları yıkıyorsunuz, yakıyorsunuz. Ondan sonra buralarda çok açıkça büyük bir tehlikenin içine vatandaşları, milli serveti atıyorsunuz ve sonunda bir sel geliyor ve herşey allak bullak oluyor. Sonra buna izin verenler, göz yumanlar, buraya giden olayı baştan itibaren kendi sorumluluğu altında idare edenler ne oluyor? Takdiri ilahi diyor ve geçiyor. Böyle bir şey olur mu?"
Bu ruhsat burada nasıl verildi?
Büyük üzüntü içinde olduğunu bildiren Baykal, "Buradaki tır parkının sahibi kimdir? Bu kadar kolay ruhsat burada nasıl verildi, kime verildi? Karşı çıkılamaz birisi midir? Çok güçlü birisi midir? Gücünü nereden alıyor, kimden alıyor? Burada tır parkı niye yaptırıyorsunuz derenin üzerinde, derenin yanında?" diye sordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Vatandaş ev yapacağı yeri iyi bilsin, dere yatağına yaparsa böyle olur" sözlerine de tepki gösteren Baykal, "Sen yaptırıyorsun arkadaş, ruhsatlı buradaki senin tır parkın. Senin ruhsatınla. Böyle bir şey olabilir mi? Senin iznin ve onayınla olmuş, sen bunu yaptırtmışsın" dedi.
Bakın birkaç gün önce Makedonya’da bir gemi kazası yaşandığını, turistleri gezdiren geminin gölde battığını ve birçok insanın öldüğünü hatırlatan Baykal, bu olaydan sonra Makedonya’da Ulaştırma Bakanı’nın istifa ettiğini anımsatarak şöyle konuştu:
"Kimse çıkıp ne yapalım kardeşim sen bile bile buraya bindin, veyahut da sen aldın falan demedi. Bakan, derhal istifa etti. Bu benim sorumluluğumda olan bir şey dedi. Bu ülkenin turizminin güvencesi benim, benim ülkemde böyle bir olay oluyorsa demek ki ben bu güvenceyi vermeyi başaramamışım, bu ülkeme zarar verir dedi ve istifa etti. Burada bu facia yaşandı, kimse sorumluluk üstleniyor mu? Efendim o dönem bu dönem diyecek bir manzara yok, 16 yıldır sen götürüyorsun kardeşim, senin kadroların götürüyor. Aldın o kadroları kimisini Hükümet’e taşıdın, kimisini oraya buraya taşıdın. Şimdi Hükümet’i de birlikte götürüyorsunuz. Günahtır, buna mutlaka çok ciddi tepki göstermek gerektiğine inanıyorum."
Devlet nerede, Belediye nerede?
Baykal, daha sonra çevresinde bulunan vatandaşlara "Buraya Başbakan, Büyükşehir Belediye Başkanı, bir Bakan geldi mi?" diye sordu, vatandaşlardan "Gelmedi" yanıtını alınca şunları söyledi:
"Buraya gelmeyecek de nereye gelecek? 13 kişi resmen kabul ediliyor ki öldü. Yüzlerce tır tahrip olmuş, gel gör şurayı. Ayamama deresi İstanbul’un, Bakırköy’ün göbeğinden geçiyor. Havaalanının yanındayız. Uçağına giderken gel de bir bakıver bakalım. Ve bu niye oldu diye bir sor kendine. Çıkmışlar bize efendim kimisi diyor ki dünyada küresel ısınma var. Karbon gazı artıyor. Azot bilmemneyi oldu. Her yerde felaketler afetler filan... Böyle bir olay oluyor. Böyle bir olayı yaşayan bir ülke var mı? Bırakın İstanbul’un genelini, şu olayın yaşandığı bir metropol olabilir mi? Bize hikaye anlatıyorlar niye oldu niye bitti diye. Sen bırak o ukalalıkları, gel buraya burada hesabı ver. Bak burada canını kaybetmiş, ailesini kaybetmiş, malını kaybetmiş insanlar. Herkes perişan, devlet nerede, belediye nerede? Burada belediyeyi aramayacağız, burada devleti aramayacağız da nerede arayacağız? Bu soruyu sormanın zamanı, yeri burası değil mi? Burada görmek istiyoruz. Çok üzüntü verici bir olay. Geçmiş olsun, hepimiz üzüntü içindeyiz. Bu konuda tabii üzerimize düşen bütün takip görevini biz yapacağız. Parlamentoda arkadaşlarımız yapacak, biz yapacağız. Zarar gören insanların zararının telafi edilmesi için gerekenleri talep edeceğiz. Bu bölgede bir afet bölgesi düzenlemesine ihtiyaç olup olmadığı değerlendirilmelidir, olabilir. Onun mutlaka yapılması lazım. Burası gerçekten bir afet bölgesi haline gelmiştir. Burada canını, malını kaybetmiş olanlara devlet sahip çıkmalıdır."
İstanbul’da bu felakette yaşandığı gibi tehlike taşıyan 24 bin konut olduğuna dikkat çeken Baykal, "Ama o konutta insanlar yaşamaya devam ediyor. Türkiye’nin en öncelikli işi oradaki o insanları güvenli bir yere taşımaktır. Yarın başka bir tehlike çıkacak. Allah göstermesin bir yangın olacak, göçük, deprem olacak ya da sel baskını olacak, yağmur yağacak. Hayat duruyor" dedi. Baykal, "Yıllarca belediyeciliği çiçek dikmek diye anlayacaksın, Lale Devri yaşatacaksın, göz boyama, makyaj, onunla uğraşacaksın. Temeli, altyapısı böyle. Ve durup durup kaderin sillesini buradaki insanlar yiyecekler, canlarını kaybedecekler, mallarını kaybedecekler. Onu bir geçiştireceğiz, tekrar yola çıkacağız. Kabul edilebilir gibi değil. Büyük üzüntü içindeyiz. bunu biz çok ciddi bir konu olarak takip edeceğiz" diye konuştu.
İstanbul Valisi Muammer Güler’in yağma olmadığı yönündeki açıklamasını ise Baykal şöyle değerlendirdi: "Hükümet gerçekleri reddetmeyi yönetmek zannediyor, ya da belediye. Yok öyle bir şey diyor, o yok öyle şey demeci televizyonda yayınlanırken yağmalamanın görüntüsü aynı anda ekranda gözüküyor. Nerede kaldı senin belediye inanılırlığın, güvenilirliğin? Devlet anlayışın nerede, ya da vali olarak güvenilirliğin nerede? Sen o demeci veriyorsun, aynı anda yaşanan manzara ekranlarda gözüküyor." Yağma görüntülerinin çok "düşündürücü" olduğunu ifade eden Baykal, "Türkiye’de en güvendiğimiz noktalardan biriydi; bizim insanımız hele bir felaket anında felakete maruz kalanlara sahip çıkardı. Bir çözülme yaşanıyor Türkiye’de, onu da biliyoruz. Bu çözülmenin niye ortaya çıktığı da belli" dedi.