Baykal: Fener'e yasak Ergenekon'a serbest!

Baykal: Fener'e yasak Ergenekon'a serbest!
Baykal, partisince Bilecik'teki Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Deniz Fener'i için yayın yasağı getirilirken, Ergenekon soruşturması nedeniyle tutuklananlar için en ağır ifadelerin kullanıldığını söyledi. Baykal, "Herhalde Deniz Feneri dosyasının tercümesi seçimlere kadar bitmez" dedi. "Çantayı RTÜK'ün başındaki insan taşıyor""Eskiden insanlar yolsuzluğu şahsen yaparlardı, bireysel olurdu" diyen Baykal, şöyle konuştu: "Yolsuzluk yapan mahcup, yaptığı işin ayıp olduğunu, yanlış olduğunu, ahlaksızlık olduğunu bilir ama nedense yapar, bunun da ezikliğini taşırdı. Şimdi yolsuzluk tek başına yapılmıyor. Şimdi yolsuzluk teşkilatlı yapılıyor. 50 kişi bir araya geliyor. Başkan seçiyorlar, yönetim kurulu seçiyorlar, sayman seçiyorlar, kurye görevlendiriyorlar. Hukukçuları var. Her şeyi var. Şirket kuruyorlar, dernek kuruyorlar. İktidardan himaye görüyorlar. İktidar bunlara diyor ki 'Sizi kamuya yararlı dernek ilan ettim'. Bunlara vergi muafiyeti getiriyor. Bunlar teşkilatı kurduktan sonra Almanya'ya gidiyor. Orada vatandaşları dolaşıyorlar. Allah, Peygamber, din, iman. Bilmeyen de 'Ne güzel insan' diyor. 'Ramazanda zekat ve fitreyi bize verin, sizin yerinize hayır işleyelim, yoksulları doyduralım, giydirelim' diyor. İnsanlar güveniyor. Müslümanlığın vecibesi, gereği olarak vermek gereken fitreyi istiyor. Yani bunun üzerinden yolsuzluk yapılacağına kimin aklı yatar, kimin vicdanı kabul eder?" Paraların toplandığını ve kuryeyle gönderildiğini iddia eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çantayı kim taşıyor? RTÜK'ün başındaki insan taşıyor. En saygın ve itibarlı olması gereken kişinin kurye olarak çalıştığını Alman Mahkemesi söylüyor. Kim bu kişi? Başbakan Erdoğan'ın okul arkadaşı. Bu yere gelen para ne oluyor? Kendi adlarına şirket kuruyorlar. Alışveriş merkezi kuruyorlar. Sonra da kiralıyorlar, kazanç yoluna giriyorlar. Kimin parasıyla? İnsanların binbir emekleriyle kazandıkları paralarla şirket kuruyorlar. Başbakan'a sorduk, bunları tanıyor musun? 'Tanımıyorum' diyecek gibiydi ama bu işi yapanın çocukları, Başbakanın çocukları bacanakmış. Bunlar gerçek. Çıkıp 'Bunlar doğru değil. Bunlar yanlış, doğrusu şudur' desin. Hiç duydunuz mu, hiç bunlardan bahsediyor mu? Somut şeyler söylüyorum. Bunlar doğru. Eğer yanlışsa çık yanlışı söyle. Almanya'dan dosya istendi. " "Tercüme seçime kadar devam eder"Söz konusu dosyanın kaplumbağanın sırtında bile 6 ayda Türkiye'ye gelebileceğini ifade eden Deniz Baykal, şunları söyledi: "Koca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti getiremedi, CHP dosyayı aldı, getirdi. Ben de meydanlarda Başbakana işte dosya diye gösterdim. 'Hadi yakalayın' diyoruz. Diyorlar ki 'yok'. Neden? 'Şimdi tercüme ediyoruz' diyorlar. Herhalde seçime kadar bu tercüme işi devam eder. Seçim de biter. Deniz Feneri davası ile ilgili yayın yasağı konuldu. Sakın ha bu konuda hiçbir açıklama, yayın yapılmasın. Çünkü bu iş mahkemede. Mahkemenin tarafsızlığını zedelemeyelim, haksızlık yapmayalım, yanlış yere kimseyi suçlamayalım. Peki sen bu konuda yayın yasağı yapıyorsun da bak Türkiye'de başka bir dava görülüyor. 11 ay ne ile suçlandığını bilmeden insanlar ceza evinde kalıyorlar. Sonra o insanlar hakkında en ağır iftiralar, en ağır suçlamalar, ruh hastalarının hezeyanları belge diye gazetelerde televizyonlarda yayınlanıyor. Senin kılın bile kıpırdamıyor. Ondan sonra Deniz Feneri'ni aman konuşmayalım. Bunları söyleyince Başbakan çok kızıyor."