Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Geçen günlerde bir siyasetçinin çeşitli kendi parti içi hesapları ve politikaları çerçevesinde yaptığı çeşitli taktikler, o konuşmada beni de söz konusu etti. Açıkçası ben ciddiye almadım benimle ilgili söylenenleri" şeklindeki sözleriyle kendisini kasteden 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e cevap verdi. Baykal, "Sayın Gül, öyle anlaşılıyor ki cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bugüne kadar yapılan spekülasyonları ortadan kaldırma niyeti ve kararlılığı içinde değil" dedi.
Baykal, 2019'de yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Gül'ün yüzde 49'un adayı olabileceğini" söylemesinin ardından AKP'ye yakın çevrelerde yeni parti iddiaları gündeme gelmişti. Baykal, bu konuyla ilgili açıklama yapan Gül hakkında "Sayın Gül’ün yaptığı açıklamadan benim çıkardığım sonuç şu: Adalet ve Kalkınma Partisi çevrelerinin biraz kaygıyla karışık olarak gündeme getirdikleri olasılık o kadar da boşuna değilmiş. Yani Sayın Gül’ün böyle bir olasılığı kararlı bir tavırla reddeden bir tutum içinde olmadığı ortaya çıktı" görüşünü savundu.
Baykal'ın "Adayımız CHP'li olmayabilir. Abdullah Gül ismi gelirse ciddiye alırım" sözü sonrası başlayan tartışmaya dair Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu bir virüs hareketidir, fitne hareketidir. Deniz Baykal kendi başının çaresine baksın" demişti.
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise "Sayın Gül ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Sayın Gül’ün bu spekülasyonları behemahal (mutlaka) bitirmesi gerekir. Sayın Gül’ün net olmadığından dolayı da böyle sorularla karşılaşıyor. Eğer rahatsızsa böyle sorulardan net bir şekilde cevabını vermesi gerekir. Yok rahatsız değilse, cevapsız bıraktığı takdirde herkes bu soruyu her zaman sorma ve bununla da muhatap olmayla karşı karşıya kalacaktır. Benim tanıdığım Sayın Gül buna net bir cevap vermelidir” demişti.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 'yeni parti' ve 2019'da yapılacak olan cumhurbaşkanı seçiminde aday olabileceği yolundaki iddialara ilişkin olarak açıklama yapmıştı.
İstanbul Esenyurt'taki Serhan Tirit Merkez Camii’nde kıldığı cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı kastederek, "Geçen günlerde bir siyasetçinin çeşitli kendi parti içi hesapları ve politikaları çerçevesinde yaptığı çeşitli taktikler, o konuşmada beni de söz konusu etti. Açıkçası ben ciddiye almadım benimle ilgili söylenenleri" demişti.
Ancak Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (6 Mayıs 2017) nüshasında yayımlanan "Baykal’dan Gül’e yanıt: Aday olmak istiyor gibi" başlıklı yazısı şöyle:
Abdullah Gül’ün açıklamasının hemen ardından Deniz Baykal’ı aradım.
Dedim ki:
“Ne diyorsunuz Gül’ün size yönelik söylediklerine?”
*
Baykal’ın söyledikleri şunlar:
*
- SORULDU, SÖYLEDİM: Ben sizin programınızda izlememiz gereken yol haritasını anlattım. Benim çizdiğim yol haritasında ne Sayın Gül ne de o konumdaki bir kişi yer alıyordu. Ben partimin ilkeleri ve anlayışı doğrultusunda en geniş tabanlı bir adayın belirlenmesini önerdim. Abdullah Gül’ü siz bana sordunuz.
*
- SÖYLEDİĞİM ŞUDUR: Gül’ü sorduğunuzda ben siyasi nezaket ve saygı anlayışı içinde “Böyle bir niyeti varsa ve yüzde 49’un duyarlılıkları ile kendisini bağlantılı kılabiliyor ise o zaman gereken yapılır, onun bileceği iştir” dedim.
*
- ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ: Sayın Gül’ün yaptığı açıklamadan benim çıkardığım sonuç şu: Adalet ve Kalkınma Partisi çevrelerinin biraz kaygıyla karışık olarak gündeme getirdikleri olasılık o kadar da boşuna değilmiş. Yani Sayın Gül’ün böyle bir olasılığı kararlı bir tavırla reddeden bir tutum içinde olmadığı ortaya çıktı.
*
- SORUMLU BEN DEĞİLİM: Gül’ün bu açıklamayı yapmak zorunda kalmasının sorumlusu ben hiçbir şekilde değilim. Bu tamamen kendi ortamında gelişen bir şeydir. Ancak Sayın Gül, öyle anlaşılıyor ki cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bugüne kadar yapılan spekülasyonları ortadan kaldırma niyeti ve kararlılığı içinde değil.
- Çok sıkıcısınız çok.
- Yine mi kurultay, yine mi çiçek?
- Her kurultay dendiğinde gidiyor CHP’den yarım puan...
- Onlar “Ver mehteri” dedikçe, CHP “Ver kurultayı” diyor.
CHP söz konusu olduğunda hemen herkes “efendi adam” arayışına çıkıyor.
*
Oysa belki de bu toplum “efendi adam” istemiyordur.
Belki de aranan kan Muharrem İnce gibi bir şeydir.
*
Niye buna kimse odaklanmıyor ki?
- Bir: Kadir Topbaş’ın “önümüzdeki seçimde aday olmayacağım” diye açıklama yapmasını akla getirmiştir.
- İki: FETÖ’cülerin Kuddusi Okkır’a ettikleri zulmü akla getirmiştir.
- Üç: Atilla Taş’ın hâlâ içeride olduğunu akla getirmiştir.
- Dört: Ali Bulaç’a, Ahmet Turan Alkan’a, Şahin Alpay’a verilen müebbet üstüne müebbetleri akla getirmiştir.
- Beş: Adalet terazisini elinde tutan hanımefendinin gözlerinin fal taşı gibi açık olduğunu akla getirmiştir.
- Aaltı: Hastalıktan inim inim inledikleri halde hapislerde çürütülenleri akla getirmiştir.
- Yedi: Tüm ihalenin yine fakir fukaranın üzerine kaldığını akla getirmiştir.
- Sekiz: Hayatını FETÖ mücadelesine adamış Ahmet Şık’ın, Kadri Gürsel’in içeride tutulduğunu akla getirmiştir.
- Dokuz: Bank Asya’nın önünden bile geçmedikleri halde işlerinden atılanları akla getirmiştir.
- On: “Onlar kendini kurtarır, olan sana olur” diye bilinen anne sözünü akla getirmiştir.
Allah var, Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti yanlısı köşe yazarları arasındaki kavgada çok adil bir tutum takındı.
*
“İslamcılara kapı kapatılıyor, İslamcı olmayanlara açılıyor falan denemez. Tekkeye mürit aramıyoruz” diyerek...
İlk tokadı İslamcılık iddiasındakilere atmıştı.
*
“Benim adıma kimse konuşamaz. Benim adıma konuşacak kişi Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dır” diyerek...
İkinci tokadı da kendi adına tetikçilik yapmaya soyunanlara attı.
*
Ne diyelim?
“Ömer adaleti” diyelim mi buna?
Televizyonda “Ver mehteri” diyen biri var.
Geçen gün “Domates üzerinden hükümetimizi yıkmaya çalışıyorlar” kaygısıyla verip veriştirmiş sağa sola.
*
“Domates yiyemiyorlarsa mehter yesinler” demiş.
“Domates yiyemiyorlarsa portakal yesinler” demiş.
*
Bunun bir adım sonrası...
“Domates yiyemiyorlarsa zıkkım yesinler” olabilir.
*
İktidarı domatesle yıkamazlar ama iktidarı bu tür şımarıklıklarla epey aşındırırlar.
Benden söylemesi.
- Feleğimi şaşırıp dumanla haberleşmek ister gibi oluyorum.
- Yanıma üç şey almadan ıssız bir adaya düşmüş gibi oluyorum.
- Sanki tanık koruma programına alınmış gibi oluyorum.
- Yeni James Bond filminin bir bölümü Yozgat’ta çekilsin.
- Kemal Kılıçdaroğlu, “Böyle bir şey olabilir mi?” ile “Doğru bulmuyorum”cümlelerini unutsun.
- Domatesin itibarı yerle bir olsun.
- Murat Boz pişman olsun.