T24 - CHP lideri Deniz Baykal, Meclis’te yaptığı konuşmada Demokratik Açılım’a tepkisini sürdürdü. Açılımın samimi ve şeffa olmadığını söyleyen Baykal, “Uzlaşmacı anlayışın sonucu Tokat’tır” dedi.
Deniz Baykal, konuşmasında şunları söyledi.
"Samimi değil, hazmettirme kavramı var. Tepeden inme yaklaşım içinde ele alındı ve uygulamaya başladı. CHP yok, MHP yok. Nasıl ve kimle yapılıyor bu açılım? Açılımın tarafları belli değil.
Türkiye etnik temelde ayrıştırılıyor. İktidar virajı alamazsa daha tehlikeli olaylar olur.
Silopi’de görüldü ki, bu PKK ile hükümetin işbirliği sonucu yapılmıştır. Müzakere yok da İmralı’nın gönderdiği kişiler, hakimiyle, savcısıyla aynı anda aynı yerde buluştu.
Habur’i kim organize etti? Kim karar verdi? Bir rastlantısal buluşma mı ortaya çıkıyor. Gelenler silahı bırakmış mı, hayır. 'Ben İmralı’nın talimatıyla geldim, emriyle geldim. Seni kim gönderdiyse beni de o gönderdi' diyor. İmralı terörü bırakma kararı aldı mı, hayır. Barış elçisi olarak geldiler, orada bir hukuk faciası, skandalı yaşanmıştır.
Anaların gözyaşı dinsin, şehit cenazesi gelmesin. Hangi mecburiyet sizi terör örgütüyle müzakereye itti? Hiçbir devlet terör örgütüyle masaya oturmadı. İçişleri Bakanı 100-150 kişi gelecek dedi. Nerede onlar, nerede Avrupa'dan gelecekler?
Tokat'taki saldırı bir facia ama asıl facia olaydan sonra yetkililerin yaptığı açıklamadır.
Türkiye, bu manzarayı, terör tablosunu bu noktaya getirdi. Terör Anadolu'ya girmeye kalmadı, bu memleketin insanları birbirlerine yönelik husumet duymaya başladılar.
Şiddet kentlere indi. Vatandaş karşı karşıya kalıyor, sokak sahipsiz.
Bu açılım politasının kardeş kavgasına sürüklediğini görmemek için bir insanın iktidar militanı olması yetmez, aklını, mantığını ve sağduyusunu kaybetmesi, vatanseverliğini askıya alması gerekir.
Uzlaşmacı anlayışın sonucu Tokat'tır.
Etnik husumet giderek yaygınlaşıyor, işler çığrından çıkıyor. Apo’ya af tartışması bu hükümet tarafından zaman zaman nüksediyor.
Bu 2007’de yapıldı, önlendi. Taş atan çocuklar için hazırlanan yasa içine yerleştirildi, bu da ertelendi.
Enstiteyi milli eğitim içine yerleştirilme çabası olduğunu görüyoruz. Fransız Anayasası'nda Fransız lafı var mı yok mu? Almaya Anayasası’nda Alman sözü 10 yerde geçiyor.
Bir milletvekili millet tarifini değiştirmemiz gerektiğini söylüyor. Böyle arayışların bu kadar rahat söylendiğini üzüntüyle görüyoruz.
İktidar terör örgütüyle mücadele azmini kaybetmiş görünüyor. Gereken karlılığı gösteremiyor. İktidar, sokaktaki eylemlere seyirci kalıyor.
Tutarsızlıklar, sorumsuzluklar Türkiye’yi bir kargaşa içine sokmuştur. İktidar derhal kendini toparlamalıdır, bunun sonu iyi değildir. İktidarın bir an önce kendisine gelmesini ve sorumluluğunu yerine getirmesini diliyorum.
Bütçe 6 kat saptı ve 2009 açığının milli gelire oranı yüzde -6.7'ye ulaşacaktır. Yıllarca faiz dışı fazla verdik diyen hükümet faiz dışı açık verdi. Yedi yılı aşan bir AKP iktidarında nereden nereye gelindi? Ekonomi büyüyorsa işler olumlu demektir. AKP döneminin büyümesini mukayese ederken, neyi esas alacağız? Dünyadaki 149 ülke içinde Türkiye 2002'de 29. hızlı büyüyen ülke konumunda. 2002-2007 döneminde Türkiye 100. ülke haline geldi. Kriz döneminde 2008-2009 döneminde ne oldu? Türkiye bu dönemde kalkınma hızı bakımından 136. ülke oldu. G20'lerin içinde 2002'de üçüncü, 2007'de dokuzuncu, 2009'da 17. hızlı kalkınan ülke. 1923'ten 2002'ye büyüme ortalama hızı yüzde 4.6. 2003-2010 arasında büyüme ortalama yüzde 4 oldu. Kalkınma hızının düşmesi işsizliğin artmasının temel nedenleri oldu. Türkiye işsizlikte OECD içinde ikinci ülke konumunda. İşsizlik önümüzdeki dönemde yüzde 14 bandına oturacak ve daha da yükselecek. Türkiye'nin brüt dış borç stoku 2009 itibarıyla 2002 yılının iki katının üzerine çıktı. İç borçlar da ikiye katlandı ve 30.6 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı.
Yanlış bir büyüme stratejisi izlendi. Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesine göz yumuldu. Türkiye kur tuzağının sonucu ağır tahribat yaşamıştır. Kriz teğet geçecek anlayışı içinde politikalar ağır bir tabribat yarattı. 2009’un ilk dokuz ayında daralma yüzde 8.4 oldu. Türkiye tarihi işsizlik rekorları kırdı. Vergi yükü dar ve orta gelirlilerin omuzuna yüklendi. "