Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP'nin cemaat ile yakınlaştığı iddialarına "CHP sadece benim zamanında değil, benden sonra da Atatürk ilkelerine değer veren laik sosyal bir partidir" diye yanıt verdi.
Baykal, Karşıyaka Nikah Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında, memleketin çok önemli bir siyasal dönemeçte olduğunu belirtti.
Yerel seçimlerin Türkiye'nin geleceği noktasında belirleyici olduğunu kaydeden Baykal, ülkenin yüksek gerilim tuzağının içine çekildiğini söyledi.
Ülkenin her geçen gün çok kaygı verici bir ayrışmanın, kamplaşmanın, kutuplaşmanın etkisi altına sürüklendiğini söyleyen Deniz Baykal, "Türkiye bu gerilim tuzağından kendisini mutlaka kurtarabilmelidir. Yüksek gerilim tuzağı Türkiye'yi kuşatmaya başlamıştır" dedi.
Ülkenin zaman zaman çeşitli dış faktörlerden kaynaklanan tehditlere, husumetlere maruz kalmasının doğal olduğunu, bugün ise tehlikenin ülke içinde şekillendirildiğini kaydeden Deniz Baykal, "Türkiye buraya uzun süreden beri izlenen politikalar sonucunda geldi. Ülkenin ayrıştırılması, kamplaştırılması ve kutuplaştırılması bugünkü aşamalara bizi getirdi. Eğer müdahale edilmezse bu gelişmenin sonu hiç iyi değildir. Artık sokağın hareketlenmenin ötesine geçtik sokakta kan aktığı günlerdeyiz" diye konuştu.
Birilerinin yüksek gerilim tuzağına el koyması gerektiğini ifade eden Baykal, şöyle devam etti:
"Etnik kimlikle ilgili farklılaşmalar, dünya görüşünden kaynaklanan farklılaşmalar bunlar toplumsal yaşamın demokrasinin doğal gerekleridir. Elbette böyle olacak ama o ayrışmaların çok tehlikeli bir yere sürüklenmesi, kamplaşmaya, kutuplaşmaya yönelmesi kabul edilemez. Pek çok insanımız ciddi tedirginlik içinde. Biz de bu tedirginlikleri yaşıyoruz. 2005 yılından beri ülkemizi böyle tehlikelere karşı uyarmaya çalıştım ama bugün durum çok ciddidir."
Ülkede değişime ihtiyaç olduğunu savunan Baykal, "Anlayışların değişeceğine dair bugüne kadar olumlu işaret göremedik. Ortaya çıkan tablo sürecin sahip ve sorumlularını düşündürmeye kaygılandırmaya başlamamış. Buna tanık oluyoruz. Daha evlatlarımıza yönelik üzüntülerimizi dahi ifade edebilir noktada olmadığımızı görüyorum çok acı bir manzara" dedi.
Ülkedeki en yüksek otoritenin karmaşaya müdahale etmesi gerektiğini söyleyen Deniz Baykal, o yüksek iradenin de milli irade olduğunu söyledi.
Süreçten tek çıkış yolunun milli iradenin bu tablo karşısında gidişatı onaylamaması olduğunu savunan Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her geçen gün durum ülke için üzüntü verici hale geldiği halde düşünülecek neden yokmuş gibi aynı hırsla yollara devam ediliyor. Bu seçimden sonra sürdürülemez, sürdürülmemelidir. Milletimizin bugüne kadar hangi siyasi anlayışta olursa olsun, hangi tercihi takip etmiş olursa olsun, herkesin Türkiye'nin bu gidişatın sorumlularına 'dur' demesine ihtiyaç var. Ülke bugüne kendiliğinden gelmedi. Çok uzun süreden beri Türkiye olarak kendi kendimizle, tarihimizle uğraşıyoruz. Birbirimize nefret şırınga etmeye çalışıyoruz." Türkiye'nin hastalık ortamını aşması için millete görev düştüğünü söyleyen Baykal, vatandaşın gerilimi ve kamplaşmayı reddetmesi gerektiğini dile getirdi. Ülkenin sokulduğu tartışmanın sokaklarda kan akmasına neden olduğunu da savunan Deniz Baykal, "Bir an önce bunu durduralım. Bu Türkiye'ye özgü bir olay değil, Ortadoğu'da, Ukrayna'da ne gibi sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Ülkenin yumuşamaya ihtiyacı var, yumuşatıcı olması gerekenler tam tersini yapıyorlar. Bu denklemi Türkiye değiştirmelidir" diye konuştu.
Bir basın mensubunun sorusu üzerine "cemaat ve CHP yakınlaşması iddiasını" değerlendiren Deniz Baykal, şunları kaydetti: "CHP sadece benim zamanında değil, benden sonra da Atatürk ilkelerine değer veren laik sosyal bir partidir. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Seçim şartları içinde, güncel siyasetin yol açtığı çatışmalar, gerginlikler siyasi partilere çeşitli hareket olanakları sunar ve o hareket olanaklarını siyasi partiler değerlendirirler. Atatürk ve laikliğe şimdi her zamankinden çok ihtiyaç var. İşbirliği yapıyor dediğimiz insanlar da 'laiklik Türkiye'nin temel şemsiyesiymiş' diyorlar." Büyük Önder Atatürk'ün kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini de söyleyen Baykal, "İşbirlikleri dediğimiz olaylar Türkiye'nin birbirini anlaması, tanıması birbirine ihtiyacını görmeye başlamasıdır. Şartlar öyle gelişti ki birileri benim ona da buna da CHP'ye de Atatürk'e de ihtiyacım var diye düşünmeye başladılar. Biz birbirimize mecburuz."
İzmir'deki bazı belediye başkanlarının yeniden aday gösterilmemesine ilişkin soruyu da yanıtlayan Baykal, "Partide yanlışlık yapanlar olabilir bunu en iyi bilenlerden biri benim. Olur böyle işler, olur böyle işler. Hedefimiz partimiz, memleketimiz. Komplo teorilerine inanmam herkes elindeki yetkiyi kendi değerlendirmesine göre kullanıyor birileri kurban oluyor" ifadesini kullandı. Aday gösterilmeyen belediye başkanlarının parti değiştirmesini de değerlendiren Baykal, "Önemli olan ideolojik çizgidir. İdeolojik çizgi siyasi temel doğrultu budur. İdeolojik kimlik temel noktadır" dedi. Baykal, İstanbul ve Ankara'daki yerel seçim sonuçlarına ilişkin olarak da "Partimiz hazırlandı, geliyor. Umarım sevindirici sonuçlar alırız" dedi.