Bayram günü şiddet

Bayram günü şiddet

İşçi sendikalarının İstanbul’da Taksim, Ankara’da da Kızılay meydanında miting yapmalarına izin vermeyen hükümet, sokak protestolarının hedefi oldu. Ankara ve İstanbul’da çok sayıda gösterici gözaltına alındı.

1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen sendikalarla hükümet arasında günlerdir yaşanan gerilim, sonunda sokaklara taştı. Valilik izin vermese de Taksim’e yürümek isteyen göstericilere yoğun polis müdahalesi, İstanbul sokaklarını çatışma alanına dönüştürdü. Polis, Ankara’da da göstericilere yoğun müdahalede bulundu.

Polis müdahalesi İstanbul’da Beşiktaş, Mecidiyeköy, Okmeydanı ve Osmanbey, Şişli başta olmak üzere birçok noktada saatler boyunca sürdü.

Beşiktaş’ta aralarında CHP ve TKP’lilerin de bulunduğu grup, sloganlarla hükümeti protesto ederken, TOMA’ların önünde oturup polisi de eleştirdi. CHP’li Mahmut Tanal, polislere “Bu bayram sizin de bayramınız. Siz de emekçisiniz. Lütfen müdahale etmeyin” dese de, polis tazyikli su ve biber gazıyla göstericilere müdahale etti. Tanal da, bu müdahale sırasında hafif yaralandı.

Biber gazı evlere girdi

Beşiktaş’ta gün boyu süren polis müdahalesi günlük yaşamı doğrudan etkiledi. Evlere kadar giren biber gazının mağdurları çocuklar ve yaşlılar oldu. Bölgede birçok ev boşaltıldı. TOMA’yı kullanan polislere megafonlardan verilen “Bir kere suluyorsun. Öne doğru sula” talimatları dikkat çekti. Polis müdahalesine sert tepki gösteren CHP’li Mustafa Sarıgül, “12 Eylül’de dahi böylesine bir olay, böyle bir zulüm yaşanmadı. Yaşananlar, demokrasi ayıbıdır” diye konuştu.

Okmeydanı’nda yüzü maskeli bir grubun Taksim'e yürümesine çevik kuvvet ekipleri izin vermedi. Polisin biber gazlı müdahalesine, gruptakilerin molotofkokteyli, demir bilye, havai fişek, taş ve ses bombası ile karşılık vermesi gerginliği tırmandırdı. Göstericilerin attığı bir molotofkokteylinin, zırhlı polis aracına isabet etmesi de, bölgede büyük panik yarattı. E-5 Karayolu'nu trafiğe kapatan eylemcilere de müdahale edildi. Atılan gaz bombalarından yoldan geçen sürücüler de etkilendi.

Şişli’de aralarında DİSK, KESK ve HDP’li milletvekillerinin de bulunduğu bir grup DİSK Genel Merkezi önünde toplandı. Gezi Parkı olaylarında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankartı taşıyan grup, Taksim'e doğru yürüyüşe geçti ancak kortejin yürüyüşü polis ekipleri tarafından kesildi. Taksim'e yürümek isteyen gruba, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale edildi. Kullanılan gazdan esnaf, vatandaş ve gazeteciler de etkilendi. Müdahale sırasında bazı işyerlerinin camları kırıldı.

Hayat durdu

40 bin polisin görev yaptığı, vatandaşın kullandığı temel yolların kapandığı İstanbul’daki güvenlik önlemleri hayatın adeta durmasına yol açtı. Galata ve Unkapanı köprüsü trafiğe kapatıldı. Polis barikatlarından turistler, üniversite öğrencileri de payını aldı. Yoğun kimlik kontrolleri binlerce insanın yollarda saatlerce beklemesine neden oldu. 1977 yılındaki 1 Mayıs kutlamalarında yaşamını yitirenleri anmak için Taksim’e ilk olarak Türk-İş heyeti çıktı. Kazancı Yokuşu’na karanfiller bırakan heyet, saygı duruşunda bulundu. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Maalesef aradan 37 sene geçti, ölen 34 kardeşimiz halen failini bilmiyoruz. Nedenlerini öğrenmek istiyoruz" dedi.

Ankara’da çatışma

Polisin ağır müdahalesi Ankara’da da dikkat çekti. Kızılay’a yürümek isteyen gruplara polis müdahalesi, sokakları çatışma alanına çevirdi. Polisin müdahalesinin ardından dağılan gruplar, ısrarla Kızılay’a yürümek istediler.

Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ü Kızılay’da anmaya çalıştılar ancak polisin sert müdahalesi her an daha da güçlendi. Kutlamalar sadece valiliğin izin verdiği Tandoğan ve Sıhhiye’de yapılabildi.

Hükümete sert tepki

1 Mayıs’ı hükümetin belirlediği meydanlarda kutlamak zorunda kalan sendikalar hükümetin yasakçı tutumunu sert eleştirdi. Hükümetin ‘yasak’ kararına karşın 1 Mayıs’ta Taksim’de olmayı kararlaştıran DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’den oluşan 1 Mayıs Tertip Komitesi adına açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Akıl dışı ve hukuk dışı yasağa karşı direnişimiz sürecek” dedi.

Hükümetin emekçiden korktuğunu söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, “İşçiyi ve emeği hiçe sayan hükümetin yasakçı tutumu demokrasi ayıbıdır” dedi.