Brezilyalı futbolcuların çoğu fakir ailelerin çocukları. Önemli bir bölümü de melez kökenli ailelerden geliyor.
O zaman neden son 10 yılda çoğu Brezilyalıyı fakirlikten kurtaran düzenlemeleri ortadan kaldırmayı vaadeden, kemer sıkma politikaları uygulayacağını söyleyen ve ırkçılıkla suçlanan bir siyasetçiye oy versinler?
Ancak çok sayıda Brezilyalı yıldız futbolcu, seçimlerde tercihini bu yönde kullandı.
Irk, yoksulluk ve kadın hakları gibi alanlarda tartışmalı görüşleri olan Brezilya'nın yeni devlet başkanı seçilen Jair Bolsonaro, hem Ronaldinho ve Kaká gibi bir zamanlar dünyanın en iyi futbolcusu seçilen isimlerden hem de Brezilya'nın en pahalı futbolcusu olan Neymar'dan destek aldı.
Neymar'ın Bolsonaro'nun Instagram'daki bir gönderisini beğenmesinin, aşırı sağcı siyasetçinin muhaliflerinden olan oyuncu sevgilisi Bruna Marquezine'den ayrılma sebebi olduğu iddia ediliyor.
Liverpool'da forma giyen kaleci Alisson Becker ve Manchester City'de oynayan Gabriel Jesus da siyasetçiye desteklerini "beğeni" ile göstermeyi tercih etti.
Barcelona'nın eski oyuncusu Ronaldinho, Instagram'a 17 numaralı formayı giydiği bir pozunu koydu. Brezilya'da elektronik seçimlerde numaralar adayları belirlemek için kullanılıyor; 17 Bolsonaro'nun seçimlerdeki numarasıydı.
Ronaldinho, gönderisinde "mutluluğu geri verecek birini seçmekten" bahsediyor.
Ronaldinho'nun bu gönderisine sadece bazı hayranları değil, eski futbol kulübü FC Barcelona da karşı çıktı.
FC Barcelona, seçimlerden önce yaptığı duyuruda Ronaldinho ile Bolsonaro'yu desteklediğini kamuoyu önünde açıklayan Rivaldo'nun elçi unvanlarını geri alabileceklerini söyledi.
Kulübün sözcüsü Josep Vives, "Bizim demokratik değerlerimiz bu adaydan duyduklarımız ile örtüşmüyor" dedi.
Brezilyalı futbolcular genelde siyasi görüşlerini açıklamamalarıyla biliniyor.
Aynı zamanda Bolsonaro'nun 1964-1985 yılları arasındaki askeri diktatörlüğü savunan sözleri futbolculara tepki gösterilmesine yol açıyor.
Brezilya'da Pazar günü yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Bolsonaro, İşçi Partisi adayı Fernando Haddad'ı geride bırakarak oyların yüzde 55'ini aldı.
Bazı kamuoyu yoklamalarına göre Bolsonaro daha çok zengin Brezilyalılardan oy almayı başardı.
Haddad'ın fakir mahallelerde oy oranı yüzde 75'e kadar ulaştı.
Bolsonaro, geçen yıl Afrika kökenli Brezilyalıların "üremek için yeteri kadar iyi olmadıklarını" söylemişti.
Geçtiğimiz 4 yıl içinde Brezilya, siyasi ve ekonomik olarak sarsılmasına yol açan yolsuzluk skandalına maruz kaldı.
Bir önceki devlet başkanı, İşçi Partisi'nden Dilma Rousseff bu yüzden 2016 yılında görevden alındı, selefi Luiz Inácio Lula da Silva ise hapse girdi.
Bu iki lider 13 yıl boyunca İşçi Partisi'nin başındaydı.
Neymar gibi oyuncular bu partiye karşı protesto düzenleyen orta ve üst sınıflarla daha çok ortak noktaya sahip.
Brezilya'daki araştırma şirketlerinen Datafolha'nın direktörü olan Mauro Paulino, Brezilya siyasetinde halk ve siyasetçiler arasında bir temsil krizi olduğunu, bu yüzden Bolsonaro gibi 'kurtarıcıların' daha popüler bir hale geldiğini söylüyor.
Futbol ve siyaset üzerine bir kitabı olan siyaset bilimci Anibal Chaim, Bolsonaro'nun ırkla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, bu arka plana sahip futbolcular için çok da önemli olmadığını söylüyor:
"Futbolda üne kavuşan Brezilyalı siyahlar, yaptıkları işte iyi oldukları için başarılı olduklarını düşünüyor, geldikleri noktada devletin bir etkisinin olmadığını düşünüyorlar. 'Kendi kendini gerçekleştiren adam' olarak tanımlanabilecek liberal efsaneye tamamen uyuyorlar."
Bu yüzden Chaim'e göre bu oyuncuların devletin rolünü azaltmayı vadeden ve siyah hareketine sahip çıkmayan bir başkanlık adayına sahip çıkması çok makul.
Chaim ayrıca dinin rolüne de vurgu yapıyor: Bolsonaro'nun evanjelik olmasının payı olduğunu düşünüyor.
Son zamanlarda bu dini akım futbolcular arasında hızla yayıldı. Kaká da bu akımın temsilcilerinden, üzerinde dini sloganları bulunan ayakkabıları bile var.
Chaim, "Brezilya İstatistik Ofisi'ne göre Brezilya'nın yüzde 80'i Hristiyan. Yüzde 25'i ise evanjelik. Bazı insanlar, Tanrı'dan korktuklarını kamuoyu önünde söyleyen adayları bekliyordu, Bolsonaro bunu kampanyasının en başından beri yaptı. Bolsonaro dine vurgu yaptı ve bu da oyuncular arasında yankı buldu. Ortak bir muhafazakarlık" diyor.
Bu desteğin arkasında erillik de önemli bir rol oynuyor.
Jair Bolsonaro'ya destek veren erkeklerin oranı kampanyası boyunca Brezilya siyasetinde rekor seviyeye ulaştı. Kamuoyu anketlerine göre erkek seçmenlerin yüzde 60'ı Bolsonaro'ya, sadece yüzde 33'ü Haddad'a oy vereceğini söyledi.
Diğer yandan ilginç bir şekilde Bolsonaro futbol taraftarları arasında aynı oranda bir popülerliğe ulaşamadı.
Ülkenin dört bir yanından 69 taraftar grubu, demokrasi yanlısı bir bildiri imzaladı. Bunlardan iki tanesi, Palmeiras takımının taraftar grubuydu.
Palmeiras'ın oyuncularından, eskiden Juventus ve Galatasaray'da forma giyen Felipe Melo'nun bir golünü Bolsonaro'ya adaması tepki çekti.
Ancak nadir bir şekilde kamuoyu önünde Bolsonaro'ya karşı çıkan bir futbolcu, Brezilya'nın güneyindeki Atletico-PR takımının defans oyuncusu Paulo André oldu.
Paulo André, sanatçılar ve entelektüellerin yanı sıra demokrasi yanlısı bildiriye imza atan tek futbolcu oldu.
Aynı zamanda takımının bir maç öncesi giydiği Bolsonaro yanlısı sloganların bulunduğu tişörtü giymeyi reddetti.
1980'lerde Brezilyalı futbolcular için siyasi görüşlerini ifade etmek daha yaygındı.
Socrates gibi oyuncular askeri diktatörlüğün son zamanlarında demokrasiye geçiş için bağımsız seçimlerin düzenlenmesi için çağrıda bulunmuştu.
Socrates gibi eskiden düzenlenen siyasi eylemlerde yer alan eski futbolcu Walter Casagrande, Estado de S. Paulo gazetesine geçen ay verdiği röportajda, demokrasi için savaştıklarını, ancak bugün oyuncuların Bolsonaro'yu destekleyerek aldıkları pozisyondan emin olmadığını söylüyor.
Siyaset bilimci Chaim ise o günden bugüne siyasi düzende bir değişiklik olduğunu vurguluyor:
"1980'lerde sivil toplum ve askeri cunta arasında keskin bir siyasi kutuplaşma vardı. Şimdi başka bir mücadele var: Dürüst halka karşı yozlaşmış siyasetçiler. Bolsonaro ülke çapındaki bu hissi yönetmeyi iyi becerdi."