Dün İstanbul merkezli 32 ilde aralarında doktorların da bulunduğu sahte reçetesi operasyonunda SGK’yı 300 milyon lira zarara uğrattığı iddia edilen suç çetesinin ilaçların bir kısmını PKK ve IŞİD’e gönderdiği, psikolojik ilaç desteği verdiği iddia edildi.
İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 8 ay önce bir Suriyelinin üzerinde rapor gerektiren kanser ilaçlarını bulunca olayla ilgili soruşturma başlattı. İlaçların yazıldığı ve alındığı eczaneleri takibe alan polis, 32 ilde birbirleriyle bağlantılı olan aralarında doktor ve eczacıların bulunduğu çeteyi tespit etti. Önceki gün yaklaşık 2 bin polisin katılımıyla İstanbul, Diyarbakır, Adana, Mersin, Batman, Ankara, Mardin, Antalya başta olmak üzere belirlenen illerde 266 adreste eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda heyet raporu gerektiren kanser ilaçlarının yanı sıra, organ nakli sonrası kullanılması gereken ilaçlar, diyabet hastalarının kullandığı ilaçlar ve psikotrop ilaçlar için sahte reçete düzenleyen 18 doktor ve 30 eczacı gözaltına alındı. Toplam gözaltı sayısının ise 266 olduğu bunların 107’sinin gözaltına alındığı belirtildi.
Operasyonda Dicle Üniversitesi Hastanesi Hematoloji Bölümü profesörlerinden Mehmet Orhan Ayyıldız ile eczacı eşi Dilek Ayyıldız’ın da gözaltına alınan isimler arasında olduğu öğrenildi. Gözaltına alınan diğer kişilerin ise kuryeler ve ilaçlarla ilgili sahte belge düzenleyen kişiler olduğu öne sürüldü.
Vatan gazetesinde yer alan habere göre, soruşturmaya ilişkin iddialar şöyle:
Yapılan incelemelerde, çetenin pahalı olan bu ilaç türlerini anlaşmalı oldukları doktorlara yazdırdıkları ve bu sayede ilaçları yine anlaştıkları eczanelerden temin ettikleri tespit edildi. Bu yöntemle çetenin SGK’yı 300 milyonluk zarara uğrattıkları belirlenirken, operasyonlarda 40 milyonluk ilaç da yakalandı. Bazı ilaçların tarihlerinin geçmiş olması da dikkat çekti.
Polisin yaptığı teknik takipte, çete sahte reçetelerle aldıkları ilaçları Suriye, Irak ve Hindistan’a gönderdikleri de belirlendi. Kuryeler aracılığı ile yurt dışına kaçak yollardan giden ilaçların, aracılar vasıtasıyla PKK, PYD ve İŞİD terör örgütlerine gönderildiği belirtildi. Emniyet yetkilileri özellikle özel reçete ile satılan bazı psikoloji ilaçlarının eylem hazırlığındaki örgüt üyeleri tarafından kullanıldığını dile getirdiler.
Gözaltına alınan Malatya’da 3 doktor ve 1 eczacı, Batman’da 2 şüpheli, Şanlıurfa’da aralarında doktor, eczacı ve bilgi işlem görevlilerinin de bulunduğu 36 şüpheli, Diyarbakır’da 1’i Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesinde profesör, 4’ü doktor, 3’ü eczacı 8 şüpheli, Adana’da, aralarında 1 doktor ve 4 eczacının bulunduğu 8 şüpheli işlemlerinin ardından İstanbul’a gönderilecek.
Gözaltına alınan şüpheliler hakkında, “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, örgüt üyesi olmak, rüşvet, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve kaçakçılık” iddiasıyla gözaltına alınan zanlıların, SGK’yı 250 milyon lira zarara uğrattıkları ileri sürüldü.
Şanlıurfa’daki operasyonlarda özel bir hastanede yapılan incelemede ise, yurt dışında yaşayan, daha önce vefat etmiş 9 kişinin ameliyat edilmiş gibi gösterildiği belirlendi. Hastane kayıtlarında yaklaşık 500 veri girişinin sahte olduğunu tespit eden ekipler, sahte veri girişiyle hastaların hastanede muayene olmuş, tedavi edilmiş ve yatmış gibi gösterilerek devletten haksız yere binlerce lira katkı payı alındığını belirledi.
Çetenin beş lideri olduğu belirtilirken bu kişilerin daha önceden defalarca polise geliş kayıtlarının olduğu belirlendi. Bu kişilerin ayrı aynı ‘uzmanlık’ alanları olduğu ve bu alanlardaki çalışmaları yürüttüğü kaydedildi. Çetenin yurt dışındaki bağlantıları hakkında da yakalama kararı çıkartıldığı öğrenildi. Operasyon sürecinde adına sahte reçete düzenlenen 100’e yakın kişinin de ifadesinin alındığı ortaya çıktı.
Polis yaptığı araştırmalarda şebekenin çalışma yöntemlerini de ortaya çıkardı. 50 kişilik şebeke şöyle çalışıyor; Suriye, Kuzey Irak, Özbekistan gibi çatışma bölgelerinden çete üyelerine ilaç talebi geliyor. Bu ilaçları yönetici konumundakiler altlarında çalışan adamlarına iletiyor. Onlar da ayarladıkları doktor ve eczacılara bu ilaçları sipariş ediyor. Doktorların denediği üç yöntemden biri ise alakasız kişilerin kimlik bilgilerini kullanarak onlar adına reçete düzenleyip bu ilaçları bu reçeteler üzerinden temin etmek. İkinci yol gerçek hastaların kullandıkları ilaçların yanı sıra reçetelerine hastalıklarıyla ilgili olmayan talep edilen ilaçları yazmak. Üçüncü yol olarak ise ilaçları raporlu hastaların reçetelerine fazladan ilaç yazarak hastaları anlaşmalı oldukları eczanelere gönderiyorlar. Hasta kendi ilacını aldıktan sonra diğer ilaçlar şebekeye kalıyor. Reçeteli olarak alınan ilaçlar kuryeler aracılığıyla yurt dışına gönderiliyor.