Hülya Karabağlı / ANKARA
BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, son iki ay içerisinde aralarında hasta mahkûmların da bulunduğu 314 mahkûmun bulundukları cezaevinden “sürgün”e gönderildiğini öne sürdü. Ata, 1800 kilometrelik mesafeler yüzünden ailelerin de mağduriyet yaşadığına vurgu yaptı.
“Cezaevlerindeki çocuk, engelli, hasta, yaşlı, LGBT ve kadın mahpuslar başta olmak üzere neredeyse tüm mahpuslar taciz, işkence, tecrit gibi pek çok onur kırıcı yönteme maruz kalmaktadır” diyen BDP’li Ata, cezaevlerinde hak ihlalleri ve hasta mahkûmlarla ilgili verdiği Meclis araştırması önergesinde şunları ifade etti:
“Son aylarda basına yansıyan haberler ve ilgili insan hakları örgütlerinin yaptığı incelemeler sonucu, Şakran ve Sincan Çocuk Cezaevleri'nde çocuk mahpusların ‘süngerli oda’ya kapatılarak dövüldüğü, vücutlarında sigara söndürülerek işkence edildiği, çıplak arama ve tuvalete izinsiz çıkamama gibi uygulamalarla rencide edildiği ve üzerlerine biber gazı sıkarak etkisiz hale getirilmeye çalışıldığı anlaşılmıştır. Bu çocukların bir kısmı daha önce Pozantı Cezaevi'ndeki istismara maruz kalmış ve daha güvenli olduğu gerekçesiyle yeni cezaevlerine nakledilmiştir.
Çocuk mahpusların burada da vücutlarında açıkça izlerin görüleceği ölçüde ağır darba uğramış olması, cezaevlerinin hiçbirinin ‘güvenli’ olmadığı ve mahpus haklarının temel ölçü alındığı bir yaklaşım benimsenmeden hak ihlallerinin artarak süreceği gerçeğini ortaya koymaktadır.
Cezaevlerindeki bir başka hak ihlali konusu da sürgünlerdir. Son iki ay içerisinde 314 kişi bulundukları cezaevinden başka cezaevlerine sürgün edilmiştir. Ailelerinin yaşadığı yerlerden 1800 km uzağa kadar sevk edilebilen tutsakların ailelerinin görüş ve ziyarete gelmesi fiilen engellenmektedir. Pek çok aile maddi olanakları yeterli olmadığı için yol masraflarını karşılayamamakta ve hem tutsaklar hem de tutsak yakınları mağdur olmaktadır. Ayrıca bu sürgünlerin ağır koşullarda gerçekleştiği bilinmekte, sürgün edilenlerin içinde hasta tutsaklar da bulunduğundan tedavi süreçleri aksamakta ve daha olumsuz sonuçlar doğmaktadır. Üstelik tutsakların sürgün edildikleri yerlerde de üzerlerindeki baskının arttığı bilinmektedir.
İHD’nin verilerine göre cezaevlerinde 160’ı ağır olmak üzere yaklaşık 540 hasta mahpusun bulunuyor olması ceza infaz sisteminin gayri insani yönünü açıkça ortaya koymaktadır. Cezaevlerinden gelen ölüm haberleri, devletin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek mahpusların yaşam hakkını ihlal ettiğinin göstergesidir. Ayrıca hasta mahpuslara yapılan tecrit uygulamaları, kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek durumda olan bu kişilerin sağlık durumunu daha da ağırlaştırmaktadır.
Ayrıca cezaevlerinde tutsakların 24 saat kamera ile gözlem altında tutulması, çıplak aramanın dayatılması, revir ve hastane sevklerinin yapılmaması, sosyal haklarının kısıtlanması, keyfi disiplin cezası verilerek görüş ve ziyaretlerin engellenmesi gibi hak ihlali ve onur kırıcı muamelelerin rutin hale geldiği görülmektedir.”