HÜLYA KARABAĞLI / Ankara
Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonu’nda, ‘cinsel yönelim’den sonra ‘etnik köken’de kriz çıktı. CHP ve BDP, din, dil, ırk, siyasi düşünce gibi her türlü ayrımcılığın yasaklanmasını öngören düzenlemeye ‘etnik köken’in eklenmesini istedi.
'11 ayrı yasada 'ırk' ve 'etnik köken' ayrı ayrı sayıldı'
AKP ve MHP, ‘cinsel yönelim’den sonra ‘etnik köken’de ortak tavır sergiledi. 'Etnik köken’in düzenlemeye girmesine karşı çıktı. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, AKP kanadına, hükümetin TBMM’den çıkardığı yasalara dikkat çekti. Önder, “Sporda Şiddeti Önleme Yasası’nın da içinde bulunduğu 11 kanun çıkarıldı. Bu kanunlarda hem ‘ırk’ hem de ‘etnik köken’ ayrı ayrı sayılıyordu” deyince, AKP muhalefetini kaldırdı. ‘Etnik köken’ ibaresinde, şimdilik MHP’nin itirazı var. Uzlaşmazlık maddeleri üst komisyonun yarın yapacağı toplantıya bırakıldı.
'Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler var'
CHP ve BDP, ayrımcılık yasaklarının net bir biçimde yazılmasını talep ediyor. AKP ve MHP ise, tek tek sıralamanın yanlış olacağını savunuyor. CHP ve BDP, “Din, dil, ırk, siyasi düşünce diyorsak, etnik köken ve cinsel yönelim de yazılmalı. Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler bunu gerektiriyor” görüşünü savunuyor. MHP, “uluslararası sözleşmelerde yen alan her ibare Anayasaya konulmalı mı” diye karşı çıkıyor.
İstanbul Sözleşmesi’nde ‘cinsel yönelim’
CHP ve BDP, ‘cinsel yönelim’ maddesi için Türkiye'nin ilk imzacı olduğu, 13 ülke tarafından imzalanan İstanbul Sözleşmesi’ni örnek gösterdi. Sözleşme, kamusal ya da özel alanda kadına yönelik şiddeti bir "insan hakkı ihlali" ve "kadına yönelik ayrımcılık türü" olarak tanımlıyor. Sözleşmenin ‘tanımlar’ bölümünde de ‘cinsel yönelim’ ibaresi yer alıyor.
CHP ve BDP’nin, AKP ve MHP’yi iknada argümanı olan sözleşmenin 3. Maddesi şöyle:
“Kadınlara yönelik şiddet” ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir ve bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi ve BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, alt komisyonda, 'Herkesin hukuk önünde eşit olduğuna ve ayrıcalık yasağına'' ilişkin düzenlemeler konusunda görüş birliğine varıldığını, diğer konulardaki müzakerelerin devam ettiğini söyledi.
BDP’nin ‘cinsel yönelim’le ilgili düşüncesini, “Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği meselesinin ayrımcılık yasağı bahsinde mutlaka yer almasını istiyoruz. Bu ülkede nefret cinayetlerinden tutun, sosyal hayat ve kamusal alandan alabildiğine dışlanmalarıyla sonuçlanan durumları var, LBGT bireylerin. Buna dönük anayasanın koruyucu, net ve açık tavır almasından yanayız" dedi.