BDP'li Önder'den polise sert sözler!

BDP'li Önder'den polise sert sözler!

T24 - BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde katıldığı toplantıda kendisini takip eden polisleri, konuşma yaptığı kürsüden eleştirdi. Önder, "Buradaki emekçi emniyet güçlerine bir şey demiyoruz. Ama Emniyet Müdürü ve Kaymakam bunun hesabını ödeyecek" dedi.CNNTürk'ün DHA'ya dayandırdığı haberde, Önder, Çorlu'daki bir düğün salonunda EMEK Partisi Tekirdağ İl Teşkilatı'nın düzenlediği 'Emek, Özgürlük ve Demokrasi Kongre Girişi Halk Toplantısı'na katıldı.

Burada toplantıya katılanlara seslenen ve kendisini takip eden sivil polis memurlarını eleştiren Önder şunları söyledi:

"Geçtiğimiz genel seçimden önce, her kesimden insan büyük bir oluşum yarattı ve 'Demokrasi ve Emek Bloğu'nu ortaya çıkarttı. Halk, bu oluşuma büyük teveccüh gösterdi. Oluşum, halkın nazarında sevinç, bazı kesimlerin nazarında ise panik yarattı. Bazıları bizden rahatsız. Burada da gördüğümüz gibi, sürekli takip ediliyoruz. Buradaki emekçi emniyet güçlerine bir şey demiyoruz. Ama Emniyet Müdürü ve Kaymakam bunun hesabını ödeyecek. Bizleri neden takip ettirerek, toplantılarımızı güvenlik güçlerine kayıt altına aldırıyorlar. Bu toplantıyı yapmamız için bizlere izin veren Çorlu Kaymakamı, bir de bu yapışan uygulamanın hesabını verecek.

Ülke artık bu garip uygulamalardan sıkıldı ve sonuna geldi. Son seçimde aldığımız oy potansiyeli bunu açıkça gösteriyor. Ben, Meclis'te İçişleri Komisyonu'na girdim. Sizleri orada da temsil edip, her şeyin hesabını sizler adına da soracağım. Ortadoğu'da özgürlük ve demokrasi sloganları atanlar, burada kendi insanlarının bir araya geldiği ve toplandıkları oluşmaları devletin resmi güvenlik güçlerine kayıt altına aldırarak, takip ettiriyor. Bizi takip ettiren zihniyet, keşke çevreyi tahrip edenleri ve çevre kirliliği yaratanları da takip etse."

"5 bin kişiden fazla insanımız cezaevinde"

Yapılan seçimlerde çalışan demokrasi bloğundan 5 bin kişinin cezaevinde olduğunu söyleyen Önder sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çevirin bir tel örgü tüm ülkeyi hapsedin, siz de kurtulun biz de kurtulalım. Toplumuzun örgütlü hareket edebilmesinin her anlamda önünü kestiler. İnsanlara, ölümü gösterip hastalığa razı ettiler. Bu ülkenin inanç özgürlüğüne ve inancına gereken önemi göstermediler. Bütün söylemleri halk üzerine olan kişiler, içlerine ve yaptıkları çalışmaların içine halkı almadılar. Ama biz bunların karşısındayız. Halkın hakkına nerede tecavüz varsa, biz oradayız. Salı günü Meclis'te savaş teskeresi görüşülecek. İnsanlar açlık içindeyken büyük miktarda paraları verip silah ve mermi almak kimsenin hakkı olamaz.

'Teröristlerle pazarlık yapmayız' diyen zihniyeti, gördük ki devlet nezdinde gayet güzel görüşebiliyor. İnsan haklarının pazarlık konusu yapılması, dünyanın neresinde olursa olsun zalimliktir. Bizim içinde bulunduğumuz, seçimden önce atılan adımla hayata giren ve bu toplantıyı gerçekleştiren kongre girişimi, bir siyasi hareket olacaktır. Türkiye halklarına iç yalan söylemedik ve bundan sonra da asla yalan söylemeyeceğiz. Bütün enerjimizi, çalışmalarımızı ve çabalarımızı, barıştan ve demokrasiden yana kullanacağız."

Bu ülkede yapılan seçimlerde bir çok partinin yüzde 50 oy aldığını belirten Sırrı Süreya Önder, şunları söyledi:

"Emek bloğunun manifestosunu bir başlangıç yaptık.Bu bir araya gelişinin heyecanı coşkusuyla yola çıkabiliriz dedik. Siz bakmayın bu ülkede yüzde 50'lere, yüzde 70'de olsa zalimin hayatı gözetmeyen doğayı korumayan, kadın haklarını korumayan, zenginden yana düşünen ve zengini koruyan anlayış bugün yüzde 50 ve 70 alabilir. Bu ülke bunu çok gördü. Ancak bir sonraki seçimlerde ise yüzde 2'lere kadar düşmüş siyasi partiler mezarlığı ile doludur. O kadar kendilerine güvenseler her iki kişiden birinin oyunu almışızın rahatlığında olsalar bu kadar baskı uygulamazlar.Bu kendine güvenen insan halimidir bu. Bak sen oy almışsın kardeşim rahat olsana biraz.

Bu rahatlık var mı, sürekli tutuklamalar, baskılar, zamlar, zulümler bunlar ile gün geçiriyorlar bu onun korkularına dirayettir. Çünkü siyasal tarihi en az bizim kadar iyi biliyorlar. Bir ANAP vardı şimdi adını hatırlayan var mı? Tarihin çöplüğüne atılmadı mı? Turgut Özal'ı sadece istismar için ağızlarına almaktan başka hatırlayan var mı? Bir DYP vardı bu ülkenin tarihine ne kadar ipotek koymuştu hayırlayan var mı? Bir DSP vardı iktidar alternatifi oldu belli bir dönem sonra ise yüzde 2'lere kadar düştü.

Bu halk bu filtreyi iyi bilir. Kaymakam, emniyet müdürü rapor ederken, zulüm ile adap olan sonunda berbat olur. Bunun için fazla bir şey söylemeye gerek yok. Yakın siyasi tarihe bakmak yeterlidir. Bu ülkenin mezarlıkları kendilerini vazgeçilmez zanneden devlet adamlarıyla doludur."