BDP Diyarbakır Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Altan Tan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ferit Aslan ve Bayram Bulut'un DHA'da yayımlanan haberine göre, BDP milletvekili Tan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın seçim ve sonrası stratejisinin nasıl gözüktüğünü açıklayarak, "Türkiye 'nin önünde 10- 20- 30 yıllık geleceğini belirleyecek seçimler vardır. Başbakanın yaklaşımı, 'kendimi kurtarayım ondan sonra bakayım" diye belirtti.
Bazı şeyleri açık konuşmadan meramlarını anlatamayacaklarını ifade eden BDP milletvekili Tan knuşmasına şöyle devam etti:
"Tayip Erdoğan'ın stratejisi şöyle gözüküyor. Ben önümüzdeki 3 tane seçimi geçireyim ondan sonra Allah kerim. Yerel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler. Türkiye 'nin önünde 10- 20- 30 yıllık geleceğini belirleyecek seçimler vardır. Başbakanın yaklaşımı 'kendimi kurtarayım ondan sonra bakayım.' Şimdi bazı şeyleri açık konuşmak zorundayız. Bunları artık bazı köşe yazarları da yazıyor, gizli kapaklı şeyler değil. Kürtlerin kulağına şunlar fısıldanıyor. 'İşte bakın İlker Başbuğ da terörist damgası yedi, müebbet hapis aldı, Abdullah Öcalan da terörist damgası yedi müebbet hapis aldı. Siz bekleyin 3 tane seçim geçsin, bundan sonra bir genel af çıkarırız veya siyasi ortamı bir şekilde düzenleriz. Ergenekon da çıkar, Abdullah Öcalan da çıkar. Kürt siyasi tutukluları da çıkar. Siz bizi kurtarın, Başbakan Erdoğan'ı başkan, Cumhurbaşkanı yapın, biz de sizi kurtaralım'. Bunlar çokça yazılıyor, çiziliyor ve çokça da fısıldanıyor kulaklara. Bu siyasi ahlak ve etik açısından çok yanlış. Hak ve özgürlükler veya haklar bir şeyin rehini olarak tutulamaz. Hak, özgürlük, demokrasinin bir saniye bile tutulması insaf olarak insafsızlıktır, hak olarak haksızlıktır, dinen de haramdır, günahtır."
Altan Tan, söz konusu pazarlık ile ilgili CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal örneğini vererek şunları söyledi:
"Peki bunun ne garantisi vardır. Erdoğan'ı Başkan yaptınız, peki bunun siyaseten bir garantisi var mı? Bugün siyasi kulislerde yalan doğru bir sürü şey söyleniyor. Tayip Erdoğan'ın Deniz Baykal'a yasaklı olduğu dönemde, 'sen beni milletvekili yap kurtar, ben seni Cumhurbaşkanı yapayım' sözü verdiği söyleniyor. Bu çok önemli bir iddia ve bunu bir çok insan söylüyor. Doğrudur yalandır, bilmiyoruz söyleniyor. Baykal'ın vardığı yer ortada, geldiği yer ortada. Bu konuda doğru ve yalanlığı ile ilgili açıklama yapacak kişi de sayın Baykal'dır. Dolayısıyla 'sen beni kurtar, ben seni kurtarayım' pazarlığı ahlaken de doğru değildir, siyaseten de hiçbir garantisi yoktur. Onun için bu işin en kestirme yolu, hak, hukuk, demokrasi neyse bunları bir an evvel yerine getirmek, herkesin hakkını hukukunu ona teslim etmektir."