Erzurum'da iki yıl önce dünyaya gelen erkek bebeğini poşete koyup çöpe atan 26 yaşındaki Ayten Kağızmanlı ve annesi Fadime Kağızmanlı hakkında mahkemeden karar çıktı. Anne ve anneanne, 'alt soya ve çocuğa karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 15'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, anne ve anneanneye 'iyi hal' indirimi de uygulamadı.
Olay, 28 Ağustos 2018'de Pasinler ilçesinde meydana geldi. Yakınlarının düğünü için Kayseri'den Pasinler'e gelen Ayten Kağızmanlı, misafir olduğu evin tuvaletinde doğum yaptı. DHA'nın haberine göre, Ayten Kağızmanlı, durumu annesi Fadime Kağızmanlı'ya anlattı ve evlilik dışı birliktelikten dünyaya getirdiği erkek bebeğini çöpe atmaya karar verdi. Fadime Kağızmanlı, çöp poşetine koyduğu torununu çöp konteynerine attı.
Sabah namazı için bölgedeki Hasan Dede Camii'ne giden Seyfettin Çiftçi, çöp konteynerinden gelen bebek ağlama sesini duydu. Çöpte poşet içinde bebek olduğunu gören Çiftçi, cami imamından yardım istedi. İmam Kamil Turgut ve Seyfettin Çiftçi, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi.
Bebek, sağlık ekibi tarafından ambulansla hastaneye kaldırılırken, polis, yaptığı araştırmanın ardından kimliğini saptadığı anne Ayten Kağızmanlı ile annesi Fadime Kağızmanlı'yı gözaltına aldı. Tedavisi tamamlanan bebek, Erzurum Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne teslim edildi. Ayten Kağızmanlı ile Fadime Kağızmanlı ise tutuklanarak cezaevine konuldu.
Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılanan Ayten Kağızmanlı daha önce evlenip boşandığını, bir çocuğunun olduğunu söyledi.
Komşusunun akrabası Y.M. ile isteği dışında ilişkiye girip hamile kaldığını, hamileliğinden 6'ncı ayında haberdar olduğunu iddia eden Ayten Kağızmanlı, "Sancılarım tutunca gece tuvalette doğum yaptım. Annem beni ve bebeği görünce şoke oldu. Babamın bana zarar vereceğini düşündüğümden bebeği poşete koyarak anneme verdim. Bebeğin ölebileceğini düşünmedim. Ailemden korktuğum için bebeği dışarıya bıraktım. Çok pişmanım" dedi.
Uzun süredir psikolojik tedavi gördüğünü bildiren anneanne Fadime Kağızmanlı ise, "Kızım beni uyandırarak 'anne çok sancım var' dedi. Ben de torunumun sütünden ısıtarak getirip içirdim, sonra yatmaya gittim. Kızım uzun süre tuvaletten çıkmayınca merak ettim. Kapıyı çaldım, önce açmadı. Daha sonra açınca kızım kanlar içerisindeydi, bebeğin de gözleri açıktı. Onları görünce şoke oldum. Bana çok yalvardı 'anne ne olur babam duymasın' dedi" diye konuştu.
"Evlat işte dayanamıyorsun. Yalın ayak evden çıkmışım o şokla. Bebeği çöpe atmamı istedi" şeklinde konuşan Fadime Kağızmanlı, şöyle devam etti:
"Ben 'yazık, günah olur, camiye bırakalım' dedim. Camiye gittim, ancak kapısı kapalıydı. Hemen karşısındaki çöp konteynerine bıraktım. İçerisinde karton kutular vardı, onların üzerine koydum. Panikten göbek bağını da kesmemiştik. Kesmiş olsaydık zaten bebek yaşamazdı. Poşetin ağzını üşümemesi için bağlamıştım."
1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında Fadime ve Ayten Kağızmanlı, 'alt soya ve çocuğa karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 15´er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, sanıklara iyi hal indirimi uygulamadı. Ayrıca anne Ayten Kağızmanlı'nın 10 yıl velayet hakkını kullanmaktan yasaklanmasına karar verildi. Hazırlanan gerekçeli kararda, sanıkların yakalanma korkusunun da verdiği etki ile bebekten kurtulmak için çöp poşetine koydukları bildirildi.
Kararda, "Çöp poşetinin ağzını sanık Ayten'in bağladığı, bebeği hiç emzirmediği, temizleyip vücut ısısının düşmemesi için herhangi bir şekilde bebeği sarmadığı, sanık Fadime'nin de aynı şekilde bebeği muhafaza etmek için herhangi bir çabasının olmadığı, poşetle birlikte bebeği çöp konteynerine bıraktığı ve konteynerin kapağını kapattığı dikkate alındığında sanıkların bebekten bir an önce kurtulmak için öldürme kastı ile hareket ederek iştirak halinde atılı kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işledikleri sabit olduğundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir" denildi.
Eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, öldürülmeye çalışılan bebeğin doğar doğmaz tuvaletten alınan poşetin içine konulması, göbek bağının kesilmemesi, ayrıca mağdurun hem sanıkların alt soyu hem de kendisini savunamayacak durumda olması dikkate alınarak oluşan vicdani kanı doğrultusunda alt sınırdan uzaklaşarak TCK 35/2 maddesi gereğince indirim yapıldığına işaret edilen kararda, şu görüşe yer verildi:
"Sanıkların kişilikleri, sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki davranışları ve suçtan pişman olduklarını gösterir tavır sergilememeleri, duruşmalarda yalnızca 'pişmanız', kelimesini kullanıp, anlatımlarında pişmanlıklarını samimi olarak ifade etmemeleri, (karar celsesinde sanık Fadime'nin 'Siz olsanız ne yapardınız?' şeklinde mahkeme heyetine sanki yaptığının haklı olduğunu düşünüyormuşçasına soru sorması) dikkate alınarak mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanıklar hakkında takdiri (iyi hal) indirim uygulanmamıştır."