Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşüm töreninde yaptığı konuşmada "Çevre Bakanı'mda dahil olmak üzere, tüm belediye başkanlarıma duyuruyorum. Fevkalede bir hal olmadıkça gökdelenler dikmemeliyiz" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Gaziosmanpaşa'da düzenlediği kentsel dönüşüm töreninde konuşan Erdoğan, sağlıklı, konforlu, yaşanabilir alanlar oluşturmak için yıkım yapıldığını ifade etti.
Erdoğan, "Onarılması mümkün olmayan çatlakların üzerini kapatmıyoruz. Tamir olmayacak, büyüdükçe büyüyecek sorunların üzerini örtmüyoruz. Biz yıkıyoruz, yeniden yapıyoruz. Daha iyisini, daha modernini, daha sağlıklısını inşa ediyoruz" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar dahil olmak üzere tüm belediye başkanlarına, "Fevkalade bir hal olmadıkça bu tür yapılanmalarda gökdelenler dikilmemesi" gerektiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Zemin artı 4, zemin artı 5... Bunun daha üzerine çıkmamalıyız. Zemin artı 10, zemin artı 15... Bu tür binalar değil. Biz kültürümüzün de derinliklerinden gelmek üzere estetiğe önem vermeliyiz. 40, 50, 80 katlı bina estetik olmaz mı? Olabilir. İnkar etmiyorum, reddiyeci değilim. Ama bir şeyi ortaya koymak istiyorum; insanoğlu toprağa yakın yaşamalı. Biz, çocuklarımızın rahat rahat inip çıkabileceği konutlar inşa etmeliyiz."
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar'ın üzerinde tarihi mesuliyet olduğunu belirten Erdoğan, "Birileri şöyle demiş, böyle demiş bizi ilgilendirmez. Biz tarihe kayıt düşüyoruz ve bu tarihi halkımızla beraber inşa ediyoruz" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan, kentsel dönüşüme karşı çıkanlar olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"Bedeli ne olursa olsun bunu gerçekleştireceğiz. Biz, çakma zihniyetlerle yürümüyoruz. Biz, bu ülkede halkımın ruh köküne hitap eden zihniyetle yürüyoruz. İnşallah süreç boyunca Türkiye'nin yeni şehirlerini inşa edecek, insanımıza layık evler imar edecek, dünya sathında parmakla gösterilmemizi sağlayacak iş yerlerini kuracağız. Bir şehir, taş, toprak, çimento ile meydana gelmiyor. Ona insanı katmak gerekiyor, onu değer yargılarımızla şekillendirmek gerekiyor. Şehir, yalnızca insanların oturduğu, çalıştığı, akşam da evine gidip uyuduğu mekan değil. Şehrin bir kimliği, ruhu, kişiliği, değerleri vardır. Şehir, aynı zamanda içinde yaşadığı insanlara da kimlik sunar. Bu yüzden inşa edeceğimiz şehirler, yeni konutlar, iş yerleri, yaşam alanları, gelecekte yükselteceğimiz Türkiye'nin nüvesi olacaktır. Köhnemiş konutlarla, salaş yapılarla, estetikten uzak, insanlarımıza huzur vermeyen mimariyle, küreselleşmiş bir dünyada Türkiye'nin yeri olamaz. İşte biz, bunu değiştiriyoruz."
Geçen 10 yıllık sürede yeni şehir perspektifi geliştirdiklerini ve onu sürdürdüklerini ifade eden Erdoğan, "Biz, aziz milletimizi, yalıtımı olmayan, tenekelerle kaplanmış, kapısı penceresi dökük yerlerde oturtamayız. Benim Ayşe ablama, Fatma kardeşime, Ahmet beye, Hasan kardeşime, o yavrularımıza buralar layık değil" diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye büyürken, bölgesel, küresel bir güç haline gelirken, vatandaşları tenekeden, çatısı akan, önünden kanalizasyon geçen sağlıksız yapılara mahkum edemeyeceklerini söyledi.
Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Akil insanlar Türkiye'nin 7 bölgesinde çalışmalar yapacaklar. Bir zorlama yapmadık, öyle bir niyetimiz de yok. Bazı çevreler bundan çok rahatsız, top atışları başladı. Kimisi kendisi orada yok diye feryat ediyor, kimileri de kıskançlıklarından çatlıyor, kimileri de ulusalcı kesim olduğu için, bu ülke ne çektiyse aşırı uçlarından çekti. Sağın da aşırı uçları var, solun da aşırı uçları var.
Biz kan akmasın diye çırpınırken maalesef birileri rant elde etmenin gayretinde. Biz, çözüm sürecinden umutluyuz. Niyetimiz hayır, akibette de inşallah hayır olacak.
Kendileri bir bataklık oluşturdu şimdi bataklıkların kurutulmasına karşı çıkıyorlar. Biz o bataklıkları kurutacak, gül bahçesine, lale bahçesine çevireceğiz. Kırılan kalpleri onaracağız. Çözüm sürecini kardeşliğimiz için gönül köprüleri için yapıyoruz. Bütün bu süreçleri tamamına erdireceğiz."