Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Star yazarı Ahmet Kekeç'in köşesine taşıdığı "Erdoğan'a AIDS ile suikast" iddiası üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. Bozdağ, "İşte görüyorsunuz en son (FETÖ) ‘AİDS olacak’ diyor. İlaç yapılacak diyor, suikast diyor. Bunları kime diyor, Kılıçdaroğlu’na mı diyor?" dedi.
Bozdağ, 'FETÖ'nün siyasi ayağının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi. Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın "FETÖ, CHP için imtiyazlı örgüt" başlıklı yazısında Bozdağ'ın ifadeleri yer aldı. Çevikcanın yazısı şöyle:
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, salı günkü grup toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için “FETÖ’nün siyasi ayağı” sözlerini sarf eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterirken, FETÖ’nün CHP için imtiyazlı bir örgüt olduğunu iddia etti. Dün Meclis’te görüşme imkanı bulduğum Bozdağ’a, sohbetimizin başında, FETÖ’nün devlet kurumlarından bütünüyle temizlenip temizlenmediğine ilişkin tartışmayı sordum: “FETÖ ile mücadelenin kısa sürede bitmesi ihtimali yok” diyen Bozdağ, şöyle devam etti:
“Örgütün yapısı, çalışma usulü nedeniyle bu örgüt üyelerinin tespiti çok büyük zorluklar çıkartıyor. Kripto bir yapı ile karşı karşıyayız. Şu anda bilinen, tespit edilen FETÖ’cü teröristler devletten arındırıldı. Ama bunların takiye nedeniyle ve çalışma yöntemleri nedeniyle tespit edilemeyenleri olabilir. FETÖ şu anda Türkiye’nin hem içinde hem dışında, uluslararası alanda Türkiye’nin aleyhine çok büyük kampanyalar yürütüyor. Bu nedenle FETÖ ile mücadele 1-2 sene içinde bitecek bir mücadele değildir. Türkiye’ye ihanet için her türlü alçaklığı yapıyor. Türkiye’de şu anda Allah’a şükür bir gücü, organizasyon kabiliyeti kalmadı. Ama bundan sonra Türkiye’de yeniden palazlanmaması için yapmamız gereken çok şey var. Ayrıca, henüz tespit edilememiş kripto FETÖ’cülerin tespiti ve yargıya teslimi çalışmaları devam ediyor, edecek. Bir savsaklama, bir gecikme olması söz konusu değil.”
Bozdağ, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı’na yönelik sözleri için çok sert ifadeler kullanarak, şunları söyledi:
Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı çok büyük bir saygısızlık, çok büyük bir terbiyesizliktir. FETÖ bir terör örgütüdür. Türk yargısı bunu saptamıştır. Halkın kararı da öyledir. Cumhurbaşkanı için ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ demek büyük bir edepsizlik, büyük bir saygısızlıktır. Bir ana muhalefet partisinin liderinin FETÖ ile en kararlı mücadeleyi yapan bir Cumhurbaşkanı’na karşı bu yaklaşımı büyük bir densizliktir. Ayrıca sadece sayın Cumhurbaşkanı’na değil Türk milletine, devlete hakarettir. Türkiye’de FETÖ-PDY’yi terör örgütü kabul eden ilk başbakan da ilk cumhurbaşkanı da ilk lider de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu örgütü terör örgütü ilan eden ilk cumhuriyet hükümeti de Cumhurbaşkanımızın Başbakanlık yaptığı Cumhuriyet Hükümetidir. Bir tane örnek yoktur. FETÖ terör örgütü darbeyi kime karşı yaptı? Cumhurbaşkanı’na karşı yaptı, hükümetimize karşı yaptı. FETÖ şu anda kime düşmanlık yapıyor? Kılıçdaroğlu’na mı yapıyor? Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti’ye karşı yapıyor.
İşte görüyorsunuz en son ‘AİDS olacak’ diyor. İlaç yapılacak diyor, suikast diyor. Bunları kime diyor, Kılıçdaroğlu’na mı diyor? Cumhurbaşkanımızın kararlılığı olmasaydı FETÖ ile böylesi etkin bir mücadele yapılamazdı. FETÖ terör örgütü ile ilgili siyasi ayak tartışması konusunda kim ne derse desin ama Cumhurbaşkanı’na dönüp böyle bir şey demek izan, vicdan, insaf sahibi, hakkaniyetli birinin söyleyebileceği bir iş değildir. Erdoğan düşmanlığını bir meziyet zanneden alçaklar bunu söyleyebilir. Ama sokaktaki izan, insaf sahibi insanlara sorun; ‘FETÖ ile Türkiye’de kim mücadele etti’ diye, ‘Erdoğan’ derler. FETÖ örgütünün bütün mensuplarıyla imha etmek için saldırdığı kişi Cumhurbaşkanı’dır.
FETÖ eğitimde güçlüydü. Eğitim alanında sahip olduğu imkanların hiçbiri kaldı mı? Dershaneleri kim kapattı, üniversiteleri kim kapattı? Erdoğan. Ortaöğretim okulları, pansiyonları kim kapattı? AK Parti hükümetleri. Medya ayağı vardı bunların, kim kapattı? Cumhurbaşkanı’nın liderliğindeki AK Parti kapattı. Örgütü finanse eden şirketler, kişiler vardı. Bunların üzerine kim gitti? Cumhurbaşkanı gitti. Bankacılık sisteminin üzerine kim gitti? Orduda, yargıda, emniyette, istihbaratta, dışarıda, içeride bütün kurumlara sızmış FETÖ’cüleri temizlemek için kim adım attı? Cumhurbaşkanı’nın liderliğindeki kadrolar. Peki bütün bunlar olurken dershaneler kapatılmasın diye kim çalıştı? CHP çalıştı. Dershaneler düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne kim götürdü? CHP götürdü. 17-25 Aralık’a en büyük desteği kim verdi? CHP verdi. Oluşturulmuş sahte kasetleri FETÖ’cülerden alıp Meclis’te yasayı çiğneyerek dinlettiler. Sahte kasetleri alenileştirerek adeta FETÖ’nün siyasi ayağı olarak çalıştı. MİT TIR’ları hadisesinden bir milletvekilleri şu anda içeride.
15 Temmuz’da darbeyi FETÖ kime karşı yaptı, kendi siyasi ayağına karşı mı darbe yaptı? Ak Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanı’na karşı yaptı. Kılıçdaroğlu, Yenikapı’ya geldi ama kontrollü darbe iddiasını ilk söyleyen Fethullah Gülen’dir sonra da Türkiye’nin her bir tarafına yayan Kılıçdaroğlu’dur. ‘Adil Öksüz MİT ajanıdır’ diye açıklama yaptılar. Savcılığa dosyalar verdiler, sahte olduğu ortaya çıktı. Bu da ABD’den geldi onlara. MAN Adası olayında da aynı şey oldu. Adalet yürüyüşü, mağdur edebiyatı… KHK mağduru olan insanlar yok, FETÖ’nün mağduru olan insanlar var.
Bankaları kapandığında kapanmasın diye para yatıran CHP’yi vekiller vardı. Kılıçdaroğlu’nun yazdığı mektup var. Gazetelere el konulduğunda hepsi oradaydı. FETÖ-PDY’nin terör örgütü olduğunun kimse tarafından bilinmediği dönemde, 10 sene önce bir şey olmuş, CHP onu ortaya getiriyor. CHP’ye sorarsan ‘ben haksızlığa karşı herkesi savunuyorum’ diyor. Baktığınız zaman FETÖ terör örgütüne ayrı bir imtiyaz veriyor CHP. PKK, DHKP-C de FETÖ gibi CHP nezdinde imtiyazlı terör örgütleri. Bakıyorsunuz Boğaziçi Üniversitesi’nde Türk askerine “katil” diye bağırıyorlar. Askerimizi terörist ilan ediyorlar. CHP onlara sahip çıkıyor. O zaman sormak lazım, terör örgütü üyeleri üniversite öğrencisi olursa propaganda yapmak onlar için suç olmaktan çıkar mı?
FETÖ ile ilgili temizlik yapan partilerin başında AK Parti gelir. Neden, çünkü biz FETÖ’yle uzun zamandır mücadele ediyoruz. Daha FETÖ’nün terör örgütü vasfı bütün boyutlarıyla ortaya çıkmadan önceden başlamıştır. 7 Şubat MİT Müsteşarı olayı, dershane tartışması budur. AK Parti’nin 2012 Eylül ayında kongresi oldu. Arkasından 2015’te bir daha kongre yaptık. Bütün il, ilçe kongrelerimizi yaptık. Bütün teşkilatları gözden geçirdik. İrtibat, iltisak olanları zaten gönderdik, bu şüpheyi taşıyan herkesi de partinin yönetimlerinden uzaklaştırdık. Arkasından şimdi yine kongre yaptık. Bu kongre sürecinde de aynı hassasiyetle hareket ettik. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde de ana kriterimiz FETÖ şüphesi taşımamak olmuştur. 2014 belediye meclislerinde de bizimle harp yapıldı. O dönemde hatta bazı belediye başkanları açıklandığı halde biz daha sonra o isimleri değiştirdik. AK Parti bu noktada kendi içerisinde temizlik yapmıştır. Türkiye’de temizlik yapmış bir parti varsa o da AK Parti’dir.
Onlar Cumhurbaşkanımıza suikast yapacaklar, Cumhurbaşkanımıza ve ailesine iftira yapacaklar, milletimize ve devletimize ihanet edecekler, darbe yapacaklar biz de FETÖ’nün lehine nefes alacağız. Yok böyle bir şey. Allah bize bir lahza da olsa, FETÖ lehine nefes aldıracağına canımızı alsa daha iyi.