Bekir Coşkun 'pislik akıyor' sözü için Erdoğan'a dava açıyor

Bekir Coşkun 'pislik akıyor' sözü için Erdoğan'a dava açıyor

 

Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun, Başbakan Erdoğan'ın, "Kaleminden pislik akıyor" sözüne dava açacağını açıkladı.
 
Genelkurmay'dan sonra Başbakan Erdoğan'ın da sert sözlerle hedef aldığı Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun Twitter'dan yaptığı açıklamayla polemiği mahkemeye taşıyacağını duyurdu.
 
Coşkun'un twitter'da şunları yazdı:
 
"Üzülmeyin arkadaşlarım... Benim kalemim hep şefkat, merhamet, sevgi istedi... Kine, nefrete, merhametsizliğe kızdım... Beni eleştirirken "Kaleminden pislik akan" demesi, asıl bir Başbakan'a yakışmadı... Tabi ki dava açacağım... Yargı yoksa, o zaman sığınacağım tek yer kalır; sizin vicdanlarınız...
 

Erdoğan ne demişti?

 
Başbakan Erdoğan İtalya ziyaretinin ardından Türkiye'ye dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Genelkurmay'ın açıklamalarına konu olan Bekir Coşkun için ağır ifadeler kullandı.
 

'O yazara tüm paşalar dava açmalıdır'

 
Basın mensuplarının, Genelkurmay'ın yaptığı açıklamaları hatırlatması üzerine de Başbakan Erdoğan, 'O yazara tüm paşalar dava açmalı' cevabını verdi. Başbakan Erdoğan, bugünkü grup toplantısında Genelkurmay Başkanlığı'na sert eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu'nun konuşması hatırlatılınca 'Kılıçdaroğlu, siyasetin adap yanını iyi anlayamadı. Kimsenin kimseye hakaret yetkisi yok. Genelkurmay'ın açıklamasına neden olan 'Paşa' benzetmesi iyi anlaşılmalı. Paşa benzetmesiyle hakaret Atatürk'e kadar uzanır' açıklamasında bulundu.
 

'O zatın kaleminden pislik akıyor'

 
Başbakan Erdoğan Genelkurmay'a yönelik 'Paşa' başlıklı bir yazı yazan Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun'a da oldukça sert sözler söyledi. Erdoğan Bekir Coşkun için ' 'paşalar için yaptığı benzetme talihsiz bir benzetmedir. Ama O zat ne yazık ki bütün kaleminden pislik akan bir zat olduğu için böyle şeyler yapıyor' dedi. Başbakan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da Bekir Coşkun'a destek verdiği için eleştirdi.
 

Bekir Çoşkun ne yazmıştı?

 
Coşkun’un Cumhuriyet gazetesinde "Paşa" başlığıyla yayımlanan (29 Nisan 2012) yazısı şöyle:
 
Sahipsiz kurt, o gece boyalı kulübenin önünden geçerken gördü onu… Çok bakımlı, şişman, keyfi yerinde, kulübesinin içinde öyle oturuyordu aynı soydan gelen köpek..
Selam verdi:
“Merhaba…”
“Merhaba…”
“Adın ne?…”
“Paşa…”
*
Merak etti:
“Şu önündeki şey ne Paşa?..”
“Yemek tabağım…”
“İçinde ne var?..”
“Kemiğim…”
“Şu ne?..”
“Su tasım…”
“Ya şu yumuşak koltuk gibi olan?…”
“Minderim… Üzerinde oturayım diye…”
“Kim veriyor bunları?..”
“Sahibim…”
*
Kulübenin içindeki Paşa sordu bu kez:
“Peki sen ne arıyorsun?..”
“Yiyecek…”
“Yiyecek aramakla bulunur mu?..”
“Zor ama bulunabilir… Çok koşturmak lazım… Gece gündüz dolanacaksın… Kimi zaman bulamadığımda o gün aç geçer… Ama mücadele etmezsen ölürsün…”
*
Kulübenin köpeği Paşa akıl verdi:
“Bir sahibin olsa, sana baksa ya… Karnını doyurur, suyunu verir… Hiç yorulmazsın adamım… Aç da kalmazsın, susuz da…”
“Tasım da olur mu?..”
“Olur…”
“Oturmak için minder de mi verirler?..”
“Verirler tabii…”
*
Kurt sordu:
“Peki şu omuzunda parlayan ne?..”
“Tasmam…”
“Ne işe yarar?..”
“Sahibim beni yönettiğine göre bu lazım… Nereye çekerse oraya…”
“Ya onun istediğini yapmak istemezsem?..”
“Karşılığında yapacaksın… Onca şey veriyor yani…”
*
Döndü gitti öbürü…
Giderken, kulübedeki Paşa’ya seslendi:
“Hiçbirisini istemem… Ben özümde kalayım daha iyi…”