Belgrad ormandı, park oldu!

Belgrad ormandı, park oldu!

Belgrad Ormanı'nda düzenli yürüyüş yapan Belgrad Ormanı’nda Yürüyoruz grubunun kurucusu Kamil Eser, ormanın hızla parka dönüştüğünü söyleyerek, “Eskiden Belgrad içinde yürürken sonsuzluk duygusu hissederdim. O sonsuzluk duygusu hızla kayboluyor. Biraz gidiyorsun karşına mutlaka bir boşluk veya sarı toprak çıkıyor... Önün 3. köprü için açılan yolla kesiliyor. Ya da yeni açılan bir bağlantı yolu karşına çıkıyor. Var olan kimi yollar da genişletildi. Kesimlerin yanı sıra kimi bölgelerde ağaçlar da seyreltildi” diyor.

Emel Alptekin’in Radikal’deki haberine göre, 3. köprü için ormanda yapılan ağaç kesimleri uzaydan bile göründüğünde haber oldu, tepki topladı. Kamil Eser, bu tahribatın ormanın içinden, dibinden nasıl göründüğüne tanık olan İstanbullulardan. Kamil Eser 2011 yılından beri her hafta düzenli olarak Belgrad Ormanı’nda yürüyor. ‘Belgrad Ormanı’nda Yürüyoruz’ grubunun kurucusu. Grup ilk kurulduğunda adı ‘Cumartesi Günleri Belgrad Ormanı’nda Yürüyoruz’ imiş! Sonradan bu İspanyol soylularına benzeyen adı biraz kısaltıp bu hale getirmişler. Tüm yürüyüşlerine katılım ücretsiz. Belediye otobüsüne binip Belgrad Ormanı’na gelmek yeterli. Grubun facebook ve twitter üzerinde 1700’e yakın üyesi var. Ancak yürüyüşlere 15-35 kişilik gruplar katılıyor. Katılanlar 30-50 yaşları arasında. Avukat, hemşire, mühendis, doktor, öğretmen, ev kadını, işsiz ve emekliler var. Kamil Eser, yürüyüşe sigarayı bıraktığında başlamış. Talihin cilvesi, kendi ciğerleri açıldıkça, İstanbul ’un ciğerlerinin tahrip edilişine tanık oldu.

 

Belgrad Ormanı’nda yürüyen çok sayıda grup var mı?

İstanbul’daki bütün yürüyüş grupları zaman zaman Belgrad Ormanı’nda yürür. Ancak daha çok kent dışına giderler. Düzenli olarak Belgrad’da yürüyen biz varız, Kemal Ersayın’ın ‘Etkinlik Dünyası’ ve Mahmut Çeçen’in YUDOKS’u. Ben de Mahmut hocanın grubuyla başladım. Bir süre sonra 2011 Aralık ayında kendi grubumu kurdum. İstanbul’daHaziran-Temmuz-Ağustos aylarında sıcak yüzünden ancak Belgrad Ormanı’nda yürünebilir zaten.

 

3 yıl içinde nasıl bir değişim gördünüz ormanda?

Eskiden ormanın içinde 6 saat -7 saat boyunca kesintisiz yürürdük. Ve etrafımızda sadece orman olurdu. Şimdi Belgrad Ormanı’nda yürürken ‘sıkılıyorum.’ Yürürken sonsuzluk duygusu hissederdim. O sonsuzluk duygusu hızla kayboluyor. Biraz gidiyorsun karşına mutlaka bir boşluk veya sarı toprak çıkıyor... Önümüz 3. köprü için açılan yolla kesiliyor. Ya da yeni açılan bir bağlantı yolu karşına çıkıyor. Var olan kimi yollar da genişletildi. Kesimlerin yanı sıra kimi bölgelerde ağaçlar da seyreltildi. Ormanın içinde ‘Özel arazidir’ diye telle çevrilmiş yerlere rastlamaya başladık.

 

Yeni ağaç kesimleri var mı, rastlıyor musunuz?

Yürüdüğümüz kesimlerde yeni kesim yok. Hatta kimi bölgelerde kesilip açılan bölgelerde yeniden bitki örtüsü oluşmaya başlamıştı! Ancak kesimler şöyle yapılıyordu.. Önce belki 80-100 yaşlarında ulu ağaçları kesiyorlardı. Sonra geride kalan 10-15-20 yaşındaki ağaçlar iş makineleriyle sökülüp atılıyordu.

 

Kesimleri kim yapıyordu?

Ormanda çalışan mevsimlik işçiler vardır, yevmiyeyle çoluk çocuk ailece çalışırlar. Kesimleri ormancılar yapıyordu. İş makinelerini inşaat firmalarının adamları kullanıyordu. Orman işçileri bize “Biz de çok üzülüyoruz...” da diyordu! Kesimler sürerken biraz ileride 30-40 kadar kadın orman işçisi oturmuş yerde bir şeyler yapıyorlardı. “Ne yapıyorsunuz” dedik. Yere düşen tohumlar filiz oluşturmuş. Filizlerin etrafındaki otları temizliyorlarmış ki filiz rahat büyüyüp ağaç olsun. Bir yanda büyük bir tahribat bir yanda bakım...

 

Yürüyüş yapan bir grup olarak rotanızda ne değişti ormanda?

Yürüyüşlerde ormanın belli bölgelerine belli isimler veririz ki, birbirimizi bulabilelim. Kekik tarlası, Cheeroke Meydanı, Uçurum manzarası gibi.. Cheeroke Meydanı büyük bir açıklıktı. Ormanın seyreldiği yer. Gümüşdere Köyü var aşağısında. Geçenlerde o meydandan aşağı inerken kezzap dökülmüş gibi yandık. Çünkü oradaki var olan yol iyice genişletilmiş. Hatta keçi yollarının da tamamı genişletilerek 20-25 metre genişliğinde yollar haline getirilmiş. Yolların etrafındaki ağaçlar ve bitki örtüsü seyreltilmiş. Aşağı indiğimizde ise muhtemelen viyadük ayağı hazırlığı olan devasa bir toprak yığınıyla karşılaştık.

 

Kekik tarlası?

Kekik tarlası bizim mola yerlerimizden biriydi. Yürüyüşün 3/2’sinin bittiği yerdedir. Etrafı yabani erik, elma, armut ağaçlarıyla çevrili üzeri kekik çeşitleriyle kaplı bir bölgeydi. Şimdi kekik tarlası yok. Hiç yok. Üzerindeki bitki örtüsü tamamen kalktı. Tamamen çıplak toprak. Üzerinde bir de gölet oluştu.

 

Meşe deniziydi

 

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Orman Fakültesi tarafından hazırlanan ‘3. Köprü ve İstanbul Ormanlarına Etkileri’ raporuna göre Belgrad Ormanı’nda 402 bitki, 42 kelebek, 146 kuş ve 22 memeli türünü barındırıyor.

Hakim ağaç türü meşe. Belgrad Ormanları ile İstanbul çevresindeki orman alanları, dünyanın önemli kuş göçü alanlarından. Bölge yüzbinlerce su kuşu, yırtıcı ve ötücü kuş türünü ağırlıyor. 1840’lara kadar 12 bin hektarlık uçsuz bucaksız bir ağaç denizi olan Belgrad Ormanı’ndan bugün 5 bin 524 hektarlık bölüm ayakta kaldı. Belgrad Ormanı’nın Istrancalar’dan Garipçe’ye kesintisiz uzandığı hatta Mecidiyeköy’ün altlarına kadar sokulduğu dönemleri, 1960’larda İstanbul’da yaşayanlar hatırlıyor.